Öncü imzacılarından ve sözcülerinden biri olduğumuzu söylemekten gurur duyduğumuz, 2017 yılının en önemli küresel HIV olayı olan B eşittir B kampanyası ve kampanyanın mesajı Türkiye'de geniş yankılar uyandırmaya devam ediyor.
HIV bilimindeki bu muazzam gelişmenin etkilerini artık sadece HIV ile yaşayan bireyler arasında değil, kampanya bildirisini duyurduğumuz ilk günlerde çeşitli negatif geri bildirimler aldığımız doktor/uzman grupları üzerinde de görmek mümkün.
Bu etkinin en elle tutulur göstergelerinden biri olarak Türkçe versiyonu Ege Üniversitesi HIV/AIDS Uygulama ve Araştırma Merkezi (EGEHAUM) tarafından tarafından yayınlanan HIV tedavi bülteni için hazırladığımız ve derginin Aralık 2017 sayısında yayınlanan bu #hivbilgisi yazısını paylaşmak istiyoruz..
Kampanyanın kısa tarihçesi, Kırmızı Kurdele İstanbul'un kampanyadaki öncü rolü ve 2017 etkilerinin yanı sıra, geleceğine ilişkin notlar da paylaşılan bu keyifli #hivbilgisi yazısını aşağıda, bültenin tamamını bu linkte okuyabilirsiniz.
İyi okumalar.
B eşittir B, Belirlenemeyen = Bulaştırmayan (UequalsU) önyargı ve ayrımcılığı da önler mi?
Yayına hazırlayan: Arda Karapınar, Tedavi Aktivisti Yayın tarihi: Ocak 2018
B=B temeline sağlam bilimsel delilleri alan basit fakat çok önemli bir kampanyadır. HIV ile yaşayan bireylerin uzun ve sağlıklı yaşayabileceklerini, çocuk sahibi olabileceklerini ve başkalarına HIV bulaştırmaktan asla endişelenmemeleri gerektiğini bildiren bu kampanya, hem HIV pozitif bireylerin hem de onların yakınlarının bu gerçekleri anlamalarını sağlayarak kamuoyunu etkilemekte başarılı olmuştur. CDC’nin resmi olarak kampanyanın temelindeki bilimsel gerçeklerin arkasında durması ise kampanyayı HIV ile mücadelede 2017’nin en önemli mesajı haline getirmiştir. The Lancet (Kasım, 2017)
2016 yılının ilk aylarında Amerikalı bir aktivist grup tarafından başlatılan bir kampanya olan Prevention Access Campaign [1], kısa sürede küresel bir aktivizm hareketine dönüşerek tarihi bir bilimsel gelişmenin altını çizerken, HIV pozitif bireylerin önyargısız ve eşit bir hayat sürdürebilme umutlarını da tazeledi.
Geçtiğimiz yıl aralarında UNAIDS [2], CDC [3], ECDC [4] gibi kurumların da olduğu dünya çapında yüzlerce kurum, viral yük antiretroviral tedavi (ART) kullanımına bağlı olarak belirlenemeyen seviyeye indiğinde, HIV bulaşı gerçekleşmeyeceğini vurgulayan bu tarihi bildiriyi onayladılar. Düzenli ART kullanımının bulaş riskini azaltmaya yönelik etkisi çok uzun süredir tartışılıyordu; ancak geçişin tamamen durdurulabildiğinin bilimsel olarak vurgulanması yepyeni bir perspektif.
HIV ve kanser araştırmaları ile 2008 yılında Nobel ödülü kazanan Dr. Anthony Fauci’nin [5] ‘’Bilim insanları, olası bir riskten bahsederken, “asla yoktur” gibi kelimeleri kullanmayı hiç sevmezler. Fakat bence bu sefer, düzenli ART kullanan ve belirlenemeyen viral yüke sahip olan bir HIV pozitif bireyden HIV bulaşı gerçekleşmesi riskinin ölçülemeyecek kadar düşük olduğunu ve bunun da onların bulaştırıcı olmadıkları anlamına geldiğini söyleyebiliriz. Bu, bilimsel olarak çok kuvvetli kanıtlara dayanan ve bahsettiğimiz şeyin gerçek bir olgu olduğuna güvenmemizi sağlayan, alışılmadık bir durumdur’’ sözleriyle onayladığı bu bilimsel gerçek, küresel HIV gündeminin popüler konularından biri olmaya devam ediyor.
Alışkın olmadığımız biçimde Türkiye HIV komünitesi ve aktivistlerin de ön saflarında etkin rol oynadıkları, uluslararası HIV aktivizminin en büyük başarılarından biri olan bu kampanya, 2017 yılının ‘HIV ile yaşayan bireylere yönelik en iyi medya kampanyası’[6] ödülünü de kazandı.
-Peki Belirlenemeyen=Bulaştırmayan bildirisi tam olarak ne söylüyor?
