top of page

#hivbilgisi arama sonuçları

316 sonuç bulundu

  • Bir HIV pozitif ile flört ya da ilişki

    Yayıma hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü B. Güncelleme tarihi: Nisan 2025 Yayım tarihi: Ocak 2018 Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır . Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. Flört ve ilişkiler, içerdiği tüm şeylerle, iyisiyle, kötüsüyle, acısıyla, tatlısıyla capcanlı, hoş, neşeli, hem her zaman önemli hem de hassas konular ve dönemler. Öte yandan hoş olduğu ve etkilediği kadar, çeşitli kaygılar yaratan ve düşündüren süreçleri de var flört ve ilişkilerin. Acaba her şey güzel devam edecek mi? Bu insanın hoşlanmadığınız yanları ve keyif kaçıran, büyüyü bozan bazı detaylar olacak mı? Belki de bir noktada ortak ilgi alanlarının sanılandan daha az olduğunu anlayacak ya da tanıştığınız kişinin size göre olmadığını düşünmenizi sağlayan başka faktörler devreye girecektir. Evet bunlar da mümkün. Ancak hoşlandığınız o güzel insanın size göre olmadığını, onunla bir ilişkinin mümkün olmadığını düşünmenizi sağlayan sebepler her ne olursa olsun HIV pozitiflik asla bunlardan biri olmamalı. Herkes için #hivbilgisi I www.kirmizikurdele.org HIV, bir çiftin fizyolojik, ruhsal, cinsel uyumunu biçimlendirecek bir konu değil. Hiçbir zaman olmadı, hiçbir zaman olmayacak. HIV pozitiflerin herkesle eşit şartlarda her işi yapabildikleri, HIV negatif çocuk sahibi olabildikleri ve günümüzdeki HIV tedavisi ilaçlarının virüsü belirlenemeyen seviyeye baskılayıp tamamen kontrol altına alarak, kondomsuz cinsel ilişkilerde bile bulaşın tamamen engellenebildiği bilimsel gelişmelerin olduğu bir ortamda, HIV nasıl olur da sorun olabilir ki? *Bkz: Belirlenemeyen = Bulaştırmayan B=B Ama HIV hakkındaki eksik/yanlış, güncel olmayan bilgilere inanılmış ve bunları güncel bilgilerle değiştirilme gayretine girilmemişse, bir ilişkinin diğer tüm unsurları beklentilere tastamam uygun olsa bile -ki bunlar cinsel çekim, benzer şeylerden hoşlanmak vb. gibi durumlar olabilir- her ikiniz de olası HIV durumundan dolayı ilişkinin yürümemesine neden olabilirsiniz. Yani demek istiyoruz ki; bir HIV pozitif ile ilişkiye başlamadan önce dikkat etmeniz ve benimsemeniz gereken çok önemli bir detay var; özenli davranarak mutlu bir ilişki için birlikte çalışmak ve -başka sebep var mıdır, yok mudur bilemeyiz ama- en azından HIV yüzünden ayrılmaya kalkmamak. Ki aslında buna her zaman, her şartta, her ilişki öncesinde dikkat etmek gerekir, yani bu özenin HIV ile hiç ilgisi yok. Bu HIV'e değil, kendinize ve seviyorum dediğiniz o insana göstereceğiniz bir özen. Ve eminiz; ikinizde bu özeni hak ediyorsunuz. Tekrar ediyoruz; hele de HIV ile yaşayanların herkes gibi sağlıklı bir hayat sürdürmelerini, çalışabilmelerini, her işi yapabilmelerini, çocuk sahibi olabilmelerini ve HIV bulaş/geçiş ihtimallerini ( kondomsuz ilişkilerde bile) SIFIRa indiren etkin bir ilaç *tedavisi (ART) varken HIV nasıl olur da sorun olabilir ki? * www.kirmizikurdele.org/art Peki bu hataya düşmemek için nelere dikkat etmek gerekir? Birlikte inceleyelim; -Eğer aklınızda bir soru varsa, sormaktan korkmayın! Aklınızdaki bir soru işaretinin, partnerinizin kalbini kırabileceği konusunda endişeleniyor olabilirsiniz. ENDİŞELENMEYİN! Belirlenemeyen = Bulaştırmayan I B=B HIV ile yaşayan bireyler, olası endişe ya da kaygılarınızı, bir HIV pozitif ile ilk defa çıkıyor olmanızdan dolayı anlayışla karşılamaya daha yatkın olacaklardır. Bu yüzden şüpheye düştüğünüzde, olabildiğince çok soru sorun. Emin olun ki, doğru #hivbilgisi edinme çabalarınız mutluluk yaratacak ve aranızdaki bağı kuvvetlendirecektir. İşin aslı; vesveseler ve kuruntular onu daha da çok üzecek şeylerdir. Yani; SUSMAYIN, KONUŞUN! Sağlıklı bir diyalog hem HIV hakkındaki vesveselerinizi giderecek, hem de aranızdaki bağları günden güne kuvvetlendirecek. Bu konu hakkındaki '' HIV ile yaşayan bir bireyle nasıl konuşmalı, nasıl konuşmamalı? '' başlıklı #hivbilgisi yazımızı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. -Gizliliğe saygı duyun! Karşınızdaki insan size güvenip, önemseyip ve en önemlisi sevip, HIV durumunu rahatlıkla söyleyebiliyorsa, siz de onun durumuna saygı duyup, onun hakkındaki tüm bu özel bilgileri titizlikle kendinize saklamalısınız . Şöyle düşünün; herkes duysun isteseydi, bunu kendisi yapardı. O sizi tercih etti ve çok mahrem bir bilgisini size emanet etti. Emanete sahip çıkmak, korumak, sakınmak gerekir. Arkadaşlarınıza onun sizi ne kadar güldürdüğünü ya da birlikte ne kadar da keyifli zaman geçirdiğiniz falan anlatın. Onun -ya da herhangi birinin- pozitif HIV statüsünü başkalarıyla öyle çay kahve sohbetinde konuşulacak bir konuymuş gibi görmeyin. Muhtemelen siz de pek çoğumuz gibi dedikodu yapmayı sevdiğiniz için, onun bu gizli durumu hakkında konuşmak isteyeceksiniz. Ancak siz onun yerinde olsaydınız, hele de birbirinizi tanıma aşamasındayken ya da daha ileri bir evrede, sizin için çok kişisel olan bir meseleyi, onun kendi arkadaşlarıyla paylaşmasını nasıl karşılardınız? Kızardınız değil mi? Evet, çok haklısınız. Bizce de çok kızgın olunmalı! -Korkan tek kişinin kendiniz olduğunu düşünmeyin. O, sizinle mevcut durumu hakkında bu kadar açık ve dürüst oldu diye, HIV pozitif olarak her önüne gelenle çıkma, ilişki kurma konusunda rahat davrandığını sanmayın. Onun da sizin kadar korkuları ve endişeleri var. Siz cinsellikle ya da sosyal bir konuda ya da herhangi bir konuda rahatsınız diye onun da çok rahat olduğunu asla düşünmeyin. Bir HIV pozitifin reddedilme korkusunu aşıp, durumunu rahatlıkla paylaşabildiği bu aşamaya gelmesi -genellikle- epey zaman alır. Bu yolculuğa saygı duyun ve seviyorsanız hikâyenin bir parçası olun. -Başkalarının ne düşündüğü/düşüneceği konusunda endişe etmeyin. Size çok iyi bir haberimiz var; HIV’ın dedikoduyla bulaşması ihtimali yüzde sıfır! Yani, insanların sırf partneriniz öyle ya da onlar ona öyle yakıştırıyorlar, hakkında bir şeyler duydular diye sizin de HIV pozitif olduğunu düşünüp düşünmeyeceğinden endişe etmeyin. Aksine, onun sizin yüzünüzü güldüren insan olup olmayacağından, sizin hoşlandığınız şeylerden hoşlanıp hoşlanmayacağından ya da cinsel uyum gibi her ilişki için temel olan şeylere dair düşünceler içinde olun. Her ne yaparsanız yapın ya da kiminle çıkarsanız çıkın, etrafınızda her zaman sizin hakkınızda olumsuz şeyler söyleyen insanlar olacaktır. İşte tam da bu yüzden yapılacak en iyi şey; mutlu olmak ve onların ne düşündüğünü çok da kafaya takmamak. -Çekinmeyin! Duygularınız ve kendiniz hakkında her ikinizde dürüst olduğunuz sürece, ne o sizi bırakıp gidecek ne de siz HIV pozitif olacaksınız. Eğlenmenize bakın, onunla vakit geçirin ve mükemmel bir ilişki yaşama olasılığınız konusunda kendinize sınırlar koymayın. Tadını çıkarın. Birinden hoşlanmaktan, aşktan bahsediyoruz; HIV de neymiş! www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu "Türkiye’ye AIDS’i getiren adam" Selim Badur.

  • HIV ile yaşayan kişilerde içselleştirilmiş damgalama (self-stigma) ve bununla başa çıkma yolları

    www.kirmizikurdele.org I HIV hakkında her şey HIV ile yaşayan kişilerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, içselleştirilmiş damgalamayla (self-stigma) mücadele etmek. Türkiye'nin en çok başvurulan #hivbilgisi kaynağı www.kirmizikurdele.org 'nin bu blog yazısında içselleştirilmiş damgalamanın etkilerini ve bu duygularla başa çıkmanın yollarını irdeliyoruz. Doğru ve güncel #hivbilgisi'nin yaygınlaşması için yazıyı sosyal medya hesaplarından paylaşacak olan tüm okurlarımıza şimdiden teşekkür ederiz. Keyifli okumalar. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #beşittirb Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü Serkan Güncelleme tarihi: Nisan 2, 2025 Herkesin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. HIV pozitiflerin, HIV kaynaklı ve HIV ile ilişkili damgalama ve ayrımcılık konusunda bir hayli deneyim sahibi olduklarını söylemek maalesef hiç de abartılı olmaz. Buna bağlı olarak, HIV pozitiflere yönelik damgalama ve ayrımcılık konusu, elbette hala yeteri kadar olmasa da mümkün olan her fırsatta konuşuluyor. Ancak, HIV ile yaşayan kişilerin kendilerine uygulayabildiği ve en az toplumdaki genel damgalama ve ayrımcılık kadar önemli bir diğer damgalama türünden, kendi kendini damgalamaktan yani içselleştirilmiş damgalama mefhumundan maalesef yeterince bahsedilmiyor. HIV ile yaşayan kişilerde içselleştirilmiş damgalama nedir? İçselleştirilmiş damgalama (kendi kendini damgalama), HIV ile yaşayan kişilere yönelik toplumsal damgalamanın ve ayrımcılığın bir sebep olduğu bir başka damgalama olarak ortaya çıkar. Çünkü HIV ile yaşayan ya da HIV’den etkilenen kişiler maruz kaldıkları bu toplumsal damgalamayla mücadele yöntemi olarak damgalanmayı/ötekileştirilmeyi kanıksayabilir ve buna bağlı olarak kendilerini, damgalayıcı/ayrımcı insanlardan duydukları şeylerle suçlar bir hale gelebilirler. Elbette bu durum, hem ruh sağlığını hem de genel yaşam kalitesini olumsuz etkileyecektir. HIV konusunda hala pek çok yanlış bilgi ve kuvvetli önyargı olduğu açık. Hızlıca bir genel çerçeve çizilirse; HIV’in yalnızca belirli davranışlarda bulunan kişilere bulaşabileceği inanışı hâlâ yaygın. Ayrıca enjeksiyon yoluyla madde kullanımı veya eşcinsel cinsel ilişki gibi faktörlerle HIV arasında doğrudan bir bağ olduğu düşünülüyor. Bu tür yanlış inanışlar, HIV’in yalnızca belirli toplulukları etkileyebileceği yanılgısını doğuruyor ve buna bağlı olarak HIV, kişinin yaşam tarzına bağlı bir “ceza” gibi algılanabiliyor. Boston Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikoloji doçenti olan ve damgalama konusunda çalışmalar yapan Dr. Abigail Batchelder, içselleştirilmiş damgalamanın genellikle kişinin kendisini pozitif HIV statüsü nedeniyle daha değersiz görmesiyle ortaya çıktığını belirtiyor. Örneğin, “HIV pozitif olduğum için daha kötü bir insanım” ya da “HIV pozitif olduğum değersizim” gibi düşünceler öz-damgalamanın yaygın örnekleridir,” diyor. Bu konuda yapılmış bazı araştırmalar ise içselleştirilmiş damgalamanın sadece pozitif HIV statüsüyle sınırlı olmadığını, cinsel yönelim, cinsel pratikler, madde kullanımı gibi diğer etkenlerle de kesişebildiğini gösteriyor. 2023 yılında 25 ülkeden HIV ile yaşayan kişilerin katıldığı bir çalışmada, katılımcıların %85’inin “HIV pozitif olduğum için utanıyorum” gibi en az bir içselleştirilmiş damgalama ifadesine katıldığını ortaya çıktı. İçselleştirilmiş damgalamanın olumsuz etkileri İçselleştirilmiş damgalama, HIV ile yaşayan kişilerin yaşamlarını doğrudan etkileyen bir faktör olarak dışsal damgalama veya ayrımcılıktan daha sık karşılaşılan bir durum olabilir. Ancak, bu durumu ele almak için geliştirilen programların sayısı oldukça sınırlıdır.  İçselleştirilmiş damgalama aşağıdaki alanlarda olumsuz etkilere yol açabilir: Antiretroviral tedaviye (ART) bağlılığı azaltma : İçselleştirilmiş damgalamaya bağlı olarak günlük ilaç kullanımı kişiye HIV ile yaşadığını hatırlatan olumsuz bir faktör olabilir ve bu durum tedaviye uyumu zorlaştırabilir. Öz bakımı önemsememe, kesintiye uğratma : İçselleştirilmiş damgalama, düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme gibi kendine özen göstermeyi gerektiren alışkanlıkları etkileyebilir. Ruh sağlığını olumsuz etkileme : İçselleştirilmiş damgalama kaygı, depresyon ve düşük özgüven gibi sorunlara yol açabilir. Sosyal etkileşimleri kısıtlama : Pozitif HIV tanısı aldıktan sonra özellikle romantik ve cinsel ilişkilerden uzaklaşma eğilimi görülebilir. Bu durum, tanı sürecinin ilk aşamalarında yaygın olabilir ancak zamanla olağan akışına döner. Fakat İçselleştirilmiş damgalama bu tutumun kronik bir hale gelmesine sebep olabilir. İş fırsatlarını sınırlama : HIV’in bulaşma yolları hakkındaki yanlış inanışlar ve pozitif HIV statüsünü iş yerinde açıklamakla ilgili endişeler, kişiyi iş hayatındaki fırsatları değerlendirmekten alıkoyabilir. Oysa, bazı mesleki istisnai durumlar dışında pozitif HIV statüsünü iş yerinde açıklamak yasal bir zorunluluk değildir. İçselleştirilmiş damgalama ile başa çıkmak mümkün mü? İçselleştirilmiş damgalamayı yönetmek ve azaltmak ile ilgili bazı araştırmalar, hem klasik bilişsel davranışçı terapi tekniklerinin hem de farkındalık çalışmaları ve meditasyon gibi yöntemleri içeren çok yönlü yaklaşımların etkili olabileceğini gösteriyor. Bu tür müdahaleler, genellikle bir hedef belirleme ve ileriye dönük plan yapma yaklaşımıyla daha başarılı oluyor. Bunun yanı sıra, HIV ile yaşayan kişilerin içselleştirilmiş damgalamayla nasıl mücadele ettiğini anlatan kısa videolar izlemek gibi daha hafif dokunuşlu yöntemlerin bile olumlu etkiler yaratabildiği görülüyor. Uzun yıllardır HIV ile yaşayan ve deneyimlerini pozitif HIV tanısı almış diğer insanlarla paylaşan bir aktivist, HIV ile ilgili doğru bilgilerin, içselleştirilmiş damgalamayla mücadelede son derece güçlendirici olabileceğini belirtiyor ve ekliyor “HIV ile ilgili doğru ve güncel bilgileri edinmek bana çok yardımcı oldu. HIV’in uzun, sağlıklı ve tatmin edici bir yaşam sürmeye engel olmadığını, etkili ilaç tedavisi sayesinde HIV’in cinsel partnerlerime bulaşmasının mümkün olmadığını öğrenmek, içselleştirilmiş damgalamayı aşmada büyük bir fark yarattı”. Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan (B=B) Dr. Batchelder, içselleştirilmiş damgalamayla başa çıkmak için bazı pratik önerilerde bulunuyor ve kişinin kendi duygularını gözlemlemesinin ve olumsuz düşünceleri sorgulamasının gerektiğini özellikle vurguluyor. “Örneğin, kendi hakkımızda kötü hissettiğimizde, bu duygunun kaynağının damgalayıcı veya ayrımcı mesajlar olduğunu fark edersek, bu farkındalık bizi destek aramaya yönlendirebilir ve damgalama ile ayrımcılıkla mücadele etme konusunda bizi motive edebilir.” İçselleştirilmiş damgalamayla başa çıkma yolları ve araçlar Dr. Batchelder, psikologlar, sosyal hizmet uzmanları gibi akıl sağlığı profesyonellerinin içselleştirilmiş damgalamayla başa çıkmada önemli bir rol oynayabileceğini belirtiyor ve bunun yanı sıra, akran desteğinin de büyük bir fark yaratabileceği ni söylüyor. Belki herkesin bir akran destek grubuna düzenli erişimi olmayabilir. Ancak, HIV ile yaşayan diğer kişilerle online araçlar aracılığıyla konuşma fırsatı bulmak bile içselleştirilmiş damgalama ile başa çıkmada yardımcı olabilir. Bir diğer önemli husus ise içselleştirilmiş damgalamanın toplumdaki genel damgalama ile doğrudan bağlantılı olduğunu ve bu döngünün kırılması gerektiği. Çünkü içselleştirilmiş damgalamanın kökenlerini anlamak, bunun dış faktörlerden kaynaklandığını görmek bile içselleştirilmiş damgalamayı azaltabilir. Toplumdaki damgalama çok belirgin olabilir ve ayrımcı yasalar, politikalar veya psikolojik şiddet şeklinde kendini gösterebilir. Bu gibi durumları fark etmek ve değerlendirmek, kendimiz hakkındaki düşüncelerimizi değiştirmemize yardımcı olabilir. Unutmayın: HIV pozitif olmak kendiniz hakkında nasıl hissettiğiniz, karakteriniz, iyi biri olup olmadığınız gibi şeyleri belirleyen bir etken olmak zorunda değil. Doğru bilgi, destekleyici bir topluluğun parçası olmak ve kendinize karşı daha fazla şefkat göstermek, içselleştirilmiş damgalamayla başa çıkmada en güçlü araçlardır. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu Damgalama ve ayrımcılık I www.kirmizikurdele.org Yararlanılan yazı bağlantısı Görselde kullanılan grafiğin alındığı sayfa

  • HIV pozitiflere asla sorulmaması gereken sorular

    www.kirmizikurdele.org I HIV hakkında her şey İlk günden beri kesintisiz olarak hizmet veren #onlinehivdanisman ligi servisimiz bugüne kadar hem HIV pozitiflerden hem de HIV şüphesi içindeki insanlardan, on binlerce soru aldı. Biz de ekip olarak bu sorulardan yola çıkarak, HIV hakkında konuşurken konuya hiçbir yararı olmayan birkaç noktayı özellikle belirginleştirmek istedik. Bir hiv pozitife aşağıdaki sorulardan birini sormadan önce lütfen empati yapın ve bu soruların nasıl bir etkisinin olabileceğini iyice düşünün. Bunu yaparsanız, bu soruları sormak yerine #hivbilgisi yazımızda önerdiğimiz iletişim biçimini benimseyeceğinizden eminiz. Doğru ve güncel #hivbilgisi'ni yaygınlaşması için yazıyı sosyal medya hesaplarından paylaşacak olan tüm okurlarımıza şimdiden teşekkür ederiz. Keyifli okumalar. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü B. Güncelleme tarihi: Şubat 7, 2025 Yayın tarihi: Eylül, 2017 Herkesin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. - ‘Temiz’ misin? Bu soru genelde HIV konusunda genel ortalamaya göre biraz daha fazla bilgi sahibi olanlardan geliyor. Sormaya çalıştıkları şey, vücuttaki HIV seviyesinin ‘belirlenemeyen (B=B) seviyede olup olmadığı. Tamam, soru iyi niyetli bir soru ama birine HIV durumuyla ilgili olarak "temiz" olup olmadığını sorduğunuzda HIV pozitifliği kirlilik olarak kabul ediyorsunuz demektir . Bu tip kısaltmalar konuşurken birkaç saniye tasarruf sağlar evet ama HIV ile yaşayanlar için rahatsız edici olabilir. Temiz" ve "kirli" gibi terimler çamaşırlar için kullanılır, insanların HIV durumunu tanımlamak için değil . Bunun yerine en son viral yük testini ne zaman yaptırdıklarını ve/ya da sonucun belirlenemeyen seviye olup olmadığını sormak daha zarif ve düşünceli bir davranış olacaktır diye düşünüyoruz. - HIV sana nasıl bulaştı? Ne olacak bunu öğrenince? HIV toplumumuzda hala tabu olduğu ve her zaman kolayca konuşulabilen bir konu olmadığı için, hiv pozitiflere virüs ve günlük yaşantıları hakkında sorular sormak, hatta bu konuda biraz fazlaca meraklı olmak anlaşılabilir. Fakat bu, HIV öykülerini kolayca sorabileceğiniz anlamına gelmiyor. Çünkü bu soruyu başka hangi soruların takip edecebileceğini hepimiz tahmin edebiliyoruz. HIV korunmasız her türlü cinsel ilişki, kan nakli gibi yollar da dahil olmak üzere çeşitli yollarla bulaşabilir. HIV ile yaşayan kişiler özel bilgilerini ve çeşitli detayları paylaşmak isterlerse konuşmayı kendileri başlatırlar. Yani demek istiyoruz ki size sorulmasından hoşlanmadığınız türde soruları siz de sormayın ve iyi iletişimin en temel öğesini hiç unutmayın; saygıyı. -Virüs sana kimden geçti? Virüsü kimden "kaptın?" Bu soruya da aynı soruyla cevap vermek mümkün aslında; Ne olacak bunu öğrenince? Neye yarayacak, neye hizmet edecek bu bilgi? Belki de arkadaşınızın HIV pozitif olma sebebi bir cinsel istismar ya da başka travmatik, ağır bir olaydır? Belki bu soru kendi akıllarını bile hala kurcalayan, içlerini kemirmelerine sebep olan bir konuya işaret ediyordur ve kendi içlerinde aşmaya çalıştıkları bir sorunu rahatsız edici bir biçimde gözlerine sokuyordur? Hepsini bir kenara bırakırsak, o kişiyi ve hatta tam günü ya da saati bilmenin, tedaviye, tıbba, bilime ve nihayet HIV pozitif kişiye zerre faydası yok. Özetle; bu soru aklınızın ucundan dahi geçiyorsa arkadaşınıza bir iyilik yapın; sormayın. - Sevgilin/Eşin de HIV pozitif di mi? Hayır arkadaşlar değiller. Bazılarınınki belki olabilir ama büyük çoğunluğun sevgilisi/eşi HIV pozitif değil. Öyle bir zorunluluk, öyle bir gereklilik yok. Çünkü; Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan (B=B) Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan (B eşittir B) hakkında tüm #hivbilgisi yazılarımızda ve araştırma sonuçlarıyla anlattığımız gibi vücutlarındaki virüs yükü B (belirlenemeyen) seviyeye baskılanmış HIV pozitifler, kondomsuz cinsel temaslarda bile virüsü cinsel partnerlerine BU LAŞ TIR MAZ lar. Bu konuyla ilgili daha fazla bilgi için B eşittir B sayfamızı ziyaret ederek ilgili araştırmaları okuyabilirsiniz. İşin bilimsel boyutunu bir kenara bırakırsak, birine sevgilisi/eşiyle ilgili bu çeşit sorular sormak ahlaki açıdan da hiç hoş bir davranış değil. Herhangi bir diyalogda bulunmayan birisi yani üçüncü şahıslar hakkında, üstelik onların kişisel bilgileri, özel bilgileri hakkında sorular sormak gerçekten ayıp. Size yapılsa hoşunuza gitmeyecek şeyleri siz de başkalarına yapmayın ve en önemlisi merakınızın saygınızı yenmesine izin vermeyin. - Acı/ağrı çekiyor musun? Yıl boyunca sık görülen soğuk algınlığı, grip veya mide gibi rahatsızlıklar hiç kimse için eğlenceli değil. Bu tip dönemlerde herkes yorgun, keyifsiz ve belki de biraz yalnız hissediyor olabilir. Ancak kronik bir durumları olmasına rağmen, HIV pozitifler ne sandığınız gibi ağır hastalar ne de virüs kaynaklı acılar çekiyorlar. HIV ile yaşayan ve baskılayıcı HIV tedavisi ilaçları (ART) kullanan kişiler ömürleri neyse onu yaşıyor ve yaşam kalitelerinden de bir şey kaybetmiyorlar. Özetlersek; hayır. Genel olarak HIV'e bağlı, HIV'in özellikle sebep olduğu bir ağrı, acı, sızı içinde değiller. - Ayy canıım benim, çok üzüldüm yaa?! Evet, bu tam bir soru cümlesi değil ama bu #hivbilgisi yazımıza dahil edilmesi şarttı. Arkadaşınızın HIV öyküsünü dinledikten sonra üzgünlük belirtmek destekleyici bir davranış gibi görünebilir ama pek çok HIV pozitif böyle düşünmediğini söylüyor. Çünkü üzgünlük genelde ortada yanlış bir şey olduğunda, o yanlışı yapan ya da yanlışa maruz kalan kişi için bildirilir. Sizin niyetiniz bu değilse de böyle anlaşılması mümkün. O yüzden, eğer niyetiniz destekleyici olmak, arkadaşınıza ihtiyaç halinde yanında olduğunuz mesajını aktarmaksa bunun çok daha doğru yolları var. Mesela şu nasıl; ''Benim yapabileceğim bir şey varsa daima yanında olduğumu bilmeni isterim, çünkü HIV sadece bir virüs ve bu virüs bizim arkadaşlığımızın belirleyicisi değil, asla da olmayacak!''. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu HIV hakkında her şey I www.kirmizikurdele.org

