HIV kolay bulaşır mı, b eşittir b, aids testi, hiv testi, pcr, prep, pep, aids bulaşır mı, b=b, hiv belirtileri
-Diş muayenesinde HIV bulaşma riski nedir?-
HIV hakkında herkesin merak ettiği ancak işin doğrusunu kimsenin anlatmadığı bir başka konu;
Diş muayenesinde HIV riski olup olmadığı? Peki Florida Dişçişi kim? HIV ve diş konusu ile ilgisi nedir?
Bilimsel gerçeklerle, tarihçesiyle, raporlarıyla, referanslarıyla, herkesin anlayacağı,
kolay anlaşılır bir #hivbilgisi dili ve #kirmizikurdeleistanbul özeniyle.
--
-Gerçekten de diş muayenesinde HIV riski var mı?-
-Florida dişçisi vakası nedir?-
Pek çok insan, diş operasyonlarının niteliğinden dolayı HIV bulaşma riskinin hayli yüksek olduğuna inanır.
Bu yüzden de diş çekimi, kanal tedavisi vb. kanlı operasyonların, yüksek HIV riski taşıdığına dair kent efsaneleri bitmek bilmez.
Sorular genelde ‘ya benden önceki kişi HIV pozitifse ve ondan kalan kan bana bulaşırsa’ fantezisinden başlayarak,
akıl sınırlarını zorlayan bir noktaya ulaşır.
Konuyu açmadan önce, en başta söylenmesi gereken en önemli detay ise şudur:
tüm diş hekimleri, HIV ve diğer bulaşıcı hastalıkların bulaşmasını önlemek için evrensel tedbirler almakla ve bu tedbirlere,
dişçi koltuğuna oturan herkesin bulaşıcı bir hastalığı varmış varsayımıyla sıkı sıkıya bağlı kalmakla yükümlüdürler.
Bu önlemler diş hekimleri, hatta asistanlarının da eldiven, yüz maskesi ve göz koruması kullanımları ve ‘Ağız ve Diş Sağlığı Yönetmeliği’nce
özetlenen prosedürleri takip ederek tüm el aletlerini (matkaplar vb.) her bir hasta için ayrı ayrı steril hale getirmelerini gerektirir.
Steril edilemeyen tek kullanımlık araçlar ise adı üzerlerinde, tek kullanımlıktır. Yani sadece sizin muayenenizde kullanılmak üzere, gözünüzün önünde ambalajından çıkarılır ve işleri bitince yine ambajlarına konularak çöpe atılırlar. Her hastadan sonra eldivenler atılır, eller yıkanır ve bir sonraki
hasta için yeni bir eldiven kullanılır. Özellikle son yıllarda, tıbbi araç gereç ve tıp teknolojisindeki gelişmeler
bu tip bir bulaş ihtimalini neredeyse imkânsız hale getirirdiler.
Öte yandan HIV’in insan vücudu dışına çıktıktan ya da bir başka deyişle havayla temas ettikten çok kısa süre sonra etkisini yitirmesi,
bu tip bir bulaşın -neredeyse- imkânsız olmasını sağlayan bir başka faktördür.
Eğer tüm bu faktörlere rağmen bu konuda endişeli iseniz, muayene öncesinde diş hekiminize sağlık ve güvenlik önlemleri ile ilgili endişelerinizi
aktarmak için birkaç dakika ayırmanız hem içinizin rahatlamasını hem de bu tip kent efsanelerine inanmamanızı sağlar.
-Peki diş muayenesi yoluyla hiç mi bulaş yok?-
Uzun lafın kısası; var!
HIV’in 40 yılı aşan tarihinde, kayıtlara diş muayenesi kaynaklı olarak geçmiş ve ispatlanmış sadece 2 vaka var.
Şimdi gelin, ikisi de hekimlerin ve hastaların karşılıklı ihmallerinden oluşan bu vakalardan biri ve
konuyu en net özetleyeni hakkında biraz bilgi edinelim.
Edinelim ki, diş muayenesinde nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkındaki dersi alarak,
neredeyse imkânsız olan bu ihtimalle karşılaşmamayı ya da kimseyi böyle bir riske bırakmamayı garanti altına alalım.
