top of page

HIV pozitif olduğunu ilk buluşmada söylemek hakkında tavsiyeler

Güncelleme tarihi: 24 Eki 2018



Kabul edelim ki biriyle tanışmak, ilk randevuya ilişkin beklentiler ya da bir ilişkiye karar vermek gibi süreçlerin çok garip ilerlediği bir zamanda yaşıyoruz.


Ve bu süreçlerin garipliği HIV statüsü ya da bunu paylaşmakla ilgili endişelerden tamamen bağımsız. İşin içine bir de HIV faktörü girdiğinde, özellikle ilk günlerdeki kaygı oranı normalden biraz yüksek olabilir. Elbette, herkesin birbirini o ya da bu sebepten ötürü yargılamaya bu kadar hevesli olduğu bir çağda, HIV tanısını paylaşmakla ilgili tüm kaygıları beş dakika içinde yok edecek bir altın formülümüz olduğunu iddia edemeyiz. Fakat danışanlarımızla konuşup, deneyimlerini derleyerek herkesin işine yarayabilecek bilgiler haline getirmeyi seviyoruz. Bu yaklaşım ilk günden beri #hivbilgisi konseptimizin temel amaçlarından biri ve ‘HIV pozitif olduğunu ilk buluşmada söylemek hakkında tavsiyeler’ başlıklı bu yazıyı da bu yüzden hazırladık. Tamam, başlığın biraz iddialı göründüğünün de farkındayız ama dikkat çekmek istediğimiz bir nokta var. Eğer bir ilişkiye başlarken sizi tanımlayacak en önemli şey HIV’miş gibi düşünürseniz, öyle de davranırsınız. Siz öyle davranınca da, herkes öyle davranır. Yani diyoruz ki; HIV’i normalleştirmeye kendinizden başlayın. Yürümek istediği yolun açılmasını bekleyen değil, yolu açan olun. İşlerin her defasında yolunda gideceğinin bir garantisi yok ama denemeye değer olduğundan emimiz. Nasıl derseniz; aşağıdakilere benzeyen yollar deneyerek HIV statüsünü rahat rahat paylaşıp, yıllardır süren ilişkileri, evlilikleri hatta çocukları olan onlarca danışanımız var. Yani; çekinmeyin. Eğer HIV statüm yüzünden reddedilirim diye düşünüyorsanız, hatta reddedilirseniz de pek üzülmeyin, demek ki arkadaşın insanlıktan aldığı nasip o kadarmış. Üzülmeyin. Niye üzüleceksiniz ki? Size sevgili mi yok!


1-Önce karşınızdaki kişinin her şeyi anlatmaya değip değmeyeceğine karar verin


Çünkü HIV çok kişisel bir olgudur ve başkaları, bu olguya bizim kadar ilgi göstermeyebilir. Eğer her şeyi anlattıktan sonra ilgili kişi çok umursamaz görünürse bu durumun sadece HIV statünüzden dolayı olduğunu da düşünebilirsiniz. Bu yüzden kendiniz ile ilgili bazı gerçekleri açıklayacağınız kişinin kim olacağını seçerke iki kere düşünün! İnanın, böylelikle kendizini duygusal anlamda daha güçlü hale getireceksiniz. Tanıştığınız ya da çıktığınız her kişiye kendiniz ile ilgili detayları anlatmak gibi bir zorunluluğunuz olmadığı gibi, neyi ne zaman ve hangi şartlar altında açıklamanız gerektiğine de siz karar vermelisiniz. Hem belki, ikinci görüşmeniz de, onun tam bir “pislik” olduğunu keşfedeceksinizdir, kim bilir:)


2-“Ben HIV pozitifim” demeyin, Ben tehlikeli değilim deyin!