  • Ölüm siyaseti: ACT-UP'ın öyküsü

    Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org olarak ilk günden beri #kanittemelliaktivizm vurgusu yaparak kavramı belirginleştirmeye (ve küresel/bölgesel/yerel kampanyalara öncülük ederek/yer alarak/söz söyleyerek) ve yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Bu çalışmaları sürdürürken hikayesini ilgi ile takip ettiğimiz, çok şey öğrendiğimiz, etkilendiğimiz ve düşünce dünyamızı şekillendiren tarihi aktivizm aktörlerinin en önemlilerinden birisi ACT-UP. AIDS salgınının her cephesine sızan gürültülü eylemleri, sivil itaatsizlikleri, otoritelerden zorla kopardıkları toplantılarla ve dikkat çekici propaganda yöntemleriyle Dünya HIV aktivizmini derinden etkileyen ve şekillendiren ACT-UP hakkında, Akademisyen Beste İrem Köse'nin (Sabancı Üniversitesi Yüksek Lisans Öğrencisi olduğu dönemde) yazdığı bu önemli yazıyı aynı ilgi ile heyecanla okuduk ve sizlerle de paylaşmak istedik. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Beste İrem Köse Yayın tarihi: Ağustos 7, 2021 ABD’de 1981 yılında ilk kez bir gazetede kendine yer bulan gizemli bir salgın, Amerikan www.kirmizikurdele.org I ACT-UP'ın öyküsü Hastalık Kontrol Merkezi tarafından AIDS adı verildikten sonraki yıllar içerisinde medya tarafından ‘gay kanseri’ olarak adlandırılacaktı. 1984 yılında Amerikan Hastalık Kontrol Merkezi, yayınladığı raporda ‘sıfır numaralı hasta’ Gaëtan Dugas’ı 40 kişiyle ilişkide bulunmuş bir taşıyıcı olarak tanıttığında, aynı medya bunu ‘AIDS’i ülkeye yayan kişi’ olarak servis edecekti. Bu sırada AIDS, seks, uyuşturucu, ölüm ve bulaşıcılığı benzersiz bir şekilde bir araya getirerek halihazırda damgalanmış grupları bir kez daha damgalar hale gelmişti. Bu gruplar başta gay erkeklerden oluşurken zamanla uyuşturucu kullanıcılarını, ardından seks işçilerini kapsar olmuştu. [1] Bu sırada başkan Reagan, homofobik sağ ile stratejik ilişkilerini koruyabilmek adına salgına karşı ‘agresif kayıtsızlığını’ sürdürmekteydi. 1987’ye gelindiğinde Reagan ilk kez bir konuşmasında AIDS sözcüğünü telaffuz etti. Bu aşamada 20,000’den fazla insan AIDS ile bağlantılı komplikasyonlardan hayatını yitirmişti bile. Dahası, siyasilerin ve dini liderlerin AIDS ile yaşayan gay erkekleri karantinaya alma, dövmeyle işaretleme, işlerinden kovma ve evlerinden çıkarma talepleri anaakım medyada sıklıkla duyulur olmuştu. [2] Gould’a göre, artık lobicilikle, dilekçeyle çözülecek, yani rutin siyasi kanallara başvuracak bir sorun olmaktan çıkmıştı bu. [3] İşte böyle bir bağlamda, 1987 yılında, Larry Kramer, Vito Russo ve Didier Lestrade tarafından doğrudan eylem ilkesini benimseyen ve Türkçeye Gücün Açığa Çıkması için AIDS Koalisyonu olarak kazandırılan ACT UP’ın (AIDS Coalition to Unleash Power) temelleri atıldı. ACT UP, HIV/AIDS aktivizmi yürüten grupların ilki değildi. Bu unvanı 1982’de kurulan Gay Erkeklerin Sağlık Krizi (GMHC) adlı oluşum taşıyordu. İşin ilginç tarafı, bu oluşumun kurucuları arasında yine Larry Kramer yer alıyordu. Kendisine neden GMHC varken ACT UP’ı kurmaya ihtiyaç duyduğu sorulduğunda GMHC’de herkesin bir iş tanımının olmasından, her kararın onay mekanizmalarından geçmesi gerekmesinden hoşlanmamaya başladığını, kısacası bürokratik bir harekete devam etmek istemediğini söyleyecekti. [4] GMHC bir hizmet kuruluşu olarak faaliyet göstermeye devam ederken ACT UP, AIDS salgınının her cephesine sızan gürültülü eylemleriyle, sivil itaatsizlikleriyle, ‘ölüm tiyatrolarıyla’, otoritelerden zorla kopardıkları toplantılarla ve dikkat çekici propoganda yöntemleriyle adını aktivizm tarihine yazdıracaktı. [5] Öyle ki, ACT UP’ın kuruluş tarihi olarak bilinen 10 Mart 1987’de Larry Kramer, Gay ve Lezbiyen Toplum Merkezi’nde yaptığı konuşmada AIDS’e militan bir aktivist yanıt verme zamanının geldiğini söylemişti. Kurulduktan yalnızca iki hafta sonra, ACT UP basının büyük bir ilgi göstereceği ilk eylemini, yani Wall Street Eylemini gerçekleştirmişti bile. Bu eylemin amacı, ilaç sektörü üzerindeki egemenliğini kullanarak kendi ilacı olan AZT’yi AIDS klinik testlerindeki tek ilaç yapmaya çalışan Burroughs Wellcome şirketini protesto etmekti. ACT UP aktivistlerinden Ron Goldberg, “çılgın dozlarda” verilen AZT için “bizi öldürüyordu” diyecekti. [6] Dahası, Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu (FDA) Burroughs Wellcome şirketinin oldukça yüksek fiyatlarla satışa sunulan ilacı AZT’nin tek devlet onaylı AIDS ilacı olmasına onay vermişti. Bütün bunlar ACT UP aktivistlerini Wall Street’te benzerine pek rastlanmayan bir eylem gerçekleştirmeye itti. Altı ACT UP üyesi, Burroughs Wellcome Company’ye atıfta bulunan pankartlarıyla beraber kendilerini New York Menkul Değerler Borsası’nın balkonuna zincirledi. O sırada geri kalan üyeler Wall Street trafiğini kilitleyerek diğer eylemlerde de kendini gösterecek olan ilk ölüm tiyatrolarını gerçekleştirmekteydi. ACT UP üyeleri, kendilerine özgü olan bu eylem biçiminde protesto ettikleri otoritenin önünde yere uzanıyor, kimi zaman kendilerini baştan aşağı sahte kana buluyor, bazen de kağıttan mezar taşlarını kaldırıyorlardı. Böylece hükümet, sağlık otoriteleri, medya gibi düşmanları tarafından nasıl ölmeye terk edildiklerini göstermiş oluyorlardı. Medya da bu ölüm tiyatrolarını büyük bir ilgiyle takip edecekti. Wall Street Eylemi, ACT UP eylemlerinde sıkça karşılaşacak bir muhatabı kitlelerle tanıştırıyordu: ölümcül hastalıklardan kâr elde etmeye çalışan büyük şirketler. [7] Wall Street Eyleminden yalnızca birkaç gün sonra Burroughs Wellcome şirketi tarafından AZT ilacının ücretini düşürülmesi, ACT UP’ın doğrudan eylemleriyle elde ettiği başarıların ilkiydi. Wall Street Eylemini takip eden eylemlerde ACT UP, artık ‘Sessizlik Eşittir Ölüm’ sloganıyla bilinir olmaya başlamıştı. Ocak 1988’de ACT UP aktivistlerinden Jean Carlomusto ve Maria Maggenti Cosmopolitan dergisinde okudukları bir yazı üzerine harekete geçmeye karar verdiler. Bu yazıda kadınların vajinal seks yoluyla AIDS ‘kapamayacağı’, ‘kapmış olanların’ olsa olsa anal seks yapmış yalancılar olacağı yazıyordu. Jean Carlomusto ve Maria Maggenti’nin buna karşılık olarak yayınladığı ‘Doktorlar, Yalancılar ve Kadın AIDS Aktivistleri Cosmo’ya Hayır Diyor’ adlı video kasedi, beklenmedik bir şekilde anaakım medyanın dikkatini çekti. Jean Carlomusto’nun aktardığına göre, ‘People are Talking’ adlı televizyon programında bu kaset üzerine konuşulacağı açıklandığında ACT UP aktivistleri seyirci olarak bile kabul edilmedi. Bunun üzerine dört ACT UP üyesi gizlice seyircilerin arasına sıvıştı ve program esnasında sahneye çıkarak neden panelde hiçbir kadının olmadığını sordu. Böyle yaparak kadınları görünmez kılmakla kalmıyor, ölümlerine de seyirci kalıyorlardı. Bunun üzerine güvenlik görevlileri ACT UP üyelerini dışarı attı ama Jean Carlomusto’ya göre bu eylemle ACT UP artık egemen medya mesajlarının ezberini bozmaya başlamıştı bile. [8] Cosmopolitan’ın ana şirketi olan Hearst Building’in önünde yaklaşık 150 ACT UP aktivistinin yaptığı eyleme bu televizyon eylemi de eklenince Cosmopolitan dergisi, aynı sayıyı yazının eleştirilen kısımlarını çıkararak yayınladı. Burada ACT UP’ın kendi medyasını oluşturmasının öneminin altını kalınca çizmek gerek. Jean Carlomusto ve Gregg Bordowitz gibi medyaya erişimi olan ACT UP üyeleri, bulabildikleri her fırsatta kendi çektikleri ACT UP videolarının kayıtlarını yayınlıyorlardı. Öyle ki, başka bir ACT UP üyesi Ron Goldberg yıllar sonra gülerek şöyle diyecekti: “Tuvaletteyken bile kayıt altında olduğumuzdan korkuyorduk” [9] . ACT UP’ın medyaya erişiminin, anaakım medya tarafından AIDS’in görmezden gelinmesine karşı ACT UP’ın elini bir hayli güçlendirdiği söylenebilir. ACT UP’ın 11 Ekim 1988’de gerçekleştirdiği ‘FDA’nın Kontrolünü Ele Geçir’ eylemi, çoğu üyeye göre ACT UP’ın en başarılı eylemiydi. Basının eyleme yoğunun ilgisi de bu kanıyı pekiştirir nitelikteydi. Ülke çapındaki ACT UP örgütlerinden gelen bini aşkın ACT UP üyesi FDA’nın önünde toplanarak bölgeyi trafiğe kapatırken, FDA binasını da giriş çıkışa kapattı. O gün belki de en büyük çaplı ölüm tiyatrosunu gerçekleştiren grubun attığı sloganlardan biri “Hey, FDA, bugün kaç insan öldürdün?” idi. FDA’nın bir gün boyunca kapalı kalmasına yol açan eylem, medya tarafından Vietnam Savaşı’na karşı eylemlerden sonraki en büyük eylem olarak aktarıldı. Eyleme ismini veren Gregg Bordowitz şöyle diyecekti: “FDA eylemi bizi savunma pozisyonundan çıkarıp saldırı pozisyonuna getirdi. Bu ülkede sağlık hizmetinin nasıl yapılması, ilaçların nasıl araştırılması ve erişilebilir kılınması gerektiğine dair vizyonumuzu göstermemizi sağladı. Daha da önemlisi, AIDS ile yaşayan insanların AIDS hakkındaki kamusal tartışmaların merkezinde olması gerektiği fikrini aşılamamızdı. Belki bu yalnızca FDA eylemiyle başarılan bir şey değildi ama kesinlikle o gün bir dönüşüme yol açtık. AIDS’e dair kamusal tartışmaları sağ kanadın elinden aldık ve AIDS ile yaşayanlara teslim etmiş olduk.” [10] Burada Gregg Bordowitz’in atıfta bulunduğu gelişme, FDA eylemini takip eden süreçte HIV/AIDS aktivistlerinin ve HIV/AIDS ile yaşayanların devlete bağlı araştırma komitelerine dahil edilmeye başlamasıydı. Epstein’e göre ACT UP’ın bu kazanımı, daha büyük bir gelişmeye de işaret ediyordu. ‘Sıradan’ insanlar bilim üretimine katkıda bulunabilirdi. Yani bilimin, belli otoriteler tarafından tepeden inme bir şekilde üretim yaptığı kanısı sorgulanmaya yüz tutmuştu. Kimin ‘sıradan insan’ kiminse ‘uzman’ olduğuna dair sınırlar birbirine geçmişti artık [11] . ACT UP içerisinde kurulan ‘Tedavi ve Bilgi’ adlı alt oluşum tam da bu sınırları daha da muğlaklaştırırcasına hareket etmekteydi. ‘Tedavi ve Bilgi’ oluşumun temelleri, Iris Long adlı kiymager ve ACT UP aktivisti Iris Long’un diğer ACT UP üyelerine “bildiği her şeyi anlatmasıyla” atıldı. Öyle ki, ACT UP üyelerinden Mark Harrington ilerleyen zamanlarda bilimsel otoritelerle yapılan toplantılara katıldığında doktor sanılacak, hatta bilimsel konferanslarda ve yayınlarda atıfta bulunulan bir isim olacaktı. Dahası, ‘Tedavi ve Bilgi’ oluşumuna doktorlar ve hastaların yanı sıra klinik deneylerde rol oynayan kilit aktörler de katılacaktı. [12] Bu doğrultuda, erken dönem HIV/AIDS aktivistlerinin, kendi edindikleri tıbbi uzmanlıkla bilimsel çevrelerde hatrı sayılır bir itibar kazandığını söyleyebiliriz. ACT UP, günümüzde varlığını sürdürse de 1990’ların başında faaliyetlerinin, özellikle de doğrudan eylemlerinin azalmaya başladığı görülebilir. Tabii burada aktif çalışmaya devam eden ‘Tedavi ve Bilgi’ grubu istisnası için bir parantez açmak gerek. Yukarıda sözü edilen kazanımlarının üzerinden kısa bir süre geçmişken ACT UP’ın neden dağılmaya başladığı önemli bir soru olarak karşımıza çıkıyor. Eski ACT UP üyelerinin anlatılarına bakıldığında, AIDS ile mücadelenin imkansız bir savaş olduğuna dair kanıksanmış görüş yerine, ölüm siyasetinin zorlukları ve grup içi anlaşmazlıklar üzerine bir resim çıkıyor karşımıza. Örneğin Jean Carlomusto ACT UP’tan ayrılmaya karar verdiği dönemi şöyle hatırlıyor: “Öyle çok ölüm haberi alıyorduk ki, artık iyiden iyiye kendi içime dönmüştüm.” [13] Aynı şekilde Ron Goldberg, eylemler birbirini kovalarken bir taraftan da sürekli artan ölüm haberleriyle mücadele etmenin insanı deliye döndürdüğünü söylüyor. [14] Öte yandan Gregg Bordowitz için gruptan ayrılmanın ana sebebini bir fikir çatışması oluşturuyor. Bu çatışma, Gregg Bordowitz’in ‘Kiliseyi Durdur’ eyleminden haz etmemesiyle başlıyor. ‘Kiliseyi Durdur’ eylemi, 10 Aralık 1989’da Roma Katolik Kilisesi’nin okullarda güvenli seks ve kondom dağıtımına karşı yaptığı propogandaya karşı olarak yapılmıştı. Ölüm tiyatrosu ile başlayan eylem kilisede büyük bir kargaşanın çıkmasıyla devam etti. Aktivistler, slogan atar ve kondom HIV ve ilaç şirketleri fırlatırlarken yaka paça göz altına alındılar. Gregg Bordowitz’e göre kilise bir devlet kurumu olmadığından, bu eylemden somut bir kazanım da elde edilemezdi. ACT UP, bu tür eylemlere girişmek yerine bir sağlık hizmeti hareketi haline gelebilirdi. [15] Bu anlatılar gösteriyor ki, ACT UP’ı sarmalayan ölümler ve mücadelenin çerçevesi üzerine oluşan fikir ayrılıkları ACT UP’ın aktif yıllarına bir son getirmek üzereydi. Aynı zamanda, medya organları ACT UP eylemlerini takip etmeyi bırakmaya başlamıştı. “Bizden alacaklarını almışlardı,” diye yorumluyor bunu Gregg Bordowitz, “daha fazla görüntüye ihtiyaçları yoktu”. [16] Peki ACT UP’a bugünün gözüyle bakmak bize HIV/AIDS aktivizmi özelinde ve genel olarak aktivizm hakkında ne söylüyor? Öncelikle, ACT UP ile günümüz toplumsal hareketleri arasında paralellikler kurmak mümkün. ACT UP bünyesinde protestoda bulunanlar, bilhassa ölüm tiyatroları sahneleyenler, kamusal alanda neyin normal, neyin kabul edilebilir olduğuna dair tartışmaları alevlendirdi. Bunun izdüşümünü sivil itaatsizlik ve benzeri stratejilere başvuran İşgal Hareketi (Occupy Movement) gibi günümüz hareketlerinde de görmek mümkün. Dahası, yukarıda sözü edildiği gibi, edindiği tıbbi uzmanlıkla tıbbi otoritelerle ‘sıradan insanlar’ arasındaki sınırları bulanıklaştıran ACT UP, öznenin söz söyleme hakkına dair tartışmaları da şekillendirmiş oldu. Günümüzdeki HIV/AIDS aktivizminin lobicilik ve benzeri faaliyetlerle devlet aygıtlarına ulaşması ve taleplerini gerçekleştirmeyi başarması, yine ACT UP’ın ‘Tedavi ve Bilgi’ gibi grupları tarafından yürütülen aktivizminin mirasını hatırlatmakta. Türkiye’de HIV aktivizmi konusunda aktif olarak çalışan Kırmızı Kurdele İstanbul'un *kaleme aldığı ve HIV Enfeksiyonu Derneği, Pozitif Yaşam Derneği ve Pozitif-iz Derneği’nin imzalarıyla Sağlık Bakanlığına iletilen talep doğrultusunda HIV ile yaşayanların koronavirüs aşılaması sürecinde öncelikli grup olarak tanımlanması, günümüz kazanımlarına bir örnek olarak verilebilir. Dolayısıyla bugünden ACT UP’a bakmak, bize tarihsel bir örnek sunmaktan öteye geçerek bugünün toplumsal hareketlerini anlamaya da ışık tutuyor. Beste İrem Köse (Bu yazı ilk olarak Yeni E Dergisi nde yayınlanmıştır.) (* HIV ile yaşayan bireyler için COVID-19 aşılaması başladı! ) Selim Badur., "Türkiye’ye AIDS’i getiren adam" Kaynakça Bordowitz, Gregg. “Seize Control of the FDA.” Röportajı yapan Sarah Schulman. ACT UP Oral History Project (17 Aralık 2002): 1-68. Carlomusto, Jean. “The First Wall Street Demo.” Röportajı yapan Sarah Schulman. ACT UP Oral History Project (19 Aralık 2002): 1-46. Epstein, Steven. Impure science: AIDS, activism, and the politics of knowledge . Berkeley, California: University of California Press, 2009 Goldberg, Ron. “The ACT UP Timeline.” Röportajı yapan Sarah Schulman. ACT UP Oral History Project (25 Kasım 2003): 1-62. Gould, Deborah B. Moving politics: emotion and ACT UP’s fight against AIDS . Chicago: The University of Chicago Press, 2009. Gould, Deborah B. “CHAPTER THIRTY-THREE: Education in the Streets: ACT UP, Emotion, and New Modes of Being”. Counterpoints 367 (2012): 352-363. Kramer, Larry. “ACT UP’s Greatest Achievement.” Röportajı yapan Sarah Schulman. ACT UP Oral History Project (15 Kasım 2003): 1-42. Liamputtong, Pranee. Stigma, Discrimination and Living with HIV/AIDS A Cross-Cultural Perspective . Dordrecht: Springer Netherlands, 2003. Shaw, Randall Merrit. The activist’s handbook: winning social change in the 21st century . Carlifornia, Berkeley: University of California Press, 2013. [1] Pranee Liamputtong, Stigma, Discrimination and Living with HIV/AIDS: A Cross-Cultural Perspective (Dordrecht: Springer Netherlands, 2015), 2. [2] Deborah B. Gould, “CHAPTER THIRTY-THREE: Education in the Streets: ACT UP, Emotion, and New Modes of Being,” Counterpoints 367 (2012): 354. [3] Deborah B. Gould, Moving Politics: Emotion and ACT UP’s Fight against AIDS (Chicago: University of Chicago Press, 50. [4] Larry Kramer, “ACT UP’s Greatest Achievement,” röportajı yapan Sarah Schulman , ACT UP Oral History Project (15 Kasım 2003): 9. [5] Gould, Moving Politics: Emotion and ACT UP’s Fight against AIDS , 4. [6] Ron Goldberg, “The ACT UP Timeline,” röportajı yapan Sarah Schulman, ACT UP Oral History Project (25 Kasım 2003): 23. [7] Randall Merrit Shaw, The activist’s handbook: Winning social change in the 21st century (California, Berkeley: University of California Press, 2013), 274. [8] Jean Carlomusto, “The First Wall Street Demo,” röportajı yapan Sarah Schulman, ACT UP Oral History Project (19 Aralık 2002): 19-20. [9] Ron Goldberg, “The ACT UP Timeline”, 22-3. [10] Gregg Bordowitz, “Seize Control of the FDA,” röportajı yapan Sarah Schulman, ACT UP Oral History Project (17 Aralık 2002): 31-32. [11] Steven Epstein, Impure science: AIDS, activism, and the politics of knowledge (Berkeley, California: University of California Press), 4-9. [12] Larry Kramer, “ACT UP’s Greatest Achievement”, 12-39. [13] Jean Carlomusto, “The First Wall Street Demo”, 42. [14] Ron Goldberg, “The ACT UP Timeline”, 57. [15] Gregg Bordowitz, “Seize Control of the FDA”, 58. [16] A.g.e. s. 65