-Florida dişçisi vakası-
İsmin biraz gerilim filmi tadında olduğunu kabul ediyoruz.
Fakat doğrusu vakanın kendisi de biraz gerilim filmi tadında.
1990 yılında HIV tanısı alan Kimberly Bergalis adında bir kadın, kendisini HIV riski altına sokan hiç bir davranışı olmadığını söylüyordu.
Bu konudaki ısrarını giderek arttıran Bayan Bergails, 1990'larda risk olarak değerlendirilebilecek dövme, akupunktur dahil hiçbir işlem yaptırmadığını,
hayatı boyunca sadece 2 erkek arkadaşı olduğunu ve 2 erkek arkadaşının da HIV negatif olduğunu söyledi ve söylediği her şeyi testlerle doğruladı.
İş gittikçe gizemli bir hal alıyordu. Konu biraz daha araştırılınca anlaşıldı ki, Bayan Bergails HIV tanısı almadan tam 2 yıl önce, 2 diş çekimi için
muayenesine gittiği Dr. David Acer’ın kendisi, bu diş çekimlerinden 3 ay önce HIV tanısı almıştı.
Bu teoriye göre Bayan Bergails haklıydı ve HIV’in kaynağı Dr. Acer olabilirdi.
Bu noktada gerçek bir sorumluluk örneği gösteren Dr. Acer’in tüm hastalarını HIV testi yaptırmaya davet eden bir açık mektubu ile
başlayan derin araştırma gösterdi ki, Dr. Acer’in 5 hastası daha, kendisinin HIV tanısını takip eden süreçte HIV ile enfekte olmuşlardı.
Burada Bayan Bergails ve diğer 5 hastanın hatası ise Dr. Acer’in muayeneler boyunca, gerekli sterilizasyon prosedürünü takip edip etmemesi ile hiç ilgilenmemiş olmaları. Yani normal koşullarda diş hekimi HIV pozitif olsa dahi, eldiven kullanmak vb. prosedürler ya da dişçinin operasyon sırasında
herhangi bir şekilde kanaması olduğunda operasyonu durdurup, kan akışını kestikten sonra devam etmesi gibi noktalara özen gösterilseydi bu
bulaşların hiçbiri gerçekleşmezdi. Doğrusu şu ki Dr. Acer kötü ve ihmalkâr bir dişçi, hastalar ise muayene ücretinin ucuzluğunun,
sterilizasyondan daha önemli olduğunu düşünen insanlardı.
Tabi bu noktada olayın, HIV’i tamamen baskılayan ve salt bir taşıyıcılık hale getirerek, bulaş risklerini sıfır seviyesine indiren
ilaç tedavisi ART'nin (Neymiş bu ART? tıklayın ve öğrenin) 1996'da bulunduğunu eklemek şart.
Yani bu olay bugünlerde yaşanmış olsaydı, HIV pozitif olduğunu zaten bilen Dr. Acer HIV ilaçları kullanmaya başlamış, muhtemelen
Belirlenemeyen seviyeye de ulaşmıştı. Bu faktörlere bir de standart sterilizasyonu, hatta riskli temas sonrası önleme tedavisini
yani PEP’i (Neymiş bu PEP? tıklayın ve öğrenin) eklediğimizde,
bugünlerde böyle bir olayın yaşanması ihtimali için ‘neredeyse imkânsız’ demek, gerçekten de abartılı olmayacaktır.
Florida dişçisi vakası ilgili daha fazla bilgi edinmek isterseniz, Amerikan Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi'nin (CDC)
raporlarına (İngilizce) aşağıdaki *linkler aracılığıyla ulaşabilirsiniz;
*www.cdc.gov/mmwr/preview/mmwrhtml/00001679.htm
www.cdc.gov/mmwr/preview/mmwrhtml/00014428.htm
www.cdc.gov/mmwr/preview/mmwrhtml/00001877.htm
www.kirmizikurdele.org
#hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı
#hivhakkindahersey
#hivindogrusu