Elbette HIV pozitif olmanın ne demek olduğunu biliyoruz. Ancak, asla kelimelerin ve anlatımın gücünü kullanmaktan kaçınmayın. Günümüzde hala bir çok insanın yüzü HIV kelimesini duyduğunda değişiyorsa (seni yeneceğiz cehalet!), bunun sorumlusu kesinlikle siz değilsiniz. Dolayısıyla neyi nasıl söylemeniz gerektiğine elbette siz karar vereceksiniz .‘Ben tehlikeli değilim ifadesi tıbben yanlış değildir. Çünkü vücuttaki HIV düzeyi belirlenemiyorsa, bulaştırıcılığınız yok demektir!

Bilimin kanıtladığı ve Dünya Sağlık Örgütü ve UNAIDS gibi kuruluşların da onayladığı B = B hakkında için aşağıdaki görsele tıklayın.


Belirlenemeyen = Bulaştırmayan I #UequalsU

3-Ona önce sevgi ve ilginizi gösterin, HIV statünüzü değil!


Yani demek istediğimiz şey aslında şu: Siz biri ile tanıtştınız ve ilk randevuya çıktınız. Bu kişiyle gelecek hayalleriniz, tutkularınız, hayatta zevk aldığınız şeyleri mi konuşursunuz, yoksa kariyer hedefiniz, iş yerinizdeki sorunlarınız ya da parasal konuları mı?


Ayrıca haydi diyelim ki HIV hakkında konuşacaksınız. Bunu korku dolu bir hikaye olarak anlatmak yerine neden daha yumuşak geçişler yaratmıyorsunuz? Mesela şöyle bir şey olabilir: “Bilimsel gelişmeleri takip etmeyi seviyorum, özellikle tıp alanındaki gelişmeler günden güne hızlanıyor. Mesela HIV konusunda çok büyük gelişmeler var. Ben de belirlenemeyen seviyede bir HIV taşıyıcısıyım ve en son bilimsel kanıtlara göre bu seviye olduğum sürece bulaştırıcılığım yok. Kaldı ki, bilim insanları artık HIV'i insan vücudundan nasl sileceklerine dair çalışmalar yapıyorlar ve inanılmaz bir yol kat ettiler.”


Bu ve benzeri şekillerde konuya giriş yaparsanız, hem karşınızdakine şok etkisi yaratmayacak şekilde HIV statünüzü açıklamış olursunuz hem de bu konuya gayet bilimsel yaklaştığınızı hissettirmiş olursunuz. Hem bizce bilimle ilgilenmek çok seksi bir şey! (Evet evet, bizim seksiliğimiz de oradan geliyor;) )


4-Sağlam durun!


Yani demek istediğimiz, kendinizi içinde bulunduğunuz sağlık durumundan dolayı suçlu yada birinden özür dilemek zorundaymış gibi hissetmeyin. Kendi kendinize destek olmanız çok önemli. Evet, herkes reddedilmekten korkar, özellikle ilişki ihtimali olan ilk zamanlarda. Ancak siz kendinizden ne kadar emin olursanız, karşınızdaki de sizden ve duruşunuzdan o kadar emin olur. Ve böylelikle korkular uçar gider. Ayrıca bir kez konuyu açtığınızda, özellikle sağlık ile ilgili olan yanlarında ayrıntıya girmekten de çekinmeyin.


5-Önce siz davranın! Ona HIV statüsünü sorun.


Neden hep sizden açıklama beklenen konuyu, pat diye karşınızdakine ilk siz sorarak onu bu küçük sürprizle şaşırtmıyorsunuz? Eğer konu hakkında karşınızdaki ilk olarak konuşmaya başlarsa, sizin kendiniz ile ilgili gerçeği söylemeniz konusunda doğal bir fırsat yaratmış olursunuz. Tabi ki bu noktada, soruyu sorarken dikkat etmeniz gereken şey, soruyu soruş tarzınız ve üslubunuz. Kalkıp da “HIV’li misin?” falan diye sormayın sakın. “En son ne zaman HIV testi yaptırdın?” ya da “HIV durumunu biliyor musun, hiç test yaptırdın mı?” gibi daha yumuşak sorular, sohbetinizi de derinleştirecektir.

www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey #hivindogrusu



bottom of page