  • HIV ile yaşayanlar için el kitabı "Tedavini Ol, Hayatını Yaşa" yayımda

    Türkiye’de HIV alanında faaliyet gösteren iki öncü sivil toplum kuruluşu olan Kırmızı Kurdele İstanbul ve Pozitif Yaşam Derneği’nin başka sorun alanlarına da örnek olmasını umduğumuz uyumlu ve verimli iş birliğinde, tamamı gönüllüler tarafından hazırlanan "Tedavini Ol, Hayatını Yaşa" yayımda. HIV pozitifler, yakınları ve ilgililer için kapsamlı bir başvuru kaynağı, sağlık profesyonelleri için destekleyici bir materyal niteliğini taşıyan "Tedavini Ol, Hayatını Yaşa" hakkında detaylı bilgi ve PDF indirme bağlantısı #hivbilgisi yazımızda. www.kirmizikurdele.org   herkes için #hivbilgisi   #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü H. Yayın tarihi; Şubat 14, 2025 Herkesin #hivbilgisi  sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org  ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi  içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA  herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. HIV AIDS alanının kendine özgü daimi zorluklarına, ekonomik ve politik yeni zorlukların eklendiği bu günlerde, size gelecek için ümit vermesini umduğumuz verimli bir iş birliği haberi paylaşmak istiyoruz. HIV ile Yaşayanlar İçin El Kitabı "Tedavini Ol Hayatını Yaşa"yı indirmek için görsele tıklayın Türkiye’de HIV alanında faaliyet gösteren iki öncü sivil toplum kuruluşu olan Kırmızı Kurdele İstanbul ve Pozitif Yaşam Derneği’nin başka sorun alanlarına da örnek olmasını umduğumuz uyumlu ve verimli iş birliğinde hazırlanan "Tedavini Ol, Hayatını Yaşa" yayımda. Daha önce farklı varyasyonlar ile yayımlanan ancak bu baskı ile yeni bir hüviyet kazanan "Tedavini Ol, Hayatını Yaşa " isimli rehberin tamamı gönüllüler tarafından gözden geçirildi, önemli bir bölümü güncel gelişmelere göre yeniden yazıldı ve kendine özgü bir tasarım ile taçlanarak yayımlandı. Önsözü gönüllümüz Arda Karapınar tarafından yazılan "Tedavini Ol, Hayatını Yaşa"nın künyesi ise şöyle: Proje tasarım: Pozitif Yaşam Derneği & Kırmızı Kurdele İstanbul Derneği Derleyen/Konsept tasarım: Rojda Çelik & Kağan Çavuşoğlu Editör: Yağmur Şenoğuz İllüstrasyon: Melis Yılmaz Tasarım: Mert Uğurdil Rehberin beslenme bölümünü HIV pozitiflerle dayanışma duygusu içinde gönüllü olarak yazan Diyetisyen Elvan Odabaşı ve ekibi ne, Avukat Ebru Simeklioğlu 'na, daha önceki versiyonların hazırlanması sürecinde katkısı olan ve beşinci baskı hazırlanırken projenin bir nebze kolaylaşmasına vesile olan herke se, beşinci baskının yazımı aşamasında uzmanlık bilgilerini ve editoryal değerlendirme katkılarını esirgemeyen tüm hekimler e, ve manevi destekleriyle ekibi motive eden danışanlar a her iki dernek ve “Tedavini Ol, Hayatını Yaşa” ekibi adına özel teşekkür edilen rehberin, ülke geneline dağıtımı planlanan baskısı ise İLKO'nun koşulsuz katkılarıyla yapıldı. HIV ve AIDS, HIV Tanı ve Takibi, HIV Tedavisi, Belirlenemeyen=Bulaştırmayan (B=B/U=U), Psikoloji, Cinsellik, Beslenme, Hamilelik, Egzersiz, Haklar, Askerlik, e-Nabız / Medula başlıklarıyla 95 sayfalık kapsamlı başvuru kaynağı olan rehberin Arda Karapınar tarafından yazılan önsözü ise şöyle : "Bu kitapçık, Türkiye’de türünün ilk örneği olarak önemli bir misyon üstlenmiş ve kendisinden sonra benzerlerine de ilham olmuş bir kilometre taşı olma niteliği taşıyor. Bilginin tüm problemlere karşı en gerekli ve güçlü araç olduğunu, yakın tarihimizde tüm insanlık olarak hep birlikte deneyimlediğimiz çok ciddi bir pandemi ile doğruladık. Buradan hareketle, HIV gibi tabu ve hurâfelerin hâlâ belirleyici olduğu, cesaretini cehaletten alan ötekileştirici ve damgalayıcı davranışların maalesef sıkça deneyimlendiği bir sahada, güncel ve doğru HIV bilgisini herkesin anlayabileceği bir dil ile dolaşıma sokmanın hayati işlevi çok daha kolay anlaşılacaktır. İşte, şu anda beşinci baskısını okumakta olduğunuz bu önemli kitapçığı güncellerken sadakat gösterdiğimiz misyon buydu. Bizi bu ağır misyon için yüreklendiren ve motive eden ise küresel HIV aktivizminde giderek belirginleşen komünite liderliği vurgusu oldu. Bu bağlamda, beşinci baskısında “Tedavini Ol Hayatını Yaşa” ismini alan bu yayını, Türkiye’de HIV alanında faaliyet gösteren iki öncü sivil toplum kuruluşu olan Kırmızı Kurdele İstanbul ve Pozitif Yaşam Derneği’nin başka alanlara da örnek olmasını umduğumuz uyumlu iş birliğinde, gönüllü tasarımcılarımızın bedel biçilemez katkılarıyla hazırladık. Bundan önceki dört edisyonuyla basılı olarak 30.000’un üzerinde, dijital olarak ise bunun katbekat üzerinde kopya sayısına ulaşan ve güncel gelişmeler ile günün ihtiyaçlarına göre güncellenen bu başucu kaynağının, Türkiye’nin HIV cevabına bugüne kadar yaptığından çok daha fazla bir katkı sağlaması ve bu yayına olan ihtiyacın yıllar geçtikte azalması temennisiyle." "Tedavini Ol, Hayatını Yaşa"yı buraya ya da yukarıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz. www.kirmizikurdele.org   herkes için #hivbilgisi   #hivhakkindahersey HIV/AIDS Tanı, İzlem ve Tedavi El Kitabı (HIV tedavi rehberi) güncellendi

  • HIV bulaşı olasılıklarını ve risklerini anlamak

    Dünya genelinde HIV alanında hizmet sunan tüm kurumlar ve kişiler gibi #kanıttemelliaktivizm ile herkes için #hivbilgisi sağlayıcılığı yapan www.kirmizikurdele.org ’nin de sıklıkla cevapladığı soruların önemli bir kısmı HIV riskleri ve olasılık oranları hakkında. Çünkü bu konuda farklı yerlerde farklı bilgiler var ve bunlar gerçekten de kafa karıştırıcı. Düzenli olarak güncellenen " Sıkça sorulan HIV soruları " bölümüzde de göreceğiniz gibi bu konuda epeyce soru cevaplıyoruz. Peki bu konudaki çalışmalar neler söylüyor? Ve bu çalışmalarda paylaşılan verileri nasıl yorumlamalıyız? Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org olarak bu önemli konuda alanda çalışan herkese ve tüm meraklılarına kaynak olabilecek bir #hivbilgisi yazısı hazırladık. Birkaç dakika zaman ayırıp dikkatli okunduğunda, kafa karışıklıklarının tamamen biteceğine inanıyoruz. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Yayına hazırlayan: Arda Karapınar , Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı, HIV Glasgow Kongresi Bilimsel Komite Üyesi Güncelleme tarihi: Şubat 5, 2025 Yayın tarihi: Şubat 19, 2019 www.kirmizikurdele.org I HIV hakkında her şey "Farklı bilimsel araştırmalardan referanslara dayanan ve aşağıda tamamını paylaştığım kaynakçadan derlenen bu #hivbilgisi yazısında, risk oranlarının hangi yöntemlerle nasıl oluşturulduğu, yorumlandığı ve neden risk olarak tanımlandıkları üzerinde durdum ve kafa karışıklıklarını ortadan kaldırmayı hedefleyen bir kaynak hazırlamayı denedim. Konuya ilgi duyan ve güvenilir #hivbilgisi'ne ihtiyacı olan herkes için yararlı olmasını dilerim." Arda Karapınar HIV bulaşı riskleri ve olasılıkları hakkında güvenilir veri üretmenin zorlukları HIV hakkında araştırmalar yapan bilim insanları için HIV risklerini ve bulaşma olasılık oranlarını hesaplamak sanıldığı kadar kolay bir iş olmadığı gibi ve üzerinde pek çalışılmak istenen bir konu değil. Çünkü gerçeğe en yakın sonuçlara ulaşabilmek için, birinin HIV negatif diğerinin HIV pozitif olduğu binlerce çiftin (sero-different, sero-farklı) düzenli olarak gözlemlenmesi ve olası bir HIV bulaşı olup olmadığının kontrolünün defalarca tekrarı gerekiyor. Ve kolayca tahmin edebileceğiniz üzere bu süreç hem uzun, hem meşakkatli, hem de yüksek düzeyde dikkat gerektiren bir süreç. Çünkü çalışmalara katılan bireylerden elde edilen verilerin güvenilir nitelikte bilimsel veri sayılabilmesi için, farklı sorgulama ve takip yöntemleri bir arada kullanılmalı ve aynı zamanda da meta analiz adı verilen karşılaştırma analizleri yapılmalı. Son birkaç yılda yapılan ve HIV pozitif eşten HIV negatif eşe farklı cinsel ilişki yolları ile HIV bulaşının/geçişinin olup olmadığını ortaya çıkarmayı hedefleyen HPTN-052, PARTNER-1, PARTNER-2 ve Opposites Attract gibi başarılı araştırmalarda kullanılan yöntemler, cinsel yolla HIV bulaşının/geçişinin olup olmadığını hesaplama süreçlerinin ne kadar meşakkatli olduğunu bir kez daha gösterdi. PARTNER-1, PARTNER-2 ve Opposites Attract çalışmaları ile ilgili #hivbilgisi yazılarımızı #hivbilgisi blogumuzda okumak için buraya tıklayın. Farklı kaynaklardaki HIV risk oranları neden farklı? Kimi meta analiz çalışmalarının sonuçlarına göre bazı cinsel ilişki biçimleri diğerlerine göre daha yüksek HIV bulaşı ihtimali taşıyor. Aşağıdaki başlıklar, yüksek gelir düzeyindeki ülkeler baz alınarak yapılmış meta analiz çalışmalarına göre düzenlenmiş. Meta analiz çalışmalarının yapılmasının mümkün olmadığı bölgeler için ise bireysel bazda yapılmış çalışmalardan çıkan sayısal sonuçlar dikkate alınmış. Kondomsuz anal seksteki HIV bulaşma riski 2010’da yayınlanan ve anal yolla kondomsuz cinsel ilişkideki HIV bulaşı ihtimalleri üzerine çalışılmış bir meta analize göre 1 , alıcı (pasif) konumdaki kondomsuz anal yolla cinsel ilişkideki risk oranı %1.4. Bu oran, alıcı (pasif) eşin kadın ya da erkek olmasından bağımsız bir oran. Verici (aktif) konumdaki kondomsuz anal ilişkideki bulaş olasılığı oranlarına yönelik yapılmış bir meta analiz çalışması yok. Ancak ilki 1999’da yayınlanmış olan birey bazlı çalışma 2 verici (aktif) konumdaki kondomsuz anal yolla ilişkinin bulaş olasılığını %0.06 yani 10.000’de 6 olarak hesaplamış. Aynı konu başlığında yapılan ve sonucu 2010’da yayınlanan başka bir bireysel çalışmadaki bulaş olasılığını ise sünnet olmuş erkekler için %0.11 ve sünnet olmamış erkekler için %0.62 olarak açıklanmış 3 . Kondomsuz vajinal seksteki HIV bulaşma riski 10 ayrı araştırmadan oluşan ve vajinal yolla cinsel ilişkideki HIV bulaşma ihtimallerini konu alan başka bir çalışma sonucu ise 2009’da yayınlanmış 4 . Çalışmanın sonucuna göre alıcı (pasif) konumdaki kondomsuz vajinal (penisin vajinaya girmesi) yolla cinsel ilişkideki HIV bulaşı riski %0.08 olarak karşımıza çıkıyor. Yani 10.000’de 6. Bu da ortalama olarak 1250 ilişkide 1 bulaşı gibi yorumlanabilir. Fakat bu 1. ilişkide olabileceği gibi 1000. ilişkide de olabilir. Bu önemli bir detay. Verici (aktif) konumdaki kondomsuz vajinal (penisin vajinaya sokulması) yolla cinsel ilişkideki HIV bulaşma ihtimalleri oranını inceleyen başka bir meta analiz çalışmasında ise risk oranı %0.04 olarak belirtilmiş. Yani 10.000’de 4 (2500 ilişkide 1) bulaşı olarak belirtilmiş 4 . Kondomsuz oral seksteki HIV bulaşma riski 2008 yılında yayınlanan ve yapılmış çalışmaların bir özeti/ uzman görüşü niteliğinde olan inceleme sonucuna göre, vajinal veya penil oral cinsel ilişkideki HIV bulaşı ihtimali “düşük/sıfıra yakın” olarak nitelendirilmiş 5 . İnceleme metninde, lezbiyen sero-farklı ve heteroseksüel sero-farklı çiftler ve eşcinsel erkeklerin oluşturduğu gözlem gruplarından alınan bilgiler ve gözlemler ışığında herhangi bir HIV bulaşı tespit edilemediği belirtilmiş. Bununla birlikte, incelemeye konu olan çalışmalardaki kişi sayısının yetersizliği ve gözlem süresinin kısalığından bahsedilerek, oral yolla cinsel ilişki sebebiyle oluşabilecek olası bir HIV bulaşını hesaplanmasının çok güç olduğu da vurgulanmıştır. www.kirmizikurdele.org I herkes için #hivbilgisi Sayıları yorumlamak Bazı bireyler bu sayıları baz alarak kendileri için olası bir HIV riskinin söz konusu olmadığını düşünebilirler. Ancak bu oranları belirtirken aynı zamanda da onları doğru yorumlamak ve topluma doğru aktarmak da hayati önem taşıyor. Her ne kadar kişi, bu oranlara istinaden kendisini riskli davranışlarda bulunan biri olarak görmese de, bu riskin sıfır olduğunu anlamına gelmez. Riski sıfırlamanın tek yolu gerekli tedbirleri almaktır. HIV tek temasta bulaşabilir mi? Şu faktörün altını mutlaka çizmek gerekiyor: risk oranlarından bağımsız bir gerçek olarak, sadece bir kez kondomsuz ilişkiye giren bir kişi HIV pozitif olabileceği gibi, defalarca kondomsuz cinsel ilişkiye girmiş bir kişi HIV pozitif olmayabilir de… Yüzdesel olarak paylaşılan oranlar, o oran kadar cinsel ilişkiye girmeniz halinde HIV bulaşır demek değildir. Bu sayılar, birçok katılımcı üzerinde yapılmış olan inceleme ve kayıt sonuçlarına göre, gözlem grupları baz alınarak hesaplanmış olasılık oranlarıdır. Yani HIV sadece tek bir kondomsuz temasta bulaşabileceği gibi üst üste tekrar eden birçok temastan sonra bulaşmamış olabilir. Her ilişkide korunmak bu yüzden önemlidir. Bulaşı ihtimallerini arttıran biyolojik etkenler Kişilerin HIV ile karşılaşma şekillerinin ve risk yatkınlıklarının farklı olduğu bilimsel bir gerçektir. Yani HIV her insana, aynı yöntem, koşul ve süreçlerle bulaşmaz. Konu hakkında yapılan araştırmalar olası HIV bulaşına neden olabilecek eylemlerdeki risk oranlarını arttıran veya azaltan çeşitli etkenlerin olduğunu gösteriyor. Bu etkenler arasında; *Kişinin bir cinsel yolla bulaşabilen başka bir enfeksiyon (CYBE) öyküsünün bulunması, *Yüksek viral yük, *Regl ya da farklı sebeplerde vajinal kanalda kanamaya neden olan bir hastalığın/travmanın bulunması, *Cinsel ilişkide tahriş edici sertlikte davranmak, *Uzun süren ve tahrişe neden olan cinsel ilişkide bulunmak, *Anal cinsel ilişki öncesinde yapılan enema (anal temizlik) sırasında tahrişe neden olmak, *Diş eti kanaması ya da diş etinde kanamaya neden olacak diğer enfeksiyonların varlığı gibi birçok detay var. Bu sebeple uzmanlar her HIV olgusunu kendine özgü bir hikâye olarak değerlendirmek gerektiği söylerler. Ancak yukarıda detaylar olarak bahsedilen tüm bu etkenler mutlaka yeni HIV olgusuna sebep olurlar denilemez. Çünkü bu etkenleri, kişilerin yaşam kaliteleri ve alışkanlıkları ile birlikte değerlendirmek gerekir. Yukarıda bahsettiğimiz etkenlerin HIV bulaşı risklerini yükseltmelerine örnek vermek gerekirsei araştırma sonuçlarına göre, vajinada gelişen bir bakteriyel enfeksiyon olan bakteriyel vajinosis gibi vajinal CYBE’ler, HIV bulaşı riskini 8 kat arttırmaktadır 6 , 7 , 8 . Yani CYBE’si olan bir HIV negatif kadın, alıcı (pasif) konumda kondomsuz vajinal cinsel ilişki yolu ile %1 gibi bir oranla HIV riski altındadır. B eşittir B'nin doğrusu için lütfen görsele tıklayın Araştırma sonuçlarından, viral yükteki her 10 kat artışın, HIV geçişi olasılığını 2 ile 3 kat arttırdığını da anlıyoruz 9 , 10 . Bu noktada Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan 'ın hayati önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Hatta araştırmacılar, HIV bulaşının gerçekleşmesinden sonraki ilk birkaç haftayı tanımlayan akut HIV enfeksiyonu döneminde oluşan viral yükteki yükselme hızının, HIV geçiş riskini 26 kat arttırdığını da belirtiyorlar 11 , 12 . Bununla birlikte, akut HIV enfeksiyonu döneminde olan biriyle girilen kondomsuz her türlü cinsel ilişkideki HIV geçişi riski %2’lere kadar yükselmekte, hatta alıcı (pasif) olarak girilen korunmasız vajinal ilişkideki risk %20’ler seviyesine çıkmaktadır. Bu noktada da her şüpheli temastan sonra HIV testi yaptırmanın önemi ortaya çıkıyor. Bu sebeple, herkesin düzenli HIV testi ile HIV statülerini bilmeleri, olası bir enfeksiyonun tespiti ve tedavi altına alınarak yeni HIV olgularının engellenmesi açısından yüksek düzeyde önem taşır. Kondom kullanmak ya da kullanmamak. Tüm mesele bu mu? Her ne kadar oranlar göz önüne alarak tek bir seferde HIV bulaşı olasılığının düşük olduğu düşünülse de, yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu kişiden kişiye değişebilen ve olasılıkları da kişisel detaylara bağlı bir durumdur. Yani “bana bir şey olmaz” ya da ‘’bir kereden bir şey olmaz’’ vb. ifadeler hiç kimseyi HIV ya da cinsel yolla bulaşabilen enfeksiyonlardan koruyacak bir yaklaşım olmayacaktır. Cinsel ilişkilerde kondom kullanmaya ya da kullanmamaya ilişkin karar, partnerler arasında birlikte alınması gereken ve sonuçların doğuracağı sorumluluklar sadece bu konuşmayı birlikte yapan bireyleri bağlayan özgür bir karar olmalıdır. Kondom kullanmama kararı birlikte alındıysa hiç kimse hiç kimseyi kondom kullanmamakla suçlayamaz. www.kirmizikurdele.org herkesin her cinsel ilişkide kondom kullanmasını önermektedir. Dolayısıyla, eğer kondom kullanmadan cinsel ilişki yaşamayı tercih ediyorsanız ve HIV dahil cinsel yolla bulaşabilen enfeksiyon testlerini düzenli olarak yaptırmıyorsanız, hem kendiniz hem de cinsel partneriniz için HIV dahil tüm CYBE’ler açısından risklerin söz konusu olduğunuz bilmeniz önemlidir. www.kirmizikurdele.org I herkes için #hivbilgisi Bu sebeple başta * kondom kullanımı olmak üzere, * PrEP /TÖP, düzenli aralıklarla test yaptırmak gibi tedbir araçları yoluyla, kendi genel sağlığınızı korumak ve partnerlerinizin sağlıklı yaşamak hakkına saygı göstermek, üzerinde daima titizlikle durulması gereken evrensel önerilerdir. (*Bkz: www.kirmizikurdele.org/kondom ) (*Bkz: www.kirmizikurdele.org/prep ) Eğer kondom kullanılmayan hangi cinsel ilişki yolunun ne kadar bulaş riski içerdiğini bilir, risk olgusunu ve riskleri inkâr etmez , bu bilgileri önemser, paylaşır ve olumlu davranış değişikliği oluşturmayı başarabilirsek, yeni HIV olgularını önlememiz de o kadar mümkün olacağı gibi, her bireyin özgür iradesiyle istediği cinsel deneyimlere yönelerek hem cinselliklerini özgürce yaşamalarını hem de bunu yaparken kendilerini önlenebilir tüm risklere karşı korumalarına da destek olmuş oluruz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey www.kirmizikurdele.org  I herkes için #hivbilgisi Kaynakça · 1. Baggaley RF, White RG, Boily M-C. HIV transmission risk through anal intercourse: systematic review, meta-analysis and implications for HIV prevention. International Journal of Epidemiology . 2010 Aug;39(4):1048–63. · 2. Vittinghoff E, Douglas J, Judson F et al. Per-contact risk of human immunodeficiency virus transmission between male sexual partners. American Journal of Epidemiology . 1999 Aug 1;150(3):306–11. · 3. Jin F, Jansson J, Law M et al. Per-contact probability of HIV transmission in homosexual men in Sydney in the era of HAART. AIDS . 2010 Mar 27;24(6):907–13. · 4. a. b. Boily M-C, Baggaley RF, Wang L et al. Heterosexual risk of HIV-1 infection per sexual act: systematic review and meta-analysis of observational studies. Lancet Infectious Diseases . 2009 Feb;9(2):118–29. · 5. Baggaley RF, White RG, Boily M-C. Systematic review of orogenital HIV-1 transmission probabilities. International Journal of Epidemiology . 2008 Dec;37(6):1255–65. · 6. Ward H, Rönn M. Contribution of sexually transmitted infections to the sexual transmission of HIV. Current Opinion in HIV and AIDS . 2010 Jul;5(4):305–10. · 7. Atashili J, Poole C, Ndumbe PM et al. Bacterial vaginosis and HIV acquisition: a meta-analysis of published studies. AIDS . 2008 Jul 31;22(12):1493–501. · 8. Cohen CR, Lingappa JR, Baeten JM et al. Bacterial vaginosis associated with increased risk of female-to-male HIV-1 transmission: a prospective cohort analysis among African couples. PLoS Medicine . 2012 Jun;9(6):e1001251. · 9. Wawer MJ, Gray RH, Sewankambo NK et al. Rates of HIV-1 transmission per coital act, by stage of HIV-1 infection, in Rakai, Uganda. Journal of Infectious Diseases . 2005 May 1;191(9):1403–9. · 10. Baeten JM, Kahle E, Lingappa JR et al. Genital HIV-1 RNA predicts risk of heterosexual HIV-1 transmission. Science Translational Medicine . 2011 Apr 6;3(77):77ra29. · 11. Wawer MJ, Gray RH, Sewankambo NK et al. Rates of HIV-1 transmission per coital act, by stage of HIV-1 infection, in Rakai, Uganda. Journal of Infectious Diseases . 2005 May 1;191(9):1403–9. · 12. Hollingsworth TD, Anderson RM, Fraser C. HIV-1 transmission, by stage of infection. Journal of Infectious Diseases . 2008 Sep 1;198(5):687–93.

