Yayına hazırlayan: Arda Karapınar (Tedavi aktivisti)
Yayın tarihi: Haziran 3, 2021
Bu yazı herkes gibi HIV ile yaşayan bireyler için de önemli olan bir konu olan cinsel sağlık hakkında. Sonuçları geçtiğimiz günlerde açıklanan bir çalışmaya göre koronavirüs, tamamen iyileştikten aylar sonra bile penil dokudaki varlığını sürdürerek erektil disfonksiyona neden olabiliyor. Sertleşme bozukluğu (erektil disfonksiyon) dünya genelinde yaygın bir sağlık sorunu olarak her yaştan bireyin hayatını etkilemekte. Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınlarından birinde verilen istatistiğe göre her yıl dünya erkek nüfusunun %15’i bu soruna ilişkin şikayetler bildiriyor.
Bu sorunun pek çok insan gibi, HIV ile yaşayan bireylerin hayatlarını da etkileyebildiğini ise yine bu konuda yapılmış çeşitli çalışmalardan biliyoruz.
Yakın dönemde HIV tanısı almış olmak, cinsel partnere HIV bulaştırma endişesi gibi psikolojik baskılar, sertleşme ve/ya da sert kalma sorununun kaynağı olabiliyor. Aslında başarılı bir HIV ilaç tedavisinin (ART) vücuttaki virüsü tamamen baskılayarak *B seviyeye indirdiğini ve böylece bulaşma riskini -kondomsuz ilişkilerde bile- sıfırladığını bir kaç yıldır biliyoruz. Fakat ayrımcılık ve damgalama korkusu, mağduriyet endişesi, reddedilme düşünceleri vb. toplum kaynaklı streslere, yakın dönemde HIV tanısı almış olmak, HIV’i cinsel partnere bulaştırma endişesi gibi psikolojik baskılar da eklenince böyle bir sorunun oluşması normal kaldırılabilir.
*Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan, düzenli HIV ilaç tedavisi (ART) ile kanlarındaki virüs yükü belirlenemeyen seviyeye baskılanan HIV pozitif bireylerin, bu seviyeyi korudukları sürece kondomsuz cinsel ilişkilerde bile HIV bulaştıramayacaklarını, B seviye ise ''belirlenemeyen seviye'' tanımını ifade eder. Daha fazla bilgi için tıklayın
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir çalışma, küresel koronavirüs pandemisine sebep olan Sars-Cov-2’nin bir başka olası etkisine odaklandı. The World Journal of Men’s Health (Dünya Erkek Sağlığı Dergisi)’ de yayınlanan bir araştırma sonucuna göre, Miami Üniversitesi bilim insanları ve araştırmacılarının yürüttüğü çalışmada, COVID-19 geçiren erkek bireylerde iyileşme sonrasında dahi görülen erektil disfonksiyonun sebebinin, penil dokuda izlerine rastlanan koronavirüs olabileceğine dair güçlü bulgulara yer verildi.
Araştırmada elde edilen bulguların en ilgi çekici yanı ise iyileşmeden aylar sonra bile penil dokuda izleri ve tahribatı görülen virüsün, erkek cinsel organında nekahat döneminde bile aylarca kalabildiğinin vurgulanması. Bu bulgular Sars-Cov-2’nin en çok odaklanılan akciğer, böbrekler ve kalp gibi organların dışında, çok da akla gelmeyen başka doku ve organlarda da hasara neden olabildiğini gözler önüne sermiş oldu.
Pilot çalışma olarak yürütülen araştırmada, daha önce erektil disfonksiyonalite şikayeti olmayan COVID-19 geçirmiş erkek bireylerden alınan doku örnekleri incelendi. Yapılan incelemede araştırmaya konu olan şikayetlere sahip erkeklerin cinsel organ ve hatta bazılarında tüm üreme sisteminde virüse ve virüsün neden olduğu hasarlara rastlandı. Araştırmayı yürüten bilim insanları, bazı erkek vakalarda testis hasarının da gözlemlendiğini belirtti.
Bilim insanları, araştırma sonuçlarının, koronavirüsün sebep olduğu doku ve organ hasarlarının hangi boyutlara ulaşabileceğinin altını çiziyor ve şu önemli noktayı da ekliyorlar; ‘’COVID-19 geçirmiş hastalarda, sebebi ve konusu ne olursa olsun, iyileşme sonrasında oluşan farklı sağlık şikayetleri ile koronavirüs arasında olası bir bağın olabileceği konusunda her zaman dikkatli ve şüpheci olunması gerekli’’.
Araştırma sonucunun orijinal metnine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
www.kirmizikurdele.org