Yayına hazırlayan: Arda Karapınar, Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı
Yayın tarihi: Ocak 25, 2022 Dünya Çalışma Örgütü’nün (ILO) Gallup ile birlikte yaptığı ankete göre çalışma hayatında HIV’e dair ayrımcılık ve damgalama devam ediyor. Araştırmaya katılanların yarısına yakını, HIV pozitiflerin HIV negatiflerle aynı iş ortamında çalışmaması gerektiğini düşünüyor. Gönüllümüz Arda Karapınar bu önemli anketin sonuçlarını #hivbilgisi blogu için değerlendirdi. İyi okumalar.
www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey (Türkiye’nin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Kaynak göstermek/mention/etiket vb. dışında özel bir izin gerektirmez.)
Dünya Çalışma Örgütü’nün (ILO) Gallup ile birlikte yaptığı ve sonuçlarını Aralık (2021) ayında paylaştığı rapora göre, HIV pozitif bireylerin hayatın her alanında maruz kaldıkları ayrımcılık ve buna bağlı damgalama çalışma hayatında da artarak devam ediyor. Bu ayrımcılığın dünya genelinde HIV enfeksiyonlarındaki düşüşe ve son yıllardaki HIV’in bulaştırılmasını engelleyen önemli bilimsel gelişmelere rağmen artması ise bence üzerinde durulması gereken bir başka önemli konu. 50 ülkede 26.307’u Kadın, 29.595 Erkek, toplam 55.902 kişiyle yapılan anket, ayrımcılığın temel sebebinin doğru #hivbilgisi eksikliği olduğu tespitini paylaşıyor. Ankette HIV’in bulaş yollarıyla ilgili sorulara doğru yanıt verenler ise katılımcıların sadece dörtte biri.
-Bölgesel farklılıklar Çalışma, Dünyanın çeşitli bölgeleri arasında bir karşılaştırma yapabilmeyi olanaklı kılmak için 1. Doğu ve Güney Afrika, 2. Batı ve Orta Afrika, 3. Asya ve Pasifik, 4. Doğu Avrupa ve Orta Asya, 5. Latin Amerika ve Karayipler, 6. Orta Doğu ve Kuzey Afrika ve Batı ve Orta Avrupa ve Kuzey Amerika olmak üzere yedi bölgeden ayrı ayrı veri toplamış. Anketin, bu yazıya da başlık veren en önemli çıktısı ise, 50 ülkenin tamamında on katılımcıdan en az dördünün HIV pozitiflerin HIV negatiflerle aynı ortamda çalışmaması gerektiğini düşünmesi. HIV pozitiflerin HIV negatiflerle aynı ortamda çalışmasına izin verilmemesi gerektiğini söyleyen katılımcıların en düşük yüzdeye sahip olduğu iki bölge ise Orta Doğu/Kuzey Afrika ile Asya/Pasifik ülkeleri.
-İşe girişte test zorunluluğu
Çoğunluk, işe girişlerde HIV testlerinin zorunlu olması konusunda da hem fikir.
Ankete katılan her on kişiden altısı, işe girişlerde HIV testi zorunluluğunu destekliyor. Oysa HIV’in dokunmak, sarılmak, tokalaşmak, aynı ortamda bulunmak, ortak tuvalet kullanımı vb. durumlarda bulaşmadığı göz önünde bulundurulduğunda, işe girişlerde HIV testi zorunluluğu pek çok gelişmiş ülkede yavaş yavaş da olsa vazgeçilen bir uygulama artık.
-40 yıl sonra bile düşük bilgi, yüksek ayrımcılık
Dünya Çalışma Örgütü’nün Cinsiyet eşitliği, Çeşitlilik ve Kapsayıcılık Departmanı Başkanı Chidi King: ‘İlk AIDS vakasının üzerinde 40 yıl geçmesine rağmen yanlış ve eksik bilgiye dayalı ayrımcılığın hâlâ bu kadar yaygın olması şok edici. HIV'in nasıl bulaştığına dair temel bilgilerin eksikliği, damgalanmayı ve ayrımcılığı körüklüyor’’ diyor ki bu gelişmiş olduğu söylenen ülkelerde bile, sivil toplum örgütleri ve aktivist grupların üzerinde en fazla mesai harcadığı daima güncel bir sorun.
-Eğitim düzeyi belirleyici bir etken
Anketin sonuç raporu, HIV’e dair ayrımcılık ile eğitim düzeyi arasında da bir ilişki kuruyor. Buna göre, daha yüksek eğitim seviyeleri, HIV pozitiflerle birlikte çalışmaya yönelik olumlu tutumlarla da ilişkilendirilmiş. Yüksek öğrenim görenlerin %68'i, HIV ile yaşayan insanlarla birlikte çalışmakta bir sorun görmezken, bu oran ilköğretime seviyesinde sadece % 39,9.
-Ayrımcılığı sonlandırmak için yapılması gerekenler
Başta çalışma hayatı olmak üzere hayatın her alanında görülen HIV’e ilişkin ayrımcılığı bitirmek için yapılması gereken çok şey var. Bunların başında; -İş yerlerine yönelik tematik #hivbilgisi (bulaş/korunma yolları vb.)eğitimleri,
-HIV pozitif çalışanların haklarının korunmasına yönelik yasal ve politik ortamın iyileştirilmesi,
-İşe girişlerde uygulanan zorunlu HIV testlerinin yapılmasını engelleyecek düzenlemeler, -İş yerlerinde, her türlü ayrımcılık ve damgalama ihtimaline karşı sosyal destek programlarının uygulanması, gibi kabul görmüş uygulamalar geliyor 2020 yılı sonu itibarıyla Dünya genelinde yaklaşık 38 milyon HIV ile yaşıyor ve yine aynı yıl içinde kaydedilen yeni HIV enfeksiyonu sayısı ise 1.5 milyon.
Türkiye’de ise Sağlık Bakanlığı verilerine göre toplam 29284 HIV enfeksiyonu kaydedilmiş olsa da, son birkaç yılda katlanarak artan yeni enfeksiyon sayıları ülkemizi dünyada yeni HIV enfeksiyonlarının en yüksek olduğu ülkelerden biri konumuna getirmiş durumda.
Bu #hivbilgisi yazısına konu olan raporun tamamını şu adreste okuyabilirsiniz.
www.kirmizikurdele.org
#hivhakkindahersey