  • HIV pozitiflerle nasıl konuşmamalı, nasıl konuşmalı?

    Yayıma hazırlayan: Arda Karapınar,   Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı, HIV Glasgow Kongresi Bilimsel Komite Üyesi Güncelleme: Ocak 25,2025 Yayım tarihi: Ocak, 2021 Herkes için #hivbilgisi  sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org  ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi  içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır . Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. www.kirmizikurdele.org I HIV hakkında her şey Güncel veriler yeni HIV olgularının ülkemizde ve bölgemizde özellikle genç nüfusta hızlı bir yükselişte olduğunu gösteriyor (Detaylar için tıklayın) . Yani HIV ve AIDS'in, gençler arasında doğru bilgiler ve ayıplamayan, ötekileştirmeyen, damgalamayan bir dille konuşulması, eskiden olduğundan daha önemli. HIV'in toplumda ve tüm sosyal alanlarda rahatlıkla ve ön yargısız bir biçimde konuşulabilir hale gelmesi, yani #hivbilgisi' nin ve #hivindogrusu' nun yaygınlaştırılması www.kirmizikurele.org 'nin temel hedeflerinden biri. Bir konunun toplumda rahatça konuşulmaya başlanmasını sağlayacak en etkin yol ise öznelerin, yani doğrudan muhatapların konu hakkında korkmadan, çekinmeden, yargılanmadan konuşabilmesi. Yani bu örnekte, HIV pozitiflerin içinde bulundukları topluluklarda seslerini çıkartarak farkındalık yaratmaları en etkin önerilerden biri olarak görünüyor. Fakat bunun için rahat ve güvende hissedilen bir ortam ilk şart. Ve hepimiz biliyoruz ki, bizimki gibi toplumsal ön yargıların yaygın ve HIV konusunun hala tabu olduğu toplumlarda HIV pozitifleri damgalayan, ötekileştiren, yargılayan ve hatta aşağılayan cümle ve sorular duymak oldukça mümkün. Yani bu ortamın oluşmamasından hepimiz sorumluyuz. Bu sebeple, #hivhakkindahersey temasıyla düzenli olarak sürdürdüğümüz ve çok okunan #hivbilgisi yayınlarımıza bir yenisini ekledik ve HIV ile yaşayanların deneyimlerini şimdi olduğundan daha rahat anlatabilecekleri bir ortamı teşvik edebilmek umuduyla, HIV ile yaşayan birine asla söylememeniz gerekenleri ve desteklendiklerini hissetmelerini sağlayacak bazı soruları listeledik. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey --HIV ile yaşayanlarla konuşma rehberi-- Şunu sormayın: Yaşadıklarından dersini aldın mı? Aklı başına geldi mi? Bu tarz yargılayıcı sorular insanların HIV hakkında konuşmaktan çekinmelerinin gerçek sebeplerinden biridir. HIV bir ceza değildir ve hiç kimse bu soruda işaret edilen türde bir cezaya çarptırılmak istemez. Bu yüzden HIV sadece kötü insanların başına gelebilecek bir olguymuş gibi konuşmaya bir son verin. Derhal. Şunu sorun: Nasıl başa çıkıyorsun? Bu soru arkadaşınıza, yaşadıkları ile ilgili duygularını açıklayabilme size de onun ayrımcılık ötekileştirme ve bunlara dayalı kendini suçlama ile nasıl başa çıktığını öğrenme fırsatı verecektir. Bu soru ve cevaba göstereceğiniz ilgi aynı zamanda sizin, arkadaşınızı nasıl nasıl değerlendirdiğinizi de gösterecektir. Şunu sormayın: Kim bulaştırdı? Ne zaman oldu? O ya da bu. Şu ya da öteki. Geçen yıl ya da altı ay önce. Ne fark eder? Sakın çok hassas ve zor bir konuda size açılmaya çalışan bir insana bu kadar kaba davranmayın. Eğer arkadaşınız nasıl bulaştığı hakkında konuşmak ve paylaşmak isterse, bırakın bunun zamanına ve biçimine kendisi karar versin. Şunu sorun: Ne zamandır bununla mücadele ediyorsun? Bu soru arkadaşınızın ne kadar zamandır, sosyal bir destek almadan HIV ile yaşadığı hakkında bilgi almanız için bir şanstır. Arkadaşınızın mevcut sağlık durumları hakkında rahatça konuşabilecekleri ve damgalamanın olmadığı bir ortam yaratacak olumlu ve yargı içermeyen sorular sormayı deneyin. Şunu sormayın: (eğer bir İlişkileri varsa) Eşin/Sevgilin de mi HIV pozitif? Sormayın çünkü hem çok çirkin hem çok yersiz bir soru hem de bunun konuyla hiçbir ilgisi yok. Zaten HIV pozitifler HIV negatiflerle birlikte olamazlar diye bir yasa ya da öneri de yok. Başarılı devam eden HIV ilaç tedavilerinde cinsel partnerlere bulaş görülmez ( Bkz: Belirlenemeyen = Bulaştırmayan ). Öte yandan arkadaşınızın kendisi ile ilgili bir durumu anlatıyor ve rahatça konuşuyor olması, eşleri ile ilgili bir durumu da aynı rahatlıkta anlatacağı anlamına gelmez. Sakın onları partnerlerinin sağlık durumuna dair özel bilgileri açıklamaları için garip bir duruma sokmayın. Üçüncü şahıslarla ilgili tıbbi bilgiler dahil tüm kişisel bilgileri paylaşmanın suç olduğunu da unutmayın. Şunu sorun: Kendini yeni bir enfeksiyondan nasıl koruyorsun? Arkadaşınızın sağlık ve güvenliğinden endişe etmeniz gayet normaldir ve bu endişenize HIV'in aktarılma/bulaştırılma olasılıkları da dâhil olabilir. Bu gayet anlaşılır. Ancak bu endişenizi dile getirirken onların güvenilir olmayan yollara başvurduğunu, insanları kolayca riske attıklarını farz etmeyin, çünkü bu bariz bir ön yargı. Eğer bu soruyu doğru zamanda ve yapıcı bir üslupla sorarsanız hem arkadaşınız için rahat bir kendini ifade ortamı oluşmuş, hem de sizin için işe yarar, pratik ve uygulanabilir, güncel #hivbilgisi edinme fırsatı bulursunuz. Şunu sormayın: AIDS olacak mısın? AIDS misin? Ne mutlu ki arkadaşınız tedaviye uyumla devam ettiği müddetçe -HIV’in sebep olabileceği en ileri seviye hastalıklar bütününün sınıflandırılmasında kullanılan bir terim olan- AIDS evresini hiç yaşamayacak. AIDS terimi, HIV tedavi ilaçlarının şu anki kadar etkili olmadığı zamanlarda kullanılan bir terimdi. Bir bireyin CD4 hücre sayısı (bağışıklık hücresi) 200’ün altına düştüğü zaman, AIDS tablosuna girebilme riskleri oluşur ve bu da ölümcül olabilecek şekilde vücudun bağışıklık sisteminin fırsatçı enfeksiyonlara karşı zayıf olduğu durumu işaret eder. Fakat haberler güzel. HIV ile mücadele günümüzde o kadar değişti ve ilerledi ki tedaviye erişimin ve düzenli HIV ilaç tedavisinin erişilebilir olduğu yerlerde AIDS kelimesini sözlükten çıkarabiliriz. Şunu sorun: HIV tedavin nasıl gidiyor? Günümüzde HIV tanısı almış bir birey, tedaviye başladığı ve tedaviye bağlı kalıp ilaçlarını belirtilen şekilde zamanında ve uygun dozlarla aldığı sürece, HIV ile yaşamayan bir insan kadar uzun ve sağlıklı yaşayabilir. Ama ne yazık ki, Dünya genelinde HIV ile yaşayanların dörtte birinin, hayat kurtaran ve bulaş engelleyen etkin HIV ilaç tedavisine erişimi hâlâ yok. Arkadaşınızın sağlığı konusunda dikkatli olduğundan emin olun ve ihtiyaç duyduğunda bir sağlık kuruluşuna gitmeleri hususunda cesaretlendirin, hatta bu adımı onunla birlikte atın, gerçek bir arkadaşın yapacağı gibi ona koşulsuz destek olun. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey HIV hakkında her şey I www.kirmizikurdele.org

  • HIV yaşam döngüsü

    HIV yaşam döngüsü başlıklı bu #hivbilgisi yazımızı HIV'in vücutta nasıl çoğaldığını, adım adım ilerleyişini ve bugün HIV tedavisinde kullanılan İntegraz inhibitörleri, Protez inhibitörleri, NRTI, NNRTI gibi ilaç sınıflarının nasıl belirlendiklerini ve çalıştıklarını anlatması bakımından oldukça önemli ve tanı/tedavi gibi konuların tüm aşamalarında yararlanılacak bir kaynak olduğu inancıyla paylaşıyoruz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu www.kirmizikurdele.org I HIV yaşam döngüsü Virüslerin çoğalabilmeleri için bir hücreye saldırmaları ve içerisine girmeleri gerekir. Aslında virüsler teknik olarak canlı değildirler. Tabiri caizse, beyni olmayan bir insan vücudu gibidirler. Yeni virüsler yaratmak için hücreleri etkisiz hale getirip, onları yeni virüs yapımında kullanırlar. Tıpkı vücudunuzun sürekli yeni cilt hücreleri veya kan hücreleri üretmesi gibi, her hücre canlı kalabilmek ve çoğalmak için yeni proteinler üretirler. Virüsler kendi DNA'larını, hücrenin DNA'sında gizlerler ve hücre yeni proteinler üretmeye çalışınca da kazara(!) yeni virüsler oluşmasına neden olurlar. HIV genellikle bağışıklık sistemi hücrelerine bulaşır. Birkaç çeşit hücre türünün yüzeyinde, CD4 reseptörü (algılayıcı) adı verilen proteinler bulunmaktadır. HIV, virüsün hücre yüzeyine tutunmasını neden olan, yüzeyinde CD4 reseptörü bulunan bu belirli hücreleri bulur ve onlara yapışır. Her ne kadar HIV birkaç çeşit hücre tipine bulaşabilsede, genellikle birçok CD4 reseptörüne sahip bir çeşit beyaz kan hücresi olan, T4 akyuvarlarını (T yardımcı hücresi de denilmektedir) hedef almaktadır. T4 hücrelerinin vücuttaki asli görevi, sistem içerisine girmiş olan istilacılara karşı bağışıklık sistemini uyarmaktır. HIV bir hücreye bağlandığı zaman kendi DNA’sını hücre DNA’sı içerisine gizler: Bu durum hücreyi adeta bir “HIV üretim fabrikası”na dönüştürür ve HIV’i kopyalayıp çoğaltmaya başlar. HIV yaşam döngüsü nasıldır? HIV vücutta nasıl çoğalır? 1. Adım: Bağlanma Bir virüs, bir grup genin etrafına sarılmış protein, yağ ve şekerden meydana gelmiş bir zarftan ve özel enzimlerden oluşur. (HIV’de genetik bilgiler, diğer mikroorganizmalardan farklı olarak, DNA ile değil, RNA ile taşınmaktadır). HIV’in zarfında, T4 hücrelerinin dışında bulunan CD4+ yüzey reseptörlerine karşı bir çekim gücü olan proteinler bulunmaktadır. HIV, CD4+ yüzey reseptörlerine bağlandığında, hücrenin dış kısmına yapışarak birleşmesini sağlayarak, hücrenin yüzeyindeki diğer proteinleri de aktif hale getirir. Ancak bazen bu birleşme, içeri giriş sırasında inhibitörler (önleyiciler) tarafından da engellenebilir. HIV yaşam döngüsü nasıldır? HIV vücutta nasıl çoğalır? 2. Adım: Ters Transkripsiyon (Tersine Yazılım) İnsan hücrelerinin genetik içeriği DNA’da bulunurken, HIV genleri iki adet RNA iplikçiği tarafından taşınmaktadır. Bir virüsün, bir hücreye bulaşabilmesi için, “Ters Transkripsiyon (Tersine Yazılım)” adı verilen ve virüs RNA’sından bir DNA’nın oluştuğu bir süreç söz konusudur. Bağlanma işleminden sonra, viral kılıf (virüsün içinde, RNA ve önemli enzimleri içeren bölüm) konak hücrenin içine doğru nüfuz eder. Ters Transkriptaz (Tersine Yazılımcı) adı verilen bir enzim ise RNA’dan DNA yaratarak kopyalama işlemine başlar. Bu yeni DNA’ya “Proviral DNA” denilmektedir. Ters transkripsiyon süreci bazen, ters transkriptaz nukleosid inhibitörleri (NRTIs) ya da ters transkriptaz nuklesoid olmayan inhibitörleri (NNRTIs) tarafından engellenebilir. HIV yaşam döngüsü nasıldır? HIV vücutta nasıl çoğalır? 3. Adım: Birleşme Yeni oluşturulan HIV DNA’sı, hücrenin DNA’sının bulunduğu hücre nükleosuna, yani hücre merkezine taşınır. Sonra integraz denilen başka bir enzim, oluşturulan bu proviral DNA’yı, hücre DNA’sına saklar. Böylece, yeni protein üretmeye çalışan hücre, kazara yeni HIV üretmeye başlar. Bu birleşme bazen integraz inhibitörleri tarafından önlenebilmektedir. HIV yaşam döngüsü nasıldır? HIV vücutta nasıl çoğalır? 4. Adım: Yazılım HIV’in genetik içeriği bir hücre merkezine ulaşınca, artık hücre yeni HIV üretmeye başlar. Merkezin içerisinde viral DNA’nın iplikçikleri ayrılır ve özel enzimler, yeni HIV üretiminde yol gösterici olan, genetik bilginin taşındığı, mesajcı RNA yada mRNA adı verilen bir tamamlayıcı iplikçik oluştururlar. Bu safhada DNA tamamlanması işlemi, Transkripsiyon İnhitbitörleri (TIs - Yazılım Önleyiciler) ya da bazı anti-viral (virüse karşı) etken maddeli ilaçlar sayesinde önlenebilmektedir. HIV yaşam döngüsü nasıldır? HIV vücutta nasıl çoğalır? 5. Adım: Çeviri (Tercüme) mRNA, yeni viral proteinler üretmek için hücre içerisinde, hücre merkezinden kendi için oluşturduğu çalışma alanına genetik bilgiyi taşır. mRNA’nın her bir bölümü, yeni bir HIV yaratmak için farklı bir protein yapı taşı ile tepkimeye girer. Her bir mRNA iplikçiliğinin oluşturduğu tepkime, bütün proteinler kullanılıncaya kadar devam eder ve en sonunda da yeni virüs yapımında kullanılacak tüm “viral proteinler” yeni virüsün genetik diline çevrilmiş olur. HIV yaşam döngüsü nasıldır? HIV vücutta nasıl çoğalır? 6. Adım: Viral bütünleşme ve olgunlaşma Oluşumun son aşaması, yeni virüse ait tüm detayların bir araya gelmesiyle başlamaktadır. 5.adımda oluşturulan uzun viral proteinler, proteaz adı verilen bir viral enzim sayesinde kısa proteinler halinde kesilir. Bu proteinler birden fazla fonksiyona hizmet etmektedir: Bazıları yeni HIV’in yapısal bir parçası olur, bazıları viral enzime dönüşür gibi… Yeni virüsün tüm parçaları bir araya geldiğinde, konak hücreden koparak yeni virüsü oluştururlar. Bundan sonra virüs, viral proteinlerin aktif olarak çalışmaya başladıkları olgunlaşma evresine girer. Olgunlaşma evresi tüm bulaşım sürecini son evresidir ve virüsün bulaşıcı olmaya başladığı evredir. Viral bütünleşme ve olgunlaşma tamamlandığında, virüs artık hücreler için tehlikeli hale gelmiştir. Bulaştığı her hücreden birçok yeni virüs oluşturacaktır. Viral Bütünleşme Proteaz İnhibtörlerince (PIs) engelleyebilir. Bu olgunlaşma evresi ise bilim insanlarının, HIV’e karşı ilaç geliştirmek için, inceledikleri yeni hedeftir. HIV'in yaşam döngüsünü ve vücutta ilerleme biçimini gösteren animasyonu aşağıda izleyebilirsiniz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu HIV tedavi rehberi güncellendi www.kirmizikurdele.org

  • HIV tedavisi sürecinde kullanılan testler ve işlevleri

    HIV tedavi testleri I www.kirmizikurdele.org HIV tedavisi sürecinde rutin olarak başvurulan çeşitli testler, tedavi başarısının takibi için oldukça önemlidir. Ancak bu önemli testler, HIV pozitifler için zaman zaman kafa karıştırıcı olabilir. Hangi testin niçin önemli olduğunu ve ne işe yaradığını bilmek, hekiminizle geçirdiğiniz zamanı daha iyi kullanmayı sağlayacağı gibi, kendi tedavinizin seyrini takip açısından da önemli ve yararlıdır. Bu yüzden, HIV tedavisi sürecinde zaman zaman yaptıracağınız ve işlevlerini bilmeniz gereken bazı laboratuvar testlerini sizin için sıraladık . www.kirmizikurdele.org   herkes için #hivbilgisi   #hivhakkindahersey Herkes için #hivbilgisi  sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org  ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi  içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır . Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. HIV tedavisi sürecinde kullanılan testler ve işlevleri HIV tedavisine başlamak virüs baskılayıcı ve bulaş önleyici özelliğinin yanında genel sağlık durumunuzun da düzenli olarak takip edileceği anlamına gelir. Yani vücudunuzun HIV baskılayıcı ilaç tedavisine nasıl cevap verdiğini ve aynı zamanda genel sağlık durumunuzun nasıl olduğunu görmek için bazı kan testleri tür ve işlevlerine göre 3 aylık, 6 aylık ya da yıllık rutinler halinde tekrarlanır. CD4 hücre sayımı CD4’ler (T hücreleri olarak da geçer) vücudunuzdaki hastalık yapıcı organizmalarla mücadele eden bağışıklık sistemine ait beyaz kan hücreleridir. Bu hücreler aynı zamanda HIV’in vücuda girer girmez hedef aldığı hücrelerdir. Olağan koşullarda CD4 sayısının aralığı, her bir mm³ için ortalama 500 ila 1500 hücre kadardır. Ancak HIV kontrol altına alınmazsa, CD4’ler 0 düzeyine kadar azalabilmektedir. 2015 yılından itibaren pek çok yeni kılavuz, HIV tanısı alan kişilerin CD4 sayısına bakılmaksızın hemen ilaç tedavisine başlamasını önermekteler. Bu sayı 200’ün altında düştüğünde, AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrom – Kazanılmış Bağışıklık Yetmezlik Sendromu) ile ilişkili Kaposi Sarkomu ya da Non-Hodgkins lenfoma gibi enfeksiyon ya da kanser türlerine karşı yüksek derecede riskli hale gelinebilir. Viral yük (VY) Bu test kanınızda bulunan HIV miktarını ölçer ve tedavinin işe yaradığından emin olmak için kullanılmaktadır. B eşittir B neden önemli? I www.kirmizikurdele.org Genellikle, her bir mm³'’teki virüs sayının 50 kopyanın (test cihazının yeteneğine bağlı olarak bazen 20 ya da 18 gibi farklı alt limitlerden de bahsedilebilir) altında olması belirlenemeyen B=B (undetectable) virüs miktarı olarak adlandırılır ve tedavinin olması gerektiği gibi gittiğini gösterir. Eğer ilaç tedavisi aksatılmadan sürdürülüyorsa, virüs miktarının belirlenemeyen B=B düzeyde olması doğal beklentidir. Tedaviye rağmen VY’nin belirlenemeyen B=B düzeye hiç inmemesi ya da bir süre oraya indikten sonra yeniden ve kalıcı şekilde bu seviye üzerine yükselmesi durumunda, öncelikle bu değerlerin yeni bir testle doğrulanması ve sonuca göre yeni tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesi düşünülebilir. Böyle bir durum söz konusu olursa hekiminizle ilaç kullanımı ve diğer alışkanlıklarınızla ilgili tüm detaylar paylaşmak önemlidir. Tam kan sayımı (Hemogram- CBC) Tam kan sayımı, bilhassa kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri ve trombosit gibi esas kan hücrelerini ölçer. Muhtemel yorgunluk, güçsüzlük, enfeksiyon, morarma ve kanamanın nedenlerini bulmak için size ve hekiminize yardımcı olması nedeniyle tam kan sayımını ölçmek önemlidir. HIV enfeksiyonu, diğer hastalıklar ve ART’ler (HIV tedavisinde kullanılan ilaçlar) tam kan sayımı anormalliklerine neden olabilirler. Bu rutin testler bu yüzden de önemlidir ve eğer arzu edilmeyen bir sonuç varsa hekiminiz bu test sonuçlarından hareketle gerekli müdahaleyi yapma imkanına sahip olur. Kan yağları (Lipidler) Kan yağları, kolesterol ve trigliserit de dahil olmak üzere, kanınızdaki yağ oranını ölçer. Bazı HIV tedavisi ilaçları kan yağı oranını yükseltebilir ve yüksek yağ oranı artan kalp hastalığı riskinin habercisi olabilir. Bu rutin testler bu yüzden de önemlidir ve eğer arzu edilmeyen bir sonuç varsa hekiminiz bu test sonuçlarından hareketle gerekli müdahaleyi yapma imkanına sahip olur. Kan şekeri Yüksek kan şekeri (glukoz da denilir), diyabete dönebilen insülin direncinin habercisi olabilir. Bazı HIV tedavisi ilaçlar artan diyabet riskine neden olabilir. Rutin kan şekeri testi bu yüzden de önemlidir ve eğer arzu edilmeyen bir sonuç varsa hekiminiz bu test sonuçlarından hareketle gerekli müdahaleyi yapma imkanına sahip olur. Karaciğer ve böbrek fonksiyonları Bu testler, bu iki organın ne derece iyi çalıştığını gösterir. Karaciğeriniz, yediğiniz her şeyi işler ve bazı HIV tedavisi ilaçları karaciğer toksiklenmesine ve böbrek problemlerine yol açabilir. Eğer HIV pozitifliğe eşlik eden Hepatit B ya da C tanılarınız da varsa karaciğer testleri daha da önemli hale gelirler. İdrar testleri HIV tedavisinde rutin idrar testlerinin önemi oldukça büyüktür. Bu testler, HIV ile yaşayan kişilerin genel sağlık durumunu izlemek ve tedavinin etkinliğini değerlendirmek için değerli bilgiler sağlar.  İdrar testleri, böbreklerin düzgün çalışıp çalışmadığını tespit etmek için kullanılır ve proteinüri (idrarda protein varlığı) ve kreatinin seviyelerinin izlenmesi, böbrek hasarının erken belirtilerini gösterebilir. Buna ek olarak idrarda glikoz varlığı diyabet riskini gösterebilir. HIV tedavisi sürecindeki rutin idrar testleri vücuttaki elektrolit dengesizlikleri, susuzluk durumu veya diğer sağlık sorunlarına dair ipuçları da sağlayabilir. İlaç direnç testleri Hekiminiz, pozitif HIV tanısı almanızı takiben mevcut ilaç seçeneklerine direnciniz olup olmadığını tespit etmek isteyecektir. Direnç testleri HIV tedavisi ilaçları kullanımına başlamadan önce yapılması gereken ve mevcut tüm kılavuzların önerdiği bir testtir. Bu test, ilaç tedavisine başlama kararı verdiğinizde, mevcut ilaç seçenekleri bakımından yol gösterici olacaklar. Bu testler aynı zamanda, tedavisi sürecinde beklenmedik viral yük değişimleri olan kişilerde de kullanılmaktadır. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu Sıkça sorulan HIV soruları www.kirmizikurdele.org

  • HIV ile yaş almak

    80'li ve 90'lı yıllarda pozitif HIV tanısı alan ilk kuşağın bugünlerde 50, 60 ve hatta 70 yaşlarının ötesine geçtiği yani o günlerde akıllara hiç gelmeyen HIV ile yaş almak konusunun günümüzdeki HIV araştırmalarının zaruri öncelik alanlarından birisi olması gerektiği malum. Herkes için #hivbilgisi kaynağı www.kirmizikurdele.org 'den HIV ile yaş alma süreçlerine dair temel bir #hivbilgisi yazısı. www.kirmizikurdele.org   herkes için #hivbilgisi   #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: HIV hakkında her şey sayfaları ekibi Güncelleme tarihi; Ocak 10, 2025 Yayım tarihi: Mart 2019 (Herkesin #hivbilgisi  sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org  ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi  içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur.) HIV ila yaş almak I www.kirmizikurdele.org Günümüzdeki etkili HIV baskılayıcı ilaç tedav isi (ART) sayesinde, HIV ile yaşayanlar uzun ve sağlıklı bir yaşam sürdürebiliyorlar. Ancak 80'li ve 90'lı yıllarda pozitif HIV tanısı alan ilk kuşağın bugünlerde 50, 60 ve hatta 70 yaşlarının ötesine geçtiği yani o günlerde akıllara hiç gelmeyen HIV ile yaş almak konusunun günümüzdeki HIV araştırmalarının zaruri öncelik alanlarından birisi olması gerektiği de malum. Buna bağlı olarak UNAIDS'in yaptığı modelleme çalışmalarına göre, dünya genelinde HIV ile yaşayan insanların %13'ü 50 yaşın üzerinde. Bu da HIV ile yaşayan 4,2 milyon yaş almış insan anlamına gelir. ABD'de HIV ile yaşayan ve bunu bilenlerin yani HIV tanısı almış kişilerin yarısından fazlası en az 50 yaşındadır. (Türkiye'de HIV ile yaşayan ve pozitif HIV tanısı almış kişilerin yüzde kaçının 50 yaş ve üzeri olduğuna dair resmi bir istatistik yoktur. Yukarıdaki ABD bilgisi bu bağlamda, genel bilgi olarak paylaşılmıştır.) Fakat etkili tedavi rejimlerinin desteği olmasına rağmen, diğer birçok insan gibi HIV ile yaşayanlar da duyma güçlüğü, görme bozukluğu, vücudun yaşlanarak hareket zorluğu yaşanması gibi yaş almaya bağlı durumlarla karşı karşıya kalıyorlar. Ancak tabi ki kendinizi daha iyi hissettirecek ve HIV ile yaş alırken size destek olacak bazı öneriler var. HIV ile yaş alma süreci HIV ile yaşayan kişilerin uzun ve sağlıklı bir ömür sürebilmeleri için HIV-negatif kişilere göre daha dikkatli ve özenli olmaları gerektiği bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir. Bunun temel nedenleri şunlardır: Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi : HIV, ilaç tedavisi ile baskılanarak kontrol edilmediğinde bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyonlara ve bazı hastalıklara karşı savunmasız bırakabilir. HIV tedavisi ilaçları (ART) ile bu risk büyük ölçüde azalır; ancak, bağışıklık sistemini desteklemek için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek önemlidir. Kronik hastalık riskleri : HIV ile yaşayan kişiler, HIV-negatif bireylere göre kardiyovasküler hastalıklar, böbrek sorunları, kemik erimesi, diyabet ve bazı kanser türleri gibi kronik rahatsızlıklara daha yatkın olabilir. HIV tedavisi ilaçları (ART) bu riskleri azaltmaya yardımcı olsa da, düzenli kontroller ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları şarttır. Yaş alma süreci : HIV ile yaşayan kişilerde, bağışıklık sistemi ve kronik *iltihaplanma/inflamasyon nedeniyle biyolojik yaşlanma sürecinin daha hızlı ilerlediği bazı çalışmalarda gösterilmiştir. Bu durum, yaşla birlikte gelen sağlık sorunlarının daha erken ortaya çıkmasına neden olabilir. #HIVbilgisi okuma önerisi: HIV ve inflamasyon I Kronik inflamasyon nedir ve iyi anlaşılması HIV pozitifler için neden bu kadar önemlidir? Tedaviye bağlılık ve düzenlilik : HIV tedavisi ilaçları (ART) düzenli bir şekilde devam edilmesi, virüsün baskılanması ve uzun vadeli sağlığın korunması için kritik öneme sahiptir. Tedaviye bağlılık ve uyum eksikliği, direnç gelişimine ve sağlık durumunun kötüleşmesine neden olabilir. Psikososyal faktörler : HIV ile yaşamak damgalanma, stres ve zihinsel sağlık sorunlarına yol açabilir zaman zaman. Bu durumlarla başa çıkmak için hem fiziksel hem de ruhsal sağlığa önem vermek gereklidir Bunlara ek olarak sigara ve alkol gibi alışkanlıklar ya da sağlıksız beslenmek gibi yaşam tercihleri ile doğru orantılı olarak, HIV ile yaşayanların yaş ile ilişkili hastalıklara da erken sürede maruz kaldıkları da bilimsel bir gerçektir. Yaş almaya bağlı sağlık gelişmeleri ve HIV HIV ile yaşayan ileri yaştaki bireylerin sıklıkla karşılaştıkları sağlık sorunlarından bazıları şunlardır; · Kalp damar hastalıkları · Böbrek yetmezliği · Karaciğer yetmezliği · Kanser · Osteoporoz (kemik erimesi) · Unutkanlık Eğer kendinizde bunlara benzer bazı belirtiler ya da hastalık hali hissediyorsanız hekiminize durumu mutlaka anlatmalı mutlaka ve gerekli tedbirleri onunla birlikte değerlendirmelisiniz. Uzun dönem HIV ilaç tedavisi 1990’lardan bu yana HIV tedavisi ilaçları (ART) kullanan HIV pozitiflerde, vücudun yaş almasına bağlı yan etkiler ancak son yıllarda yapılan kapsamlı çalışmalarla detaylı bir biçimde değerlendirildi. Metabolik yan etkiler, gastrointestinal yan etkiler, kemik sağlığı üzerindeki etkiler, karaciğer ve böbrek üzerindeki etkiler bunlardan bazılarıdır. HIV pozitifler yaş aldıkça ve doğal olarak başka sağlık sorunları yaşamaya başladıkça, daha fazla ilaç kullanmaları gerekebilir. Dolayısıyla HIV tedavisini takip eden enfeksiyon hekimi dışında başka doktorlarda sürece dahil olacaklar. Bazı durumlarda, başka bir hastalığın tedavisinde kullanılan bir ilaç HIV ilaçlarıyla karşılıklı etkileşime girebilir, biri ya da ikisi birden daha az etkili hale gelebilir. Bu yüzden, hekimin HIV tedavisi ilaçlarına ek olarak kullanılan bitkisel ve alternatif yöntemler de dahil olmak üzere tüm ilaçlardan/takviyelerden haberdar olması önemli bir husustur. Cinsellik ve ikili ilişkiler Uzun dönemli bir ilişkinin içinde olabilirsiniz ya da yeni bir ilişki aşamasındasınızdır. Bu kapsamda belki yaş itibarıyla plansız gebeliklerden kaçınmak için doğum kontrolüne ihtiyaç duymasanız da, HIV ve cinsel yolla bulaşabilen diğer enfeksiyonlardan kaçınmak için erkek (harici) ya da kadın (dahili) kondom u kullanmanızın etkili bir yöntem olduğunu unutmamalısınız. * www.kirmizikurdele.org/kondom-hakkinda-her-sey Eğer HIV tedavisi ilaçları kullanıyorsanız ve düzenli olarak viral yük seviyenizi test ettiriyorsanız, * belirlenemeyen (B=B ) kavramının da cinsel sağlığınıza olumlu etkisini öğrenerek kendinizi bu konuda daha rahat ve güvende hissedebilirsiniz. *Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan (B=B) hakkında en çok sorulan 9 soru, 9 cevap HIV ve kadınlarda ileri yaş Eğer 45-56 yaş arasında bir kadınsanız, menopoz adı verilen ve adet (menstura) döneminizin sonlanarak, farklı hormonsal değişimleri yaşadığınız biyolojik evreyi deneyimliyor olma olasılığınız çok yüksektir. Menopoz dönemi, kişilere göre değişen yaşta başlamaktadır. Kadınlar, menopoz dönemine girmeden önce, ortalama 4-5 yıl içerisinde, adet döneminin sona ereceği menopoz döneminin belirtilerini yaşamaya başlarlar. Bu belirtileri başlıca söyle sıralayabiliriz: · Yüzde, boyunda, göğüs bölgesinde ya da vücudun genelinde sıcak basması, · Gece terlemeleri ve uyku sorunları, · Cinsel isteksizlik, vajinal kuruluk ve hatta cinsel ilişki sırasında daha önce yaşanmamış acı duyma deneyimleri, · Hatırlama ya da konsantrasyon problemleri, · Ani duygu değişimleri, düşük ya da yüksek kaygı durumu. Saydığımız bu belirtilerin hangisinin, ne zaman, hangi sıklıkla ve ne şekillerde ortaya çıkacağı kişiden kişiye göre değişen bir durumdur. Dolayısıyla eğer HIV ile yaşayan bir kadınsanız ve menopoz belirtileri yaşıyorsanız, mutlaka HIV tedavisini birlikte sürdürdüğünüz hekiminize konu hakkında bilgi vermeli ve yönlendirmelerine kulak vermelisiniz. Gerektiği hallerde doktorunuz sizi farklı branşlara yönlendirip farklı doktorlardan menopoz süreciniz ile ilgili destek almanızı sağlayacaktır. HIV ve akıl sağlığı HIV (pozitif) tanısı almış ve yaşı 50 üzerinde olan bazı bireyler, HIV statülerinden dolayı kendilerini yalnız, dışlanmış ve hatta kimsenin istemediği, kimsenin beğenmesiği bir insan gibi hissedebilirler. Aslında yaşla doğru orantılı, pozitif ya da negatif her bireyin deneyimleyebileceği bu gibi duyguların HIV ile doğrudan alakası olmayabilir. Dolayısıyla bu gibi duyguları hissetmeye başladığınızda hekiminize bilgi vermeniz ve mental sağlığınıza yönelik bazı önlemler ya da destek mekanizmalarını değerlendirmeniz mutlaka önerilir. HIV ile pozitifler için yaş alma sürecine dair on özet tavsiye HIV baskılayıcı ilaçları kullanmaya düzenli devam edin: HIV’in kontrol altında kalmasını sağlamak ve bağışıklık sisteminizi güçlü tutmak için tedavinize bağlı kalın. Sağlıklı ve dengeli beslenin: Bağışıklık sisteminizi desteklemek ve genel sağlığınızı korumak için vitamin ve mineral açısından zengin bir diyet uygulayın. Düzenli egzersiz yapın: Fiziksel aktivite, kas ve kemik sağlığınızı korumanıza, kardiyovasküler hastalık riskini azaltmanıza ve enerji seviyenizi yüksek tutmanıza yardımcı olur. Sağlık kontrollerine düzenli gidin: Yaş almayla birlikte artan kronik hastalık risklerini yönetmek için helim ziyaretlerinizi aksatmayın ve gerekli taramaları yaptırın. Zihinsel sağlığınıza özen gösterin: Stres, depresyon veya kaygı durumlarına karşı destek alın. Meditasyon, terapi veya sosyal destek gruplarından faydalanabilirsiniz. Tütün ve aşırı alkol tüketiminden kaçının: Sigara içmek ve fazla alkol tüketimi, HIV ile ilişkili sağlık risklerini artırabilir. Bu alışkanlıkları bırakmaya çalışın. Uyku düzenine dikkat edin: Yeterli ve kaliteli uyku, bağışıklık sisteminizi güçlendirir ve genel sağlık durumunuzu iyileştirir. Cilt ve kemik sağlığınızı koruyun: HIV ve yaş alma, kemik erimesi ve cilt sorunları riskini artırabilir. Gerekirse hekiminizden kalsiyum ve D vitamini takviyesi hakkında bilgi alın. Sosyal bağlantılarınızı güçlendirin: Aile, arkadaşlar ve destek gruplarıyla iletişimde kalmak, yaş alma sürecinde yalnızlık ve stresle başa çıkmanıza yardımcı olur. Kronik hastalıklara karşı önlem alın: Kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve hipertansiyon gibi yaşla ilişkili durumları önlemek için düzenli tarama yaptırın ve risk faktörlerini azaltacak yaşam tarzı değişikliklerini benimseyin. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • Yeni bir GDTM; İzmir Tepecik

    SBÜ İzmir Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi bünyesinde, kimlik bilgisi vermeden test yaptırılabilecek yeni bir GDTM (Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezi) açıldı. Detaylar ve merkezin adres/iletişim bilgileri yazıda. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü H. Yayın tarihi; Aralık 11, 2024 (Herkes için #hivbilgisi  sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org  ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi  içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır . Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur.) HIV hakkında her şey I www.kirmizikurdele.org Küresel HIV hedeflerine ulaşma yolunda en gerekli araçlardan biri olan anonim (kimlik, gerçek isim vb. paylaşmak zorunda kalmadan) ve ücretsiz bir biçimde HIV testi yaptırma olanakları, ülkemizde uzun yıllardır sıkıntılı bir konu olarak biliniyor. HIV ile mücadelede ve epidemi yönetiminde başarılı olmuş ülkelerin bu başarılarındaki en temel faktörlerden birinin, ülke genelinde dileyen herkesin kaygı ve korku duymadan kolayca HIV testi yaptırabilecekleri merkezlerin yaygınlaştırılması olduğuna dair pek çok kanıta rağmen ülkemizdeki GDTM sayısı hala oldukça az. ( Kimlik bilgilerinizi vermeden ve ücretsiz HIV testi yaptırabileceğiniz merkezler (GDTM) listesi için buraya tıklayın) Bu sayı azlığının politik ilgisizlik, sorunun ciddiyetini ve büyüklüğünü kavrayamamış olmak, HIV AIDS konusunun tabu olması, yasal sınırlamalar, maddi kaynak azlığı gibi pek çok sebebi olsa da, İzmir Tepecik'ten güzel bir haber geldi ve mevcut GDTM'lere bir yenisi eklendi. HIV konusunda deneyimli ve duyarlı bir ekip ile başta İzmirlilere ve civar illerden herkese, hiçbir yaş vb. sınırlama ve ücret talebi olmaksızın HIV testi ve danışmanlık hizmeti sunacak olan GDTM resmi mesai günlerinde mesai saatleri boyunca açık olacak. Önemli bir işlev göreceğinden emin olduğumuz ve yeni GDTM'lerin açılması konusunda cesaretlendirici olmasını umduğumuz merkezin açılması için emek veren herkese, Kırmızı Kurdele İstanbul ekibi olarak yürekten teşekkür ediyoruz. Tepecik GDTM'nin adres ve iletişim bilgileri şöyle; Gaziler Caddesi No: 468, A Blok, Zemin Kat (Hastanenin arka girişi), (Ziya Gökalp İlköğretim Okulu/Hastane Durağı) Whatsapp/SMS yoluyla iletişim: 0 545 954 99 95 Telefon: 0 232 469 69 69 (Dahili 2381) Merkeze gitmeden önce kendileriyle mutlaka iletişime geçerek çalışma saatleri, adres vb. bilgileri teyit etmenizi tavsiye ediyoruz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindaherse y HIV hakkında her şey I www.kirmizikurdele.org ,

  • Bir kahramanın, ''Berlin'li Hasta'' Timothy Ray Brown'ın ardından...

    Üretken gönüllümüz, Aktivist Arda Karapınar'ın kaleminden kişisel, samimi ve zaman dışı bir Timothy Ray Brown'a veda yazısı. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Arda Karapınar , (Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı) Yayın tarihi: Ekim 1 2020 (Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur.) Dünya’nın, vücudundaki HIV’in tamamen yok olmasının ardından ‘Berlin Hastası’ olarak tanıdığı Timothy Ray Brown, kanser tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Berlin Hastası Timothy Ray Brown'ın ardından Türkiye’de tanınmasına (umarım) önemli bir katkım olduğunu düşündüğüm iyi kalpli, pırıl pırıl bir insan olan arkadaşım Timothy hakkında kısa bir yazı yazarak hislerimi paylaşmak ve hatırasına saygımı sunmak istiyorum. Doğrusu kahraman benzeri sıfatları kolayca kullanmamaktan yanayım çünkü ağır ve taşıması zor sıfatlar bunlar. İnsana yük olabilirler. Ayrıca zaman geçip gider, koşullar değişir, insanlar dönüşür ve bu yakıştırmaları yapan bizler bir anda boşluğa düşebiliriz. Fakat Timothy’den bahsederken böyle bir tereddütte yer yok; çünkü o gerçek bir kahraman. Kanser tedavisi görürken geçirdiği bir ilik nakli operasyonu sonrası HIV’den tamamen kurtulan Timothy, bu andan itibaren kendini bilime yani insanlığa bağışladı ve tekrar edip durdu; kesin tedavinin bulunduğunu görmek istiyorum. İşte onu gerçek bir kahraman yapan şey tam olarak buydu; Timothy duyulduğu anda sloganlaşan bir cümleyi her gün sözel olarak tekrar etmekle kalmadı, HIV ile yaşayan milyonlarca insanın iyiliği ve mutluluğu için kendini kelimenin tam anlamıyla feda etti. Bilim insanlarının Timothy’nin de katıldığı çalışmalardan elde ettiği her türlü veri, kesin HIV tedavinin bulunması hedefinde çok yararlı oldu, olacak. Onunla 2017 yılında Paris’teki kongrede tanıştım. Oldukça yoğun geçen kongrede bir oturumdan bir başkasına yetişmeye çalışırken, karşıdan aksak bir yürüyüşle (Timothy kendisi üzerinde yapılan bilimsel çalışmalardan birinde kalıcı bir hasar aldığı için aksayarak yürüyordu) gelen, ilk anda fark etmediğim ve birden önümü kesen Timothy ile önce şöyle kısa bir diyalog geçti aramızda; T: Seni tanıyorum! A: Ben de seni tanıyorum Timothy! Bu kısa diyalogdan sonra, o da ben de katılmayı planladığımız oturumlardan vazgeçtik. Bir köşeye oturup, uzun bir sohbete daldık Türkiye’den, Kırmızı Kurdele İstanbul’dan, onun çalışmalarından, hayatından konuştuk ve o günden sonra hiç kopmayan bir iletişim içinde olduk. Bir sonraki yüz yüze görüşmemiz yine bir kongrede, Amsterdam AIDS2018’de oldu. Dr. Fauci’nin de panelistler arasında olduğu oturumdaki konuşmamı dinledikten sonra büyük bir nezaketle tebrik etti, kucaklaştık, kız arkadaşımla tanıştı ve yine uzun bir sohbete daldık. O sohbette söylediği bir şey o günden beri aklımdan çıkmıyor; ‘’ Artık kimsenin bu işlerle, iyi aktivizmle falan ilgilenmediğini düşünüyorum bazen ve umutsuzluğa kapılıyorum. Ama senin gibi, koşulların daha zor olduğu ülkelerden gelen aktivistlerin çabaları umut verici. Her şey için teşekkür ederim!’’. Timothy gibi birinden övgü sözleri duymak elbette güzel ama onun yaptıklarının yanında benim gibi aktivistlerin yaptıkları, dengesi bozuk bir sandalyenin ayaklarını onarmaya çalışmak gibi bir şey. O ise gelecekte hiçbir sandalyenin aksamaması için zemini herkes için düzleştirmeye çalışıyordu. Ömrünüz süresince Timothy gibi çok çok az insanla tanışırsınız . İnsanların büyük çoğunluğu bir sorunla baş etmeye ve o sorunu çözmeye çalışırken merkeze kendilerini koyarlar. Fakat sadece BİRKAÇ insan bir sorunu çözmenin mutlak yolu olarak, kendilerinden vazgeçmeyi, kendilerini başkalarının daha iyi bir geleceğe sahip olabilmeleri için tamamen feda etmeyi seçer. Timothy o BİRKAÇ insandan biriydi. Dünya tarihinde HIV’i tamamen tedavi edilmiş iki insandan ilki olarak bu artık benim sorunum değil, ben tedavi oldum ve hayatıma devam edeceğim diyebilirdi pekâlâ. Ama demedi. İnsanlara sözleriyle umut, yaptıklarıyla hakiki bir rol modeli olmayı tercih etti. Evet, ömrünüz süresince Timothy gibi çok çok az insanla tanışırsınız. Geçen yılbaşında konuşmuştuk. Koşullar elverirse Mart 2020’de Amerika’da yapılacak konferansa (CROI) katılacak ve sonra onu görmeye gidecektim. Fakat pandemi ve yarattığı sorunlar sebebiyle konferans ertelendi, hayat daha da muğlaklaştı, sınırlar kapandı vs... Koşullar elvermedi yani. İlerleyen haftalarda ise kanserin ağırlaştığını öğrendik. Ve Eylül 2020... Becerebilirsem toparlamaya çalışayım. Fiziki Dünya’yı terk etmiş birinin arkasından yazmak her halükârda zor, çünkü kişinin yaşı kaç, sağlık durumu nasıl olursa olsun, söylendiği gibi her ölüm erken ölüm. Şunu mutlaka söylemek ve kâinatın sonsuzluğuna teyellemek isterim; Timothy tanıdığım, dünyadaki varlığına tanık olduğum insanlar içinde hiç şüphe yok ki en insan lardan biriydi. Onunla karşılaşmış ve sahiciliğinden, iyiliğinden, çabasından, adanmışlığından yani dünyada kapladığı yeri eksiksiz dolduruşundan etkilenmemiş tek bir insan olduğunu zannetmiyorum. Şimdi, yazıyı özenle ve sabırla buraya kadar okuduğu için yürekten teşekkür ettiğim sizlerden bazıları, Timothy’nin ’’kesin tedavinin bulunduğunu’’ görme isteğinin gerçekleşmediğini, yani belki de Dünya’dan buruk ayrıldığını düşünüyor olabilir. Ben aynı kanıda değilim. Aynı kanıda değilim çünkü Timothy insanın en büyük hastalığının yine insan olduğu çarpık bir çağda, bu hastalığın tek kesin tedavisinin sevgi ve iyilik olduğunu defalarca ispatladı. Beni tanıyanlar, takip edenler biliyor; bulduğum her fırsatta ‘’şu kadar yıldır aktivizm yapıyorum, şu zorlukları aştım, şunları yaptım, bunları başardım’’ gibi egomdan bir hayli nasiplenmiş cümleler kurup duruyorum. Fakat şunu özellikle paylaşmak isterim; sadece Timothy’yi tanımak için hepsine değermiş, değdi. Evet, Timothy insanın en büyük hastalığının yine insan olduğu çarpık bir çağda, bu hastalığın tek kesin tedavisinin sevgi ve iyilik olduğunu defalarca ispatladı. Şimdi bize kalan, bizi muhatap alan soru şu; Gerçekten tedavi olmak istiyor muyuz? Seni seviyorum Timothy. Görüşmek üzere. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Selim Badur "Türkiye’ye AIDS’i getiren adam"

  • HIV testi yaptırmak için altı sebep

    Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul #onlinehivdanismanligi ekibi Güncelleme tarihi: Ocak, 2025 Yayın tarihi: Şubat, 2021 Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. HIV testi yaptırmak büyük çoğunluk için korkutucu bir fikir olabilir. Çünkü test yaptırma fikrinin arkasında başta mahremiyet olmak üzere harekete geçmeyi engelleyici faktörler vardır. Diyelim ki her şeye rağmen bu korkuları aşıp test yaptırmaya karar verdiniz, bu kez de testi yapacak kişi/kuruma güven duymak konusunda tereddütler oluşabilir; "acaba bilgilerim güvende olacak mı?", "Pozitif çıkarsam ne olur?", "Negatif sonuç alırsam bu sonuç ne kadar güvenilirdir?" vs. vs. www.kirmizikurdele.org I HIV hakkında her şey Bir diğer gerçek ise şudur; HIV negatifseniz bu değeri ömür boyu korumak istersiniz ve yaptırdığınız her test bu isteğe hizmet eden bir araçtır. Söylenmesi gereken en önemli şey ise şudur; şu ya da bu sebeple (ki sebep hiç fark etmez) pozitif HIV tanısı aldıysanız, bunu bilmek, bilmemekten kesinlikle çok daha iyidir. Çünkü eğer pozitifseniz gerekli tedaviye ve erişmek ancak güncel HIV durumunuzu bilmek ve durumun gereklerini yerine getirmekle mümkün olabilir. Herkesin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org olarak bu #hivbilgisi yazısında, test yaptırmaktan çekinen ve kendisine durmadan ‘ Neden HIV testi yaptırayım ki’?' diye soranlar için altı sebep sıraladık. Umarız ki bu sebeplerden en az biri sizi HIV testi yaptırmaya ikna eder. Sizi test yaptırmaya ikna ettikten sonra yapmanız gereken şey ise çok basit; burayı tıklamak ve kimlik bilgilerinizi vermeden (anonim) ve ücretsiz HIV testi yaptırabileceğiniz merkezlerin adreslerini incelemek. Gerisi seçtiğiniz test noktasını gidip test yaptırmaya yani adım atmaya kalıyor. İşte HIV testi yaptırmak için altı sebep; - ÇÜNKÜ yeni biriyle tanıştınız ve hem onu hem kendinizi korumak için HIV statünüzü bilmek harika bir fikir. Yeni biriyle tanışmak ya da yepyeni bir ilişkiye başlamak ne güzel. Mutluluklar dileriz. Bu yeni ilişkiye güncel HIV statünüzü/durumunuzu bilerek başlamak daha da güzel olmaz mı? Emin olmak varken endişeler içinde yaşamayı, güvenle yaşamak ve eğlenmek varken, gereksiz riskler almayı neden isteyesiniz ki? - ÇÜNKÜ kankanız şüpheli temasları olmasına rağmen HIV testi yaptırmaktan korkuyor ama ne mutlu ona ki sizin gibi bir arkadaşı var. Çünkü onu cesaretlendirmek için teste birlikte gitmeyi önereceksiniz. İşte gerçek arkadaşlık. Aslında bunun kimin fikri olduğunun da pek bir önemi yok. Önemli olan tüm sorun ya da belirsizliklerde olduğu gibi gerçek bir arkadaş olduğunuzu göstermek. Gidin birlikte test yaptırın ve arkadaşa destek olmak neymiş, nasıl bir şeymiş eşe dosta gösterin. - ÇÜNKÜ son HIV testinizin üzerinden altı aydan fazla zaman geçti ve bu arada tamamen güvenli olup olmadığı konusunda nedense pek emin olamadığınız bir-iki deneyiminiz oldu. Eğer öyleyse yeni bir HIV testi yaptırmanın tam sırası. Çünkü yeni bir test yaptırmadığınız sürece endişeleriniz çığ gibi büyümeye devam edecekler. -ÇÜNKÜ HIV pozitifsiniz ve güncel HIV durumlarını öğrenmeleri konusunda arkadaşlarınızı teşvik etmek, onları teste yönlendirmek daima çok iyi bir fikir. Orada öylece oturup arkadaşlarınızın sizin durumunuzdan dersler çıkarmasını beklemeyin. Kendi HIV durumunuz ve tedavinizle ilgili sorumlulukları aldıktan sonra (onlar da aynı sıkıntıları çekmesinler diye düşünen bir birey olarak) arkadaşlarınıza karşı da sorumluluklarınız olabilir. Onları test konusunda cesaretlendirmek ve harekete geçmelerini sağlamak sizce de çok iyi bir arkadaşlık örneği değil mi? - ÇÜNKÜ ilgili tüm ortamlarda büyük bir rahatlıkla HIV negatif olduğunuzu söylüyorsunuz ama son testin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti ve bu yüzden içinizde bir yerlerde çok da rahat değilsiniz. Öyleyse testi güncelleyin ve HIV statünüz hakkında aynı rahatlıkla konuşmaya devam edin. -ÇÜNKÜ birlikte olduğun o harika insan HIV pozitif ve aldığınız tüm tedbirleri taçlandırmak için belirli aralıklarla birlikte hastaneye gidip test yaptırmak bir o kadar da romantik. Her şey yolunda, HIV baskılayıcı ilaçlar düzenli biçimde alınıyor. CD4 ve viral yük seviyeleri normal, belirlenemeyen seviyeye (B=B) erişilmiş, o gereksiz korkular, endişeler ve önyargılar çoktan aşılmış. İşte bu yüzden belirli aralıklarla test yaptırmak ve hem partnerinizin tedavi süreci hem de yeni korunma pratikleri hakkında bir uzmanla konuşmak harika bir fikir. #hivbilgisi yazımızı okudunuz, ikna oldunuz ve HIV testi yaptırmak istiyorsunuz. Peki nerelerde HIV testi yaptırabilirsiniz? Kimlik bilgilerinizi vermeden HIV testi yaptırabileceğiniz merkezler (Yukarıdaki bağlantıda bahsedilen merkezler kimlik bilgilerinizi vermeden (anonim) ve ücretsiz HIV testi yaptırabileceğiniz merkezlerdir. Bunlar dışında, bünyesinde enfeksiyon servisi olan tüm hastanelerde SGK/GSS kapsamında yine ücretsiz ancak barkod alınarak yani kimlik bilgisi verilerek HIV testi yaptırılabilir.) www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu HIV negatifler için HIV ve HIV pozitifler

  • HIV pozitiflere tavsiyeler

    Herkes için önemli olan kendini sevmek, saygı duymak ve değer vermek gibi temel kavramlar HIV ile yaşayanlar için daha da önemlidir , çünkü bu unsurlar başta tedaviye uyum olmak üzere pek çok önemli konuyu doğrudan etkiler. Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı kaynağı www.kirmizikurdele.org 'den HIV pozitiflere öz saygı ve öz değer inşâsı konusunda tavsiyeler. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #beşittirb Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü E. Güncelleme tarihi: Ağustos 7, 2022 (Türkiye’nin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur.) Şu motive edici ( ama duruma göre bazen de sinir bozucu ) tavsiyeyi/sloganı mutlaka siz de duymuşsunuzdur; pozitif düşün! www.kirmizikurdele.org I herkes için #hivbilgisi Tavsiye/sloganın ilk çağrışımını ve kelime oyununu düşündüğünüzde, HIV pozitifler için her zaman olmasa da zaman zaman sinir bozucu olabileceğini de tahmin etmek de zor olmasa gerek. Fakat işin doğrusu, özellikle de HIV pozitifler için pozitif düşünmekten daha önemli hiçbir şey yok . Çünkü HIV'i B seviyeye (Belirlenemeyen = Bulaştırmayan) baskılayan ve cinsel yolla kondomsuz ilişkilerde bulaştırılmasını engelleyen harika bir HIV ilaç tedavisi ( ART ) olsa da HIV'i vücuttan tamamen silen kesin bir tedavi henüz yok. O yüzden pozitif düşünmek ve pozitif düşünmeyi destekleyecek on bir önemli tavsiyeye uymak bizce çok önemli; Sen her zamanki kadar değerli bir insansın. HIV hiçbir şeyi değiştirmiyor. Her gün yeni ve zorlu şeylerin üstesinden gelmeyi başarıyorsun ve mutlu olmayı hak ediyorsun. Geçmişin, geçmişte yaptıkların senin patronun, yöneticin, karar vericin değil. Sen de herkes gibi iyi bir ilişkiyi, aşkı hak ediyorsun. *Senin de sağlıklı, kaliteli bir cinsel hayatın olmasının önünde hiçbir engel yok. Sen, seni yargılayan insanların söylediği kişi değilsin. Bugün dünden daha da sağlıklı ve güçlüsün. Yarın bugünden de güçlü olacaksın. Sen hasta değilsin. Sen de herkes kadar sağlıklı, uzun, kaliteli bir ömür sürdürebilirsin. Sen hala sensin. Bir virüsün senin kimliğin olmasına, kimliğini tanımlamasına ve insanların seni o virüsten ibaret saymasına izin verme. Düzenli bir ilaç tedavisinin virüsü belirlenemeyen seviyeye baskılayarak cinsel yolla bulaştırmanı engellediğini, sevdiklerinin risk altında olmadığını hiç unutma. Çok da zor değil, değil mi? HIV adındaki bir virüs yaşama sebebinizi, amaçlarınızı belirleyip sizi tanımlayamaz. Bunu, virüsü bahane edip sizi küçümseyen, damgalayan, sevgisiz, empati yoksunu insanlar da yapamazlar. Elbette deneyenler çıkabilir ama siz psikolojik olarak buna izin vermezseniz yapamazlar. Çünkü öz değerinizi de verdiğiniz hayat mücadelesini de sizden iyi bilen yok. O yüzden HIV'in hayatınızın anlam ya da anlamsızlığını belirlemesine ve bazı kendini bilmezlerin HIV yüzünden sizi utandırmasına sakın izin vermeyin. Belirlenemeyen = Bulaştırmayan Damgalama (stigma) ve ayrımcılık diliyle konuşan insanlar her gün herkes için akla hayale sığmayacak, acımasız, küstah ve kalpsizce şeyler söylüyorlar. Fakat bunların hepsini reddetmeli ve ayrımcılığı asla içselleştirmemelisin çünkü HIV konusunda onlardan daha bilgilisin ve ilaç tedavisine devam ettiğin müddetçe onların söylediği gibi hiç kimse için "tehlikeli", "riskli" falan da değilsin. Ayrıca çok daha önemli bir gerçeği de biliyor ve yaşıyorsun; Belirlenemeyen = Bulaştırmayan! Sen sağlıklısın ve HIV ilaç tedavisine bağlı kalmaya devam edip kendine dikkat ederek, her gün saha da sağlıklı olacaksın. Ve en önemlisi pek çok insanın, en çok da kendi cahillikleri yüzünden 'başıma gelse biterim, mahvolurum' dediği ve bu yüzden de cahilliklerini sürdürmeye devam ettiği bir konuda, hem kendini hem de çevrendekileri her gün daha da bilgili hale getirerek kendini ve onları güçlendiriyorsun. Her gün daha da pozitif ol, öyle kal ve hayatına devam et. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey "Türkiye’ye AIDS’i getiren adam" Selim Badur.

  • "Türkiye’ye AIDS’i getiren adam" Selim Badur.

    Her yaştan ve her meslekten insanın örnek alabileceği bir rol modeli, alışılagelmiş hekim imajlarıyla asla tarif edilemeyecek, herkesin mutlaka tanıması gerektiğine inandığımız bir değer ve "Türkiye'ye AIDS'i getiren adam" Prof. Dr. Selim Badur hakkında bir röportaj yazısı. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Arda Karapınar , Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı, World Patience Alliance Danışma Kurulu Üyesi Yayın tarihi: Kasım 14, 2024 Herkes için #hivbilgisi  sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org  ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi  içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. www.kirmizikurdele.org I HIV hakkında her şey 80’li yılların ortaları, yani Türkiye’deki ilk bir kaç AIDS olgusunun görüldüğü yıllar . Medya, negatif etkilerini takip eden on yıllar boyunca hissetmeye devam edeceğimiz felaket pornosu ve muhafazakâr ahlakçılığın ardına gizle( yeme )diği damgalayıcı haberlerine ilk AIDS olguları üzerinden çoktan başlamış bile. İstanbul Tıp Fakültesinin o yıllardaki dekanı Prof. Dr. Sedat Katırcıoğlu, yanında kot pantolon ve kazağının üzerinde ödünç olduğu çok belli olan bir ceket giyinmiş bir genç hekim bulunduğu halde basının karşısına çıkıyor; “Sayın basın mensupları; işte karşınızda Türkiye’ye AIDS’i getiren adam!” Bu şaka girişimiyle bir anda herkesin (biraz da endişeli ve meraklı)   bakışlarını üzerinde hisseden genç hekim, o yıllarda Institute Pasteur’de çalışan ve bir patent sorunu sebebiyle Fransa’da kullanılamayan 3 kit (300 adet ) testi, AIDS ile ilgili ilk ciddi taramalar yapılabilsin diye cebine koyup Türkiye’ye getiren Selim Badur. Yani sonraki yıllarda karşımıza sadece efsanevi bir virolog olarak değil akademisyen, yazar, radyo programcısı, aşı karşıtı hareketlere sabırla ve akılla cevap veren öncü bir aktivist bilim insanı, özetle yaptığı tüm işler ve onları kendine özgü yapış biçimiyle her yaştan ve her meslekten insanın örnek alabileceği bir rol modeli olarak çıkacak olan Prof. Dr. Selim Badur. Benim gözümde ise 2010’lu yılların başlarında bir radyo programı konukluğum dolayısıyla tanıştığım Selim Hoca, yukarıdaki beceriksiz özetimin çok daha ötesinde, kelimelerin tam anlamıyla orijinal ve eksantrik bir yaşam ustası. Bu kısa röportaj yazısı için yaklaşık bir saat sohbet ettiğim Selim Badur, tıpkı yine Klinik Plus için kaleme aldığım bir başka *röportaj yazısının kahramanı olan Dr. Muzaffer Fincancı gibi, zihinde ilk anda beliren hekim imajlarıyla asla tarif edilemeyecek olan, her yaştan ve meslekten herkesin ama özellikle de genç hekimlerin mutlaka tanıması gereken bir değer. . : Sıra dışı bir hekim; Muzaffer Fincancı : . Bu noktada Selim Hoca için yukarıda kullandığım “yaşam ustası” tabirinin üzerinde biraz durmam gerek çünkü onu öylesine seçmedim. Aslına bakılırsa bu, bu yazılara konuk ettiğim ve etmeyi murat ettiğim herkesin ilk ve en belirgin ortak noktası. Peki kimdir yaşam ustası? Bu soruya kendime özgü bir tarifim/cevabım var elbette; etraflarına sadece yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla değil yapma ve yapmama biçimleriyle de ve özellikle örnek ya da rol modeli olmak gibi bir kaygı gütmeden örnek olmayı başarabilen, yani vaaz ederek değil yaşayarak öğreten insanlara hakiki yaşam ustası denilebilir sadece. İşte Selim Hoca benim için tam olarak böyle biri. Lise eğitimini “o yıllarda bugünkü gibi bir ayrıcalık değil mahalle mektebiydi. Yakın semtte oturduğum için o okula gittim ve okul arkadaşlarımın çoğu gelir düzeyleri ya da etnik kökenleri özel olarak hiç konuşulmayan komşularımızın çocuklarıydı”  dediği Saint Joseph’te tamamlayan Selim Badur, üniversiteyi, yine o yıllarda bir furya ve döneme özgü yaygın bir tercih olarak yurt dışında, Belçika’da tamamlamış. Çok da başarılı bir öğrenci olduğunu düşünmediğini söyleyen Selim Hoca Belçika’dan döner dönmez İstanbul Tıp Fakültesinde çalışmaya başlamış. Sonraki yıllarda Fransa devlet bursuyla Fransa’da da bulunan ve hatta Fransız Bilimler Akademisi (Académie des Sciences France) üyeliği de yapan Selim Hoca ile söyleşi yaparken başarı kavramının üzerinde durmamak ve tavsiyelerini sormamak elbette düşünülemezdi. “Okulda hiç sene kaybetmedim ama sınıf birincisi falan da değildim. Doğrusunu istersen ben çalışmaya mikrobiyolojide asistanlık yaparken başladım ve konuyu çok sevdim. Konuyu sevdiğiniz zaman işler birdenbire başkalaşıyor. Bu belki klişe gibi gelecek ama hangi branş olursa olsun, ne yapıyor olursanız olun severek yaparsanız o işte hem başarılı hem mutlu hem de huzurlu olursunuz. Bunu birebir yaşayan biri olarak ve çok inanarak söylüyorum. ” Bu cümleler, bir başka sohbetimizde anlattığı bence çok önemli bir başka detayı hatırlattı bana. Şöyle diyordu Hoca; “Ben çalışma odama giderken, o gün ne okuyacağımı, ne yazacağımı, ne yapacağımı tam olarak biliyor olurum. Örneğin İstanbul Tıp Fakültesinde çalıştığım yaklaşık otuz yıl boyunca öğretim üyelerinin yemekhanesine ya üç ya dört kez gitmişimdir. Okuldaki çalışma odama gitmeden önce, şu arkadaşımın çalışma odasına gideyim, dün akşam ne izlediğini sorayım ya da o sabahki gazete haberi üzerine laflayayım gibi huylarım hiç olmadı. Odama girdikten en geç on beş dakika sonra çalışmaya başlamış olurdum. Belki başkaları başka türlü yaparak çok başarılı olmuşlardır, bunu kimseyi eleştirmek için söylemiyorum ama ben bu tip konuşmaları her zaman faydasız buldum. Çünkü o konuşmalar çalışmaktan aldığım keyfi vermekten çok uzak konuşmalar.” Tam da bu noktada genç hekimlere tavsiyelerini soruyorum. Bu her ne kadar, pek çok yerde ve olur olmaz herkese sorulduğu için klişeleşmiş ve anlamsızlaşmış gibi görünen bir soru olsa da, başarılı olduğunu söylemeye ihtiyaç duymayacak kadar başarılı olmuş insanlara bilhassa sorulması gereken bir soru bence. “Değer yargıları çok değişti. Başarılı olmanın daha çok para kazanmak olarak algılandığı ve yaşamdan keyif almanın buna bağlandığı bir ortamdayız şu an. Bunu, genç meslektaşlarıma baktığımda da görüyorum. Tavsiye vermek yerine kendimden örnek vereceğim; ben çalışmaktan, yazıp çizmekten, üretmekten zevk aldım ve başarılı hissettim. Öyle ki, çalışırken yorulmadığım, çalışıyormuş gibi hissetmediğim için tatil yapmaya da ihtiyaç duymuyorum.” Bu kısa röportaj yazısının Selim Badur gibi orijinal bir karakteri anlatmaya elbette yetmeyeceğinin, hatta bir saatlik bir sohbetin dâhi çok küçük bir kısmını aktarabildiğinin altına özellikle çizerek bir anımı paylaşmak istiyorum. COVID-19 pandemisinin ilk haftalarıydı. Selim Hoca bir yandan Açık Radyo’da her sabah yayınlanan “Korona Günleri” isimli bir program hazırlayıp sunuyor, bir yandan da çeşitli online toplantılara katılarak safsataya karşı güncel ve doğru bilginin dolaşıma girmesini sağlıyor yani ciddi bir halk sağlığı aktivizmi yapıyordu. O günlerden birinde, yanılmıyorsam İstanbul Tabip Odasının bir online etkinliğinde konuşmacı olarak izledim Selim Hoca’yı. Herkesin merak ettiği konularda güncel araştırmalardan derlediği bilgileri gündelik hayata kolayca uygulayabilecek bir dil ve rahatlıkla paylaştıktan sonra izleyicilerden sorular alınmaya başlandı. Selim Hoca tüm soruları her zamanki akıcı üslubuyla cevapladıktan sonra sorulardan bir tanesine kısacık bir cevap verdi; “Bilmiyorum. Vallahi bilmiyorum.” Bu satırları okurken belki çok olağan gibi görünse de, yaşamın çok farklı alanlarına baktığımızda pek rastlamadığımız bir olay bu. Çünkü bizde hele de bu seviyedeki insanlardan bilmiyorum kelimesini pek duyamazsınız. Bence bu sahne, bu kısa yazıda tanıtmaya çalıştığım Selim Hoca'yı ve onun neden hakiki bir yaşam ustası ve rol modeli olduğunu çok iyi anlatan, onun akademisyenliğinin de, aktivizminin de, karakterinin de, yani yaşam ustalığının özgünlüğünü vurgulayan kısacık fakat çok özgün bir sahne. Çünkü bilmediği zaman karizmayı çizmek, yani insanların gözündeki imajı yerle bir etme kaygısı taşımadan ve büyük bir rahatlıkla bilmiyorum diyebilen birinin, bildiği zaman söylediklerine inanmakta hiç şüphe duymazsınız. Yaşamınız boyunca Selim Badur gibi hocalar, dostlar edinebilecek kadar şanslı olmanızı ve yaşamın bir noktasında Selim Badur gibi olabilmenizi, olabilmeyi temenni ediyorum. Arda Karapınar ( Bu yazı ilk olarak Klinik Plus Dergisi'nin 5. Sayısı nda yayımlanamıştır) www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Türkiye’de HIV Aktivizminin Tarihi

  • HIV/AIDS Tanı, İzlem ve Tedavi El Kitabı (HIV tedavi rehberi) güncellendi

    Türkiye'de HIV alanındaki çok önemli bir ihtiyacı karşılayan HIV/AIDS Tanı, İzlem ve Tedavi El Kitabı (Tedavi rehberi) güncellendi ve 3.1 numaralı edisyon yayınlandı. Bu edisyonunun yazarları arasında Türkiye'de bir ilk olarak bir de aktivist yer aldı. Rehberin 3.1 numaralı edisyonunu, komünite açısından bir aktivizm başarısı olan bu önemli detayın da altını çizerek duyuruyor ve paylaşıyoruz. www.kirmizikurdele.org   herkes için #hivbilgisi   #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü H. Yayın tarihi; Aralık 10, 2024 (Herkesin #hivbilgisi  sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org  ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi  içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA  herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur.) Türkiye'de HIV/AIDS alanında çalışan hekim derneklerinden olan AIDS ve CYBH Derneği HIVEND, HAKED, EKMUD ve KLİMİK’in oluşturduğu HIV/AIDS Platformu’nun bir yayını olan ve HIV alanındaki çok önemli bir ihtiyacı karşılayan HIV/AIDS Tanı, İzlem ve Tedavi El Kitabı HIV bilimi ve tedavisindeki en güncel gelişme ve pratiklere paralel olarak güncellendi ve 3.1 numaralı edisyon yayınlandı. HIV/AIDS Tanı, İzlem ve Tedavi El Kitabı 3.1 İlk sürümü 2018 yılında yayınlanan HIV/AIDS Tanı, İzlem ve Tedavi El Kitabı ’nın amacı, Türkiye'nin her yerinde HIV tedavi, bakım ve sağlık hizmetleri sunan hekimlere kapsamlı, kolay ulaşılabilen ve güncel bilgi ve öneriler içeren, okuyucu dostu bir tedavi rehberi sağlamak. El kitabı hekimlerin yanı sıra, kendi tedavi süreçlerini daha iyi anlamak ve tedavileri hakkında merak ettikleri detayları hekimleri ile birlikte değerlendirmek isteyen HIV pozitif kişiler, danışmanlık hizmeti sunan sivil toplum kuruluşları, akran danışmanları ve aktivistler için de hem iyi bir başvuru kaynağı hem de referans. Editörleri Deniz Gökengin, Volkan Korten, Behice Kurtaran, Fehmi Tabak, Serhat Ünal olan HIV/AIDS Tanı, İzlem ve Tedavi El Kitabı ’nın konu başlıkları her biri alanlarında uzman 46 hekimin yazılarıyla ele alınarak, önleme, tedavi, izlem ve yandaş hastalıkların yönetimi gibi konularda kapsamlı olgu yönetimi önerileri ve yol haritaları sunuyor. Rehberin bu sürümünde Türkiye'de bir ilk olarak, HIV alanındaki uluslararası çalışmalarıyla ve yazılarıyla tanıdığınız gönüllümüz, tedavi aktivisti Arda Karapınar 'ın da yer almasını komünite için önemli bir aktivizm başarısı olarak not ediyoruz. Kırmızı Kurdele İstanbul olarak HIV alanı için oldukça önemli ve gerekli olduğunu düşündüğümüz HIV/AIDS Tanı, İzlem ve Tedavi El Kitabı'nın hayata geçmesi ve sürekli güncellenmesi için emek veren tüm derneklere, yazarlara, editörlere ve tüm hazırlık aşamalarında emek veren herkese yürekten teşekkür ederiz. HIV/AIDS Tanı, İzlem ve Tedavi El Kitabı Sürüm 3.1'i buraya ya da yukarıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz. www.kirmizikurdele.org   herkes için #hivbilgisi   #hivhakkindahersey CROI2024'ten bilimsel notlar ve komünite gözlemleri

  • Kimlik bilgilerinizi vermeden (anonim) ve ücretsiz HIV testi yaptırabileceğiniz merkezler

    Yayına hazırlayan: www.kirmizikurdele.org #onlinehivdanismanligi ekibi Güncelleme (12): Aralık 2024 #hivbilgisi notu yayın tarihi: 21 Haziran 2020 (Güvenilir #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur.) Ülke genelinde çok önemli bir ihtiyaç olan anonim (kimlik, gerçek isim vb. paylaşmak zorunda kalmadan) ve ücretsiz HIV testi yaptırma olanakları uzun yıllardır, olağan koşullarda bile sıkıntılı bir konu olarak biliniyor. www.kirmizikurdele.org I Ücretsiz HIV testi Neredeyse hiç seçeneğin olmadığı uzun bir dönemin ardından, sivil toplum kuruluşlarının yoğun çabaları, yerel yönetimlerin pozitif yaklaşımı ve özellikle Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı’nın ciddi destek ve iş birliğiyle -şimdilik- *birkaç şehirdeki anonim test merkezlerinde (**GDTM) bu önemli hizmet başlamış ve yoğun talep görmüştü. **Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezi Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezleri; HIV hakkında bilgi almak ve HIV testi yaptırmak isteyen herkese, HIV’e ilişkin danışmanlık hizmeti vermek ve aynı zamanda anonim (kimlik bilgisi vermeden ve gizlilik esasları içerisinde) ve ücretsiz test yaptırabilme imkânı sunmak, test sonucu pozitif çıkan bireyleri kesin tanı tedavi için hastaneye yönlendirmek üzere oluşturulmuştur. *Kimlik bilgilerinizi vermeden HIV testi yaptırabileceğiniz merkezleri ve iletişin bilgilerini içeren tam listeyi aşağıda bulabilirsiniz Herkesin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı olarak #onlinehivdanismanligi servisimize gelen-abartısız- binlerce soruya bağlı olarak test merkezlerinin süreçlerini yakından takip ediyoruz ve hangi GDTM'ye nasıl ulaşacağınıza dair bilgi notlarını düzenli aralıklarla güncelleyerek paylaşıyoruz. .: Kimlik bilgilerinizi vermeden HIV testi yaptırabileceğiniz merkezler ve yönlendirme alabileceğiniz STK'lar listesi :. -Kırmızı Kurdele İstanbul www.ucretsizhivtesti.com projesi ® (Eylül 2024 güncellemesi; maddi ve operasyonel sıkıntılar sebebiyle "Ücretsiz HIV testi" projemiz geçici olarak hizmet vermemektedir.) Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan B=B İhtiyacın büyüklüğü ve seçeneklerin azlığına bağlı olarak geliştirilen bir Kırmızı Kurdele İstanbul projesi olan ‘Ücretsiz HIV Testi’ projesi, uygulanmaya başlandığı ilk günden bu yana, talebin yoğunluğu ve maddi olanakların kısıtlılığına bağlı olarak, kapasitesinin birkaç katını karşılamaya çalıştı. Her ne kadar elimizden geleni yapsak ve olanakları zorlasak da itiraf etmeliyiz ki, proje kapasitesinin on katından fazla talebi karşılamakta çok zorlandık. Türkiye’de neredeyse hiç kimsenin HIV hakkında konuşmak/katkı sunmak istememesinin doğal bir sonucu olarak, bu tip taleplerin tamamını karşılamaya yetecek bağımsız bağışlar alamadığımızı da bir başka önemli bilgi notu olarak ekleyelim. Fakat bunları mazeret olarak sunmuyor ve bütün olumsuzluklara rağmen ‘Ücretsiz HIV Testi ve Farkındalık'' projemizi yeniden şekillendirmek ve geliştirmek için yaptığımız çalışmaların bir sonucu olarak www.ucretsizhivtesti.com üzerinden HIV testi yönlendirmesi yapmaya kesintisiz devam ediyoruz. Dilerseniz www.ucretsizhivtesti.com 'u ziyaret ederek proje hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilir ve buraya tıklayarak proje kapsamındaki test talebinizi Kırmızı Kurdele İstanbul #onlinehivdanismanligi servisine iletebilirsiniz. Test talepleri bize ulaştıkları sıraya ve aylık test kapasitesine göre, sırası geldiğinde yanıtlanacaktır. (Eylül 2024 güncellemesi; maddi ve operasyonel sıkıntılar sebebiyle "Ücretsiz HIV testi" projemiz geçici olarak hizmet vermemektedir.) -İstanbul, Şişli Belediyesi Boysan Yakar Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezi Bir trafik kazası sonucu hayatını kaybeden aktivist dostumuz Boysan Yakar'ın adını taşıyan merkez ülkemizin en eski ve deneyimli Gönüllü Danışmanlık Test Merkezi olma özelliğini taşıyor. Hizmete bir süre ara verdikten sonra 1 Ekim 2015'ye yeniden açılan ve Şişli Belediyesi Yerleşkesinde bulunan Merkez, hafta içi her gün17.00-20.00 saatleri arasında ücretsiz hizmet veriyor. Güncel çalışma saatleri, adres bilgisi, kullanılan güncel test tipi, randevu ve tüm bilgiler için; 444 31 12'yi arayabilir ya da saglik@sisli.bel.tr adresine yazabilirsiniz. Merkeze gitmeden önce kendileriyle iletişime geçmenizi tavsiye ediyoruz. -İstanbul, Beşiktaş Belediyesi GDTM Beşiktaş Belediyesi bünyesinde hizmet sunan Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezi, Ekim 2017’den beri hizmet veriyor. Merkezde hafta içi her gün 9:00-16:00 saatleri arasında randevu ile ücretsiz ve anonim HIV testi yaptırmak mümkün. Güncel çalışma saatleri, adres bilgisi, kullanılan güncel test tipi, randevu ve tüm bilgiler için; 0212 258 24 16'yi arayabilir ya da saglikliyasammerkezi@besiktas.bel.tr'ye yazabilirsiniz. Merkeze gitmeden önce kendileriyle iletişime geçmenizi tavsiye ediyoruz. -Ankara, Çankaya Belediyesi GDTM Çankaya Belediyesi bünyesindeki Halk Sağlığı Merkezi Aralık 2016’dan bu yana ücretsiz ve anonim olarak hızlı HIV testi hizmeti veriyor. Güncel çalışma saatleri, adres bilgisi, kullanılan güncel test tipi, randevu ve tüm bilgiler için; 0 312 230 51 10'yi arayabilir ya da gonullutestdanisma@cankaya.bel.tr'ye yazabilirsiniz. Merkeze gitmeden önce kendileriyle iletişime geçmenizi tavsiye ediyoruz. -İzmir, Konak Belediyesi GDTM Konak Belediyesi Gönüllü Danışmanlık ve HIV Testi Merkezi, Haziran 2018’de hizmete açıldı. Hafta içi her gün 08:00 – 17:00 saatlerinde açık olan merkez, ücretsiz ve anonim HIV testi hizmeti sağlıyor. Güncel çalışma saatleri, adres bilgisi, kullanılan güncel test tipi, randevu ve tüm bilgiler için; 0232 484 22 91'yi arayabilir ya da saglik@konak.bel.tr'ye yazabilirsiniz. Merkeze gitmeden önce kendileriyle iletişime geçmenizi tavsiye ediyoruz. -İzmir, SBÜ Tepecik Hastanesi GDTM Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesindeki Gönüllü Danışmanlık ve HIV Testi Merkezi, Aralık 2024'te hizmete açıldı. Gaziler Caddesi No: 468, A Blok adresinde hafta içi her gün mesai saatlerinde açık olan merkez, ücretsiz ve anonim HIV testi hizmeti sağlıyor. Güncel çalışma saatleri, adres bilgisi, kullanılan güncel test tipi ve tüm bilgiler için 0 545 954 99 95 numaralı hatta WhatsApp ya da SMS yoluyla yazabilir ya da 0 232 469 69 69 (dahili 2381) numaralı hattı arayabilirsiniz. Merkeze gitmeden önce kendileriyle mutlaka iletişime geçmenizi tavsiye ediyoruz. -Bursa, Nilüfer Belediyesi GDTM Nilüfer Belediyesi bünyesinde hizmet sunan merkez, Bursa'daki tek anonim HIV testi merkezi. Merkezde ücretsiz danışmanlık ve HIV testi hizmeti alabilmek mümkün Güncel çalışma saatleri, adres bilgisi, kullanılan güncel test tipi, randevu ve tüm güncel bilgiler için; 0224 483 71 15'yi arayabilir ya da nilufer@nilufer.bel.tr'ye yazabilirsiniz. Merkeze gitmeden önce kendileriyle iletişime geçmenizi tavsiye ediyoruz. -Mersin, Büyükşehir Belediyesi GDTM Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından Haziran 2018'de hizmete açılan merkezde, anonim (kimlik bilgisi istemeden) olarak HIV hakkında danışmanlık veriliyor ve ücretsiz HIV test hizmeti sağlanıyor. Güncel çalışma saatleri, adres bilgisi, kullanılan güncel test tipi, randevu ve tüm güncel bilgiler için; 0324 232 00 72'yi arayabilir ya da saglikisleridb@mersin.bel.tr'ye yazabilirsiniz. Merkeze gitmeden önce kendileriyle iletişime geçmenizi tavsiye ediyoruz. -Diyarbakır, Dicle Üniversitesi Ücretsiz ve Anonim HIV Testi Merkezi Diyarbakır Dicle Üniversitesi içinde yer alan merkez Ocak 2023'de hizmete açıldı. Ücretsiz ve anonim olarak HIV hakkında danışmanlık veriliyor ve test hizmeti sağlanıyor. Güncel çalışma saatleri, adres bilgisi, kullanılan güncel test tipi, randevu ve tüm güncel bilgileri merkezden edinebilirsiniz. Dicle Üniversitesi Yaşam Merkezi -1. katta hizmet veren merkezin güncel çalışma saatleri 11:30 - 13:30 ve randevu gerekmiyor. -Pozitif Yaşam Derneği, HIV testi projesi Türkiye'de HIV alanında önemli çalışmalar yapan bir diğer dernek olan ve kendisini HIV’le yaşayan bireylerin mahremiyet endişesi taşımadan gizlilik içerisinde hizmet alabildiği bir merkez olarak tanımlayan Pozitif Yaşam Derneği, dönemsel maddi olanakları dahilinde İstanbul ve/ya da farklı şehirlerde dönemsel olarak ücretsiz HIV testi yönlendirmesi yapabilir. Pozitif Yaşam Derneği'nin sağlayabileceği bu imkândan yararlanmak isterseniz, -tercihen Kırmızı Kurdele İstanbul tarafından yönlendirildiğinizi belirterek- info@pozitifyasam.org adresine yazarak bilgi edinebilirsiniz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey herkes için #hivbilgisi I www.kirmizikurdele.org

  • Dünya AIDS Günü 2024 ortak bildirisi; Damgalama ve ayrımcılık bitirilmeden AIDS bitirilebilir mi?

    2017 yılından bu yana düzenli olarak yayınladığımız Dünya AIDS Günü Türkiye Bildirileri'nin bu yılki başlığı; Damgalama ve ayrımcılık bitirilmeden AIDS bitirilebilir mi? Kırmızı Kurdele İstanbul ve Pozitif Yaşam Derneği ortak imzasıyla duyurulan Dünya AIDS Günü 2024 Bildirisi 'nde H IV ve AIDS sebepli damgalama ve ayrımcılığın HIV ile yaşayan kişiler ve toplum üzerindeki olumsuz etkilerine ve HIV ve AIDS’e karşı küresel ortak mücadelede geride kalmamızın temel sebebi olmasına dikkat çekiyoruz. Bildiriyi bu sayfada okuyabilir, buraya tıklayarak PDF versiyonunu indirebilirsiniz. www.kirmizikurdele.org Herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü M. Yayın tarihi: Kasım 28, 2024 Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. 1 Aralık 2024 Dünya AIDS günü Ortak Bildirisi; Damgalama ve ayrımcılık bitirilmeden AIDS bitirilebilir mi? 1 Aralık Dünya AIDS Günü'nde, HIV ve AIDS sebepli damgalama ve ayrımcılığın HIV ile yaşayan kişiler ve toplum üzerindeki olumsuz etkilerine ve HIV ve AIDS’e karşı küresel ortak mücadelede geride kalmamızın temel sebebi olmasına dikkat çekiyoruz.  Sıfır yeni HIV olgusu hedefine ulaşabilmek ve AIDS'i sonlandırabilmek için testlere kolay erişimin önündeki engellerin kaldırılması, ayrımcılık ve damgalama ile planlı mücadele gibi çoktan atılmış olması gereken elzem adımlar atılmadan gerçek bir başarıdan söz etmek mümkün olmayacak. Nitekim kısa süre önce Küresel HIV ile Yaşayanlar Ağı (GNP+) tarafından yayınlanan Stigma Index 2.0 Raporu , HIV ile yaşayanların en az %13'ünün HIV ile ilgili temel tedavi ve bakım hizmetlerine ulaşmaya çalışırken dahi damgalanma ve ayrımcılığa maruz kaldığını, %25'inin ise HIV ile ilgili olmayan tedavi ve bakım hizmetlerine erişmeye çalışırken bu tür olumsuz deneyimler yaşadığını belirtiyor. .: #hivbilgisi okuma önerisi: Dünya AIDS Günü hakkında kısa kısa. Anlamı, mesajı, önemi ve 2024 yılı teması. Sembolü neden kırmızı kurdele? : . UNAIDS’in 2024 Küresel AIDS Güncellemesi ise 42 ülkede, insanların ortalama %47'sinin HIV ile yaşayanlar aleyhinde ayrımcı tutumlar bildirdiğini ve bu oranın 2025 küresel hedefinin neredeyse beş katı olduğunu vurguluyor.  Rapor ayrıca, HIV ile yaşayanlara yönelik damgalama ve ayrımcılığın özellikle sağlık hizmeti ortamlarında, insanları HIV önleme hizmetleri aramaktan, HIV testi yaptırmaktan, HIV ilaç tedavisine başlamaktan ve tedavide kalmaktan caydırdığının altını çiziyor.  Kadınlar ve ergenlik çağındaki kız çocukları gibi savunmasız gruplar arasında yer alan HIV pozitiflerin, sağlık hizmetlerine erişimlerini zorlaştıran damgalama ve ayrımcılık katmanlarını daha yoğun bir şekilde deneyimledikleri gerçeği ise özellikle vurgulanması gereken bir durum. - Damgalama ve ayrımcılık neden AIDS’in sona erdirilmesi hedefinin önündeki en büyük engel? Damgalama tedaviye erişimi engeller:  Damgalanma ve ayrımcılık korkusu insanları test yaptırmaktan veya tedavi aramaktan caydırır. HIV ilaç tedavisinin virüsü baskıladığını ve bulaşları önlediğini hatırlarsak ( Bkz: Belirlenemeyen = Bulaştırmayan ),  insanların tanı ve tedaviye erişim yollarına HIV kaynaklı damgalama ve ayrımcılık engelleri konulduğunda AIDS ile küresel ortak mücadelenin başarısız olması doğal bir sonuçtur. Damgalama ruh sağlığını olumsuz etkiler: İnsanların HIV statüleri nedeniyle toplumdan dışlanmaları, utanç veya değersizlik hissettikleri bir içsel damgalamaya dönüşebilir, ruhsal refahı aşındırır ve tedaviye uyumu engelleyebilir. Damgalanmanın olmadığı bir sosyal ortam ise hem test yaptırmayı hem de tedavi başarısını arttırarak yeni HIV olgularının oluşmasını engeller. -HIV ve AIDS kaynaklı damgalama ve ayrımcılığa karşı siz neler yapabilirsiniz? Doğru bilgiyi yaygınlaştırın:  HIV ve AIDS hakkındaki dedikodu, tabu, mit ve yanlış anlamalara karşı durarak HIV hakkında güncel ve doğru bilgileri yaygınlaştırın. HIV ile yaşayanlar hakkında ise ötekileştirici olmayan, tam aksine kapsayıcı ve şefkatli bilgiler paylaşın. Savunuculuk yapın:  HIV ile yaşayan kişileri başta sağlık, eğitim, çalışma hayatı gibi sosyal yaşamın tüm alanlarındaki mevcut ve olası tüm ayrımcılıklara karşı koruyan fikirlerinizi açıkça paylaşın, tartışmalara katılın ve etki alanınızda bu konuda farkındalık yaratmaya çalışın. Dünya AIDS Günü 2024 vesilesiyle herkesi bir kez daha AIDS'i sona erdirmek için öncelikle damgalama ve ayrımcılığı sona erdirme mücadelesine katkı sunmaya çağırıyoruz. İnanıyoruz ki; AIDS'siz bir nesil ve sağlıklı ve onurlu bir şekilde bir arada yaşayabileceğimiz bir toplum olma yolunda başarı ancak böyle mümkün olabilir. Çünkü insanların HIV hakkında ayıplanma ve dışlanma korkusu olmadan konuşabildikleri bir toplum ve dünya inşa etmek, o toplumun ve dünyanın bir parçası olarak hepimizin ortak sorumluluğudur. Kırmızı Kurdele İstanbul & Pozitif Yaşam Derneği www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • Dünya AIDS Günü hakkında kısa kısa. Anlamı, mesajı, önemi ve 2024 yılı teması. Sembolü neden kırmızı kurdele?

    1 Aralık Dünya AIDS Gününün önemi ve anlamı nedir? Ortaya çıkışı, kısa tarihçesi, hatırlattıkları, önerileri ve 2024 teması. Sembolü neden kırmızı kurdele? Herkes için #hivbilgisi kaynağı www.kirmizikurdele.org 'den 1 Aralık Dünya AIDS Günü hakkında herkes için bir #hivbilgisi yazısı. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü H. Yayın tarihi; Kasım 1, 2024 (Güvenilir #hivbilgisi  sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org  ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi  içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA  herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur.) 1 Aralık Dünya AIDS Günü, HIV ve AIDS konusunda farkındalık yaratmayı, HIV ile yaşayanlara ve HIV ile yaşayan kişilerle yaşayanlara (aile vb.) destek mesajı vermeyi ve AIDS’e bağlı hastalıklar sebebiyle hayatlarını kaybedenleri anmayı amaçlayan toplumsal bir gün. Birleşmiş Milletler tarafından 1988 yılında duyurulan 1 Aralık Dünya AIDS Günü  HIV ve AIDS ile mücadelede evrensel bir çağrı. Tüm bunlarla beraber 1 Aralık Dünya AIDS Günü  elbette yalnızca bir anma günü değil; aynı zamanda HIV’in toplumsal etkilerine, bilimsel gelişmelere ve insan haklarına dair farkındalık oluşturma fırsatı. 1 Aralık Dünya AIDS Günü, HIV ile yaşayan kişilere yönelik ayrımcılıkla mücadele etmeyi, HIV ve AIDS ile ilgili bilimsel gelişmeleri desteklemeyi, Korunma, test ve tedavi hakkında bilgilendirmeyi, AIDS 'e bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybedenleri anmayı  hedefliyor . Çünkü maalesef HIV ve AIDS sadece Türkiye'de değil Dünya genelinde hala yanlış ve eksik bilgi, tabu, dedikodu ve önyargılarla ele alındığı için engellenmesi hiç de zor olmayan sağlık sorunlarına ve ölümlere yol açıyor.  -1 Aralık Dünya AIDS Gününün hatırlattıkları 1 Aralık Dünya AIDS Günü  insanlara şu önemli gerçekleri hatırlatmayı hedefliyor; -HIV pozitif bireyler herkesle eşit haklara sahiptir. H IV, hiçbir bir insanın değerini, anayasal haklarını veya hak ettiği sevgi saygıyı azaltmaz. -Belirlenemeyen = Bulaştırmayan: Düzenli HIV ilaç tedavisi ile kanlarındaki virüs yükü belirlenemeyen seviyeye baskılanan HIV pozitif kişilerin, ilaç tedavisine tam uyum ve tam sadakatle devam ettiği ve bu seviyeyi koruduğu sürece  -kondomsuz ilişkilerde bile- partnerlerine HIV bulaştıramayacaklarını, bulaş riskinin SIFIR olduğunu ifade eden bir bilimsel gerçektir. ( Detaylar için tıklayın ) -Tedbir, bilinç ve #HIVbilgisi hayat kurtarır:   Doğru ve güncel #hivbilgisi temelinde bilinçli davranmak, HIV’in yayılmasını önlemek için en büyük öneme sahiptir. -Damgalama ile mücadele etmek hepimizin sorumluluğudur:   HIV ile yaşayan kişilere yönelik ayrımcılık, yalnızca bireyleri değil, toplumları da olumsuz etkiler. -1 Aralık Dünya AIDS Gününde siz neler yapabilirsiniz? #HIVbilgisi edinin ve paylaşın:  HIV’in olası bulaş yollarını, korunma yöntemlerini ve tedavi seçeneklerini öğrenerek çevrenizde doğru #hivbilgisi’ni paylaşın. Bir kırmızı kurdele takın:  Bu basit ama güçlü sembol, HIV ile yaşayan kişilere desteği ve HIV ile mücadelede dayanışmayı ifade eder. HIV testi yaptırın:  Düzenli test, erken teşhis ve tedavi için kritik önem taşır. Teste gidin ve çevrenizi de teşvik edin. ( Bkz: Kimlik bilgilerinizi vermeden (anonim) ve ücretsiz HIV testi yaptırabileceğiniz merkezler) HIV ile yaşayanları destekleyin:  HIV kaynaklı ayrımcılık damgalama ve ile mücadele etmek için HIV ile yaşayanların sesini yükseltmesine ve doğru #hivbilgisi'nin yaygınlaşmasına destek olun. - 1 Aralık Dünya AIDS Gününün ortaya çıkışı ve çok kısa tarihçesi Dünya genelinde tahminen 38 milyon, Türkiye'de resmi verilere 40 binin üzerinde, tahmin edilen rakamlara göre ise 100 bine yakın kişi HIV ile yaşamakta. Dünya genelinde son 40 yılda 35 milyondan fazla insan AIDS'e bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Bu basit veriler bile HIV'i tarihin en etkili salgınlarından birinin öznesi haline getirmiştir. Dünya AIDS Günü buna bağlı olarak , 1988 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Programı (UNAIDS) tarafından ilan edildi. O dönemde HIV salgını dünya çapında hızla yayılıyordu ve toplumlar kısa zamanda krize dönen bu duruma hazırlıksız yakalandılar. İlk başlarda yalnızca sağlık çalışanlarına yönelik bir farkındalık günü olarak tasarlanan 1 Aralık Dünya AIDS Günü yıllar içinde toplumsal bir farkındalık gününe dönüştü. Teması her yıl farklılık gösteren bugün, HIV önleme, tedaviye erişim, damgalama ile mücadele ve insan haklarına odaklanır. Örneğin; 2024 yılı teması UNAIDS tarafından #DogruYoluSeçmek sloganıyla “Haklar yolu: Sağlığım, hakkım!” olarak belirlendi. Geçmiş yıllarda, Birleşmiş Milletler, UNAIDS ve yerel sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülen kampanyalar, genellikle eşitlik, tedaviye erişim ve ayrımcılık karşıtı mesajlar etrafında şekillendi. Örneğin, 2018'deki "Know Your Status" (Durumunu Bil) teması, HIV testi yaptırmanın önemine vurgu yaparak küresel ölçekte test kampanyalarına ilham verdi. 2020'de COVID-19 pandemisinin etkisi altında düzenlenen etkinliklerde ise HIV ve AIDS ile mücadelenin pandemiye rağmen devam etmesi gerektiği vurgulandı ve sanal etkinlikler yaygınlaştı​. Bu özel günün mesajlarının yayılmasında Ünlüler de her zaman önemli rol oynadılar. Örneğin geçmiş yıllarda Elton John, Lady Gaga ve Prens Harry, Oprah Winfrey, Rihanna gibi isimler, HIV ve AIDS ile yaşayan kişilere desteklerini dile getiren mesajlar yayınlayarak milyonlara ulaştılar. 2015 yılında, aktör Charlie Sheen , kendi HIV tanısını paylaşarak farkındalık yaratırken, HIV ile ilgili damgalanmayı sonlandırmak adına da güçlü bir mesaj verdi. Ayrıca özellikle son yıllarda birçok özel şirket, kırmızı kurdele ışıklandırmaları, HIV temalı defileler, konserler ve sosyal medya kampanyalarıyla mücadeleye destek olmaya çalıştı. -Sembol neden kırmızı kurdele? Kırmızı kurdele sembolü İlk olarak 1991 yılında, on iki sanatçının New York'taki düzenlenen HIV farkındalığı amaçlı bir sanat organizasyonu olan Visual AIDS kapsamında, HIV ile yaşayan insanlar için farkındalık ve desteği ifade etmek üzere tasarlandı. Bu on iki sanatçı HIV ile yaşayanlar için şefkatin görsel bir ifadesini yaratmak istiyorlardı ve cesareti tutkuyu ve sevgi ifade eden sembolik çağrışımları nedeniyle kırmızıyı seçtiler. -1 Aralık Dünya AIDS Günü 2024 Teması 1 Aralık Dünya AIDS Günü 2024 yılı teması UNAIDS tarafından #DogruYoluSeçmek sloganıyla “Haklar yolu: Sağlığım, hakkım!” olarak belirlendi. Bu tema, HIV ve AIDS ile mücadelede insan haklarının korunmasının önemine dikkat çekiyor. Bu yılki bildirinin temel mesajı, AIDS’in halk sağlığı tehdidi olmaktan çıkarılmasının ancak herkesin sağlık hakkının korunmasıyla mümkün olduğu. Bildiri ayrıca insan haklarını merkeze alarak, eşitlik ve adalet odaklı bir yaklaşımla, HIV ile yaşayan kişilere yönelik ayrımcılığın önlenmesi ve sağlık hizmetlerine eşit erişimin sağlanmasının hayatı önemi vurgulanıyor​. Bu yılki bildiride öne çıkan diğer noktalar şöyle; Sağlık hizmetlerinin ayrım gözetmeksizin herkes için erişilebilir olması. Tüm HIV önleme ve tedavi araçlarına, bilgiye ve destek hizmetlerine herkesin eşit erişiminin sağlanması. HIV ile yaşayan veya HIV riski altındaki savunmasız ve marjinalize olmuş grupların haklarının korunması. HIV ile mücadelede toplulukların liderliğinde çalışmalar yapılması​. 1 Aralık Dünya AIDS Günü , bu yıl sadece HIV ile yaşayanların haklarını değil, aynı zamanda HIV ile mücadele eden toplumların liderliğini ve dayanışmasını vurgulamayı da hedefliyor. Daha fazla bilgi için www.who.int/campaigns/world-aids-day/2024  sayfasını ziyaret edebilirsiniz. -1 Aralık Dünya AIDS Gününün Türkiye’deki başlangıcı ve kısa tarihçesi Dünya AIDS Günü Türkiye’de, 1990’lı yıllardan itibaren birkaç sivil toplum kuruluşu ve onları takiben Sağlık Bakanlığı tarafından anılmaya başlandı. Buna paralel olarak Ulusal AIDS Komisyonu gibi misyonlar hayata geçirilmiş olsa da, bu irade devam etmedi ve kamu otoritesi bu konuyu yüksek sesle konuşmaktan çekinerek konunun ihtiyaç duyduğu politik ilgiyi göstermedi, yani konuyu kaderine terk etti. Fakat özellikle 2000’li yıllarla birlikte, Kırmızı Kurdele İstanbul gibi sadece HIV konusuna odaklanan sivil yapıların ısrarlı çalışmalarıyla daha fazla görünürlük kazandı. Türkiye’de HIV ile ilişkili damgalama ve ayrımcılık halen devam ettiği için HIV ile ilgili farkındalık çalışmalarının devamı ve çokluğu da aynı oranda önem taşıyor. HIV pozitif bireylerin damgalanması ve ayrımcılık ile birlikte tedaviye erişim gibi konular hâlâ mücadele edilmesi gereken alanlar. -Son söz Aralık Dünya AIDS Günü, sadece bir gün değil; dayanışmayı, doğru bilgi paylaşımını ve insan haklarını savunmayı hatırlatan evrensel bir çağrıdır. Her birey, bu önemli günde bir adım atarak fark yaratabilir. Çünkü HIV ve AIDS'e karşı mücadele sadece bilgi, bilinçli eylem, dayanışma ve birlikte hareket etmekle kazanılır. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindaherse y ,

  • HIV ve inflamasyon

    Kronik inflamasyon nedir ve iyi anlaşılması HIV pozitifler için neden bu kadar önemlidir? #onlinehivdanismanligi servisimize gelen sorulardan hareketle anlıyoruz ki; HIV ve inflamasyon arasındaki ilişki ve konunun önemi, Türkiye'de HIV pozitiflerin çoğunluğu ve hatta alanda çalışan aktivistler tarafından da pek iyi anlaşılamamış durumda. Bu yüzden, herkesin #hivbilgisi kaynağı olmanın sorumluluğuyla bu önemli konuyu ele almak ve konunun önemini işaret eden temel bir #hivbilgisi yazısı yazmak istedik. Gönüllümüz, Aktivist ve HIV Glasgow Kongresi Bilim Kurulu Üyesi Arda Karapınar, herkesin #hivbilgisi kaynağı www.kirmizikurdele.org  için yazdı. Detaylar #hivbilgisi yazımızda. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org   herkes için #hivbilgisi   #hivhakkindaherse y Yayıma hazırlayan: Arda Karapınar , Aktivist, HIV Glasgow Kongresi  Bilim Kurulu Üyesi Yayım tarihi: Ekim 27, 2024 Herkes için #hivbilgisi  sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org  ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi  içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla  herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org 'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. -HIV ve inflamasyon. Kronik inflamasyon nedir ve iyi anlaşılması HIV pozitifler için neden bu kadar önemlidir? Günümüzde HIV ( İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü ) etkin HIV ilaç tedavisi (ART I www.kirmizikurdele.org/art ) ile baskılanabilir ve Belirlenemeyen = Bulaştırmayan ( B=B I www.kirmizikurdele.org/b-b ) sayesinde cinsel yolla bulaş/geçiş önlenebiliyor hale gelmiş olsa da HIV’in vücuttaki uzun vadeli etkileri birçok farklı sebepten ötürü yakından takip edilmeli. Bu önemli sebeplerden biri de kronik inflamasyon. İnflamasyon (iltihap), en kısa ifadesiyle vücudun bir enfeksiyona veya yaralanmaya karşı verdiği bağışıklık tepkisi olarak tarif edilebilir. Kronik inflamasyon ise, bu yanıtın uzun süreli olarak devam etmesi durumudur ve bu faktör HIV pozitiflerin sağlıkları açısından ve HIV ilaç tedavisinin seyri açısından ayrı bir önem taşır. -Kronik inflamasyonun tanımı ve önemi Olağan koşullarda, vücut bir *patojene maruz kaldığında bağışıklık sistemi hemen harekete geçer ve patojen ile bağışıklık sistemi arasındaki bu mücadelenin bir sonucu olarak inflamasyon oluşur. Ancak bu süreç geçicidir ve bağışıklık sisteminin sorunu çözmesine paralel olarak inflamasyon da durur. Ancak, HIV gibi bazı farklı ve karakteristik infeksiyonlar ( ilaç tedavisi uygulanmayan hallerde ) bağışıklık sistemini zayıf düşürdükleri için bağışıklık sisteminin sürekli olarak alarm durumunda kalmasına yol açarlar. HIV pozitif bireylerde, yukarıda ve bugüne kadar onlarca yazıda bahsettiğim gibi etkin HIV ilaç tedavisine (ART) bağlı olarak viral yük azalarak B ( Belirlenemeyen ) seviyeye baskılansa da, bağışıklık sistemi genellikle düşük yoğunluklu inflamasyondan kurtulamaz. ( *Patojen , hastalığa neden olabilen virüs, bakteri, mantar veya parazit gibi mikroorganizmalara verilen genel isimdir ve vücuda girdiğinde enfeksiyona yol açarak bağışıklık sistemini harekete geçirir. Patojenler; grip, zatürre, tüberküloz gibi birçok hastalığın kaynağı olabilir ve vücudun toplam sağlığına karşı bir tehdittir.) Kronik inflamasyon, başta kalp-damar hastalıkları, diyabet ve karaciğer hastalıkları olmak üzere çeşitli kronik hastalıklar ilişkin riski de doğal olarak artırır. HIV ilaç tedavisinin reçete edildiği biçimiyle, tam uyumla ve başarılı bir şekilde uygulanması, virüsün çoğalmasını durdurarak vücuttaki HIV miktarını minimum seviyeye baskılar, ancak bağışıklık sisteminde sürekli bir inflamasyon yükü oluşmasını engellemek pek de mümkün değildir. -HIV ve inflamasyon arasındaki ilişki HIV ve inflamasyon arasındaki ilişkinin temeli şöyle açıklanabilir; bağışıklık sistemi HIV’in vücuda girdiğini idrak ettiği andan itibaren virüsü kontrol altına almak için harekete geçer. Bağışıklık sisteminin HIV ilaçları ile mümkün olan en erken sürede desteklenmesi yani düzenli test, erken tanı, hızlı ilaç başlangıcı gibi öneriler işte bu yüzden önemlidir. Fakat bağışıklık sistemi HIV ilaç tedavisi (ART) ile desteklense de, HIV’in bağışıklık sisteminde özellikle akut dönemde sebep olduğu hasar HIV ile inflamasyon arasındaki ilişkide belirleyici rol oynar. Bilhassa bağırsak bariyerinin zayıflaması, zararlı bakterilerin kana karışmasına neden olabilir, bu da bağışıklık sistemini daha fazla çalışmaya zorlar. Bağışıklık sistemi sürekli teyakkuzda olduğunda, vücudun doğal dengesini korumak zorlaşır ve bu durum kronik inflamasyona neden olur. -HIV takibi ve tedavisinde inflamasyonun yeri Günümüzdeki HIV ilaç tedavisi, virüs yükünü ( viral yük ) baskılamak ve bağışıklık fonksiyonlarını olağan düzenine döndürüp korumak üzere düzenlenmiştir. Ancak, inflamasyonu ölçmek ve kontrol etmek de HIV yönetiminde giderek önem kazanmaktadır. Artan inflamasyon seviyeleri, HIV pozitiflerin tedavi süresince dikkatle izlenmelidir çünkü bu durumun kalp, karaciğer ve sinir sistemi gibi önemli organ ve işlevleri olumsuz etkileyebildiği gözlemlenmiştir. Bu nedenle, inflamasyonla mücadele HIV tedavisinin önemli bir parçasıdır. Anti-inflamatuar ilaçlar, hekimin önerdiği yaşam tarzı değişikliklerinin (sigara ve alkolün azaltılması/bırakılması, egzersiz vb.) uygulanması ve probiyotikler gibi bağırsak sağlığını destekleyen yaklaşımlar da bu süreçte değerlendirilmektedir. Özellikle doktor kontrolünde uygulanan beslenme düzenlemeleri ve egzersiz programları, inflamasyon seviyelerinin düşürülmesine ciddi oranda katkı sağlayabilir. -HIV ve inflamasyon arasındaki ilişkinin iyi anlaşılması neden önemli? HIV ve inflamasyon arasındaki ilişkiyi anlamak hem sağlık profesyonelleri hem de her bir HIV pozitif birey için önemli. Çünkü HIV ilaç tedavisinin ( günümüzdeki durum gereği ) ömür boyu süreceği hatırlanırsa, tedavi planları uzun vadeli sağlık riskleri göz önünde bulundurularak yapılmalı, inflamasyonun erken teşhisi ve yönetimi için gerekli ölçümler düzenli olarak uygulanmalıdır. İnflamasyon yönetimi, bilhassa son yıllarda HIV tedavisinin başarılı sonuçlar vermesine destek olarak HIV pozitiflerin yaşam kalitesini artırmada en temel unsurlardan biri haline gelmiştir. Kronik inflamasyonun HIV ile ilişkisini anlamak, HIV tedavisinin kalitesini yükseltmek ve uzun vadeli sağlık risklerini en aza indirmek için önemli çok bir adımdır. HIV tedavisinde inflamasyonun etkili bir şekilde yönetilmesi, hastaların genel sağlığını ve yaşam kalitesini artırmada büyük bir rol oynar. Sonuç olarak; HIV tedavisinde inflamasyon karmaşık bir süreçtir.  Akut inflamasyon vücudun iyileşme sürecinin normal bir parçasıdır. Kronik inflamasyon ise vücuda zarar verebilir ve birçok kronik sağlık sorunu ve yaşlanma süreci ile de doğrudan ilişkilidir. HIV pozitiflik inflamatuar bir hastalıktır ve kronik inflamasyona neden olur. Bu durum yaşlanmayla ilişkili fiziksel değişiklikleri hızlandırabilir. Kronik inflamasyonun tedavisi ile ilgili farklı tedavi alternatiflerine ilişkin bilimsel çalışmalar yoğun bir biçimde devam ediyor. Ayrıca inflamasyon, HIV kesin tedavisi (şifa/cure) çalışmalarındaki en büyük zorluklardan biri olarak da biliniyor. Çünkü HIV enfeksiyonu, hücresel immünite ve *fagositik hücrelerin işlevini bozarak tedaviye karşı direnç oluşmasına neden oluyor. Bu durum ise kesin tedavi çalışmalarını zorlaştırıyor. (*Bir hücrenin diğer bir hücre veya partikülü sitoplazması içine almasına "fagositoz", bunu yapan hücreye de fagosit denir. Fagositoz, bakteriyel enfeksiyonların erken evresinde bakterinin yayılımını sınırlamak ve enfeksiyonun ilerlemesini durdurmak bakımından önemlidir.) Tüm bunlara bağlı olarak hekiminize konunun önemini hatırlatmanız önemlidir. Ancak en az bu hatırlatma kadar önemli olan bir başka husus da hekiminizin HIV tedavisine ilişkin egzersiz, sigara, alkol vb. yaşam değişikliği hakkındaki öneri ve tavsiyelerine uyarak kendi sağlığınızın üzerinde kontrol sahibi olmak ve yaşam kalitenizin artması noktasında en temel sorumluluğun sizde olduğudur. Yeni ilaçlar, tedaviler, tedavi yaklaşımları hakkındaki tüm HIV bilimi çalışmalarını ve Dünya HIV gündemini düzenli olarak takip ederek, kayda değer gelişmeleri   #hivbilgisi  yazılarıyla yorumlamaya ve Türkiye HIV topluluğuyla ve tüm ilgilileriyle paylaşmaya devam edeceğim. Takipte kalın.  www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindaherse y ,

bottom of page