Bildiri HIV bilimi alanındaki muazzam gelişmelerin bulaşı önlemede eriştiği noktayı, saygınlığı tartışılmayacak dünya çapındaki hekimlerin onaylarıyla duyururken, geçmişin negatif ve kapalı dilinin doğurduğu sonuçlara da vurgu yaptı. Bu dile dayalı yanlış politik kararların sadece ayrımcılık ve önyargıyı körüklemeyip, ayrıca dünya üzerindeki pek çok insanın doğru HIV tedavisine ve dolayısıyla belirlenemeyen seviyeye erişmesini engellediğinin altını çizen bildiriye destek veren ilk kurumlardan biri olan NAM-AIDSmap’ın [7] üst düzey yöneticilerinden Matthew Hudson’ın açıklaması ise şöyle;
‘’Partnerinden HIV ‘kapacak’ olma korkusunun tek fonksiyonu HIV ayrımcılığını körüklemektir. Bu yüzden de ‘Belirlenemeyen = Bulaştırmayan’ mesajı, duyulması ve anlaşılması gereken önemli bir mesajdır. KONDOM KULLANIMI, cinsel yolla bulaşan tüm enfeksiyonlardan KORUNMA KONUSUNDA HALA ÖNEMLI BIR ROL OYNUYOR; fakat sadece HIV bakımından düşünüldüğünde, eğer viral yük belirlenemeyen düzeyde ise HIV bulaşının önlenmesi amacıyla kullanılmasına gerek olmadığı söylenebilir. Virüs ile yaşayanların birçoğu sadece cinsel değil aynı zamanda toplumsal ret ile de yüz yüze kalıyorlar. Hatta bazı ülkelerde, bulaş riskinin düşüklüğüne bakılmaksızın, HIV durumunu gizleyip cinsel ilişkiye girmek suç kabul ediliyor. Bulaş riski ve yolları konusundaki cehalet, bireyleri örneğin dövme yaptırmak ve hatta sağlık hizmetlerine erişimden bile mahrum bırakabiliyor. Cinsel yolla bulaşan başka hiçbir enfeksiyon, toplumda bu tarz bir korkuya neden olmadı.’’
Paris: Dönüm Noktası
Bu yaz Paris’te gerçekleşen 9. Uluslararası AIDS Derneği HIV Bilimleri Konferansını (9th International AIDS Society Conference on HIV Science-IAS) [7] takip edenler, sadece HIV bilimi ve aktivizmi için değil aynı zamanda Türkiye HIV aktivizmi açısından da bir dönüm noktasına tanıklık ettiler. Konferansın son günü Dr. Anthony Fauci’nin Belirlenemeyen = Bulaştırmayan kampanyası hakkındaki basın toplantısının ardından ana sahneyi ‘işgal eden’ uluslararası HIV aktivistleri, kampanyanın temelinde yatan şeyin sadece güçlü bilimsel kanıtlar değil, en az o kanıtlar kadar güçlü karakterler ve hikayeleri olduğunu, dünyanın her yerinden Paris’e gelen katılımcılara duygusal bir biçimde gösterdiler.
Kampanya adına konuşan ilk sözcü olan aktivist Arda Karapınar, EECA (Doğu Avrupa ve Merkez Asya) bölgesinde yaşayan bireylerin maruz kaldıkları eşitsizliklerden de bahsettiği konuşmasını ''Elimizde virüs yükü Belirlenemeyen düzeye baskılanmış bireylerin virüsü bulaştırmadıklarına dair yeteri kadar kanıt var. Bu kanıtlara göre ise, HIV pozitif bireyleri ayrımcılığa maruz bırakmanın akla uygun hiçbir yanı yok” sözleriyle tamamlayarak, bu noktadan sonra üzerinde durulması gereken temel noktanın ayrımcılık olduğunun altını çizdi.
Bu konuşmadan sonra söz alan, kampanyanın yaratıcısı Bruce Richman ise, tüm güçlü bilimsel kanıtlara rağmen maruz bırakıldığı ayrımcı tutumların, bu çapta bir uluslararası kampanyaya dönüşmesinin hikayesini anlattığı konuşmasını çok basit, basit olduğu kadar da sarsıcı bir temel gerçeğe vurgu yaparak tamamladı; “HIV pozitif bireyleri suçlu ilan etmekten ve kontrol etmeye çalışmaktan vazgeçmeli ve artık onlara güvenmeye başlamalıyız”.
Uluslararası HIV aktivizminin Paris’te yarattığı bu etkinin sadece duygusal bir zeminde ilerlemediğini, UNAIDS, IAS, CDC, ECDC gibi önemli kurumların kampanya bildirisine onaylarının yine Temmuz ayında geldiğini hatırlarsak, Paris’in neden bir dönüm noktası olduğunu daha iyi anlayabiliriz.
-Türkiye’de B eşittir B
Türkçe adıyla B eşittir B (Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan) kampanyası Türkiye’de , kampanyanın öncü imzacılarından ve uluslararası sözcülerinden olan Kırmızı Kurdele İstanbul’un öncülüğünde sürdürülüyor.
Kampanyanın ilk imzacılarından ve sözcülerinden olan Kırmızı Kurdele İstanbul, sadece Türkiye’de yaptığı Türkçe yayınlarla ve sunumlarla değil, Kıbrıs, Ukrayna, Sırbistan gibi ülkelerde yaptığı sunumlarla da kampanyanın güçlü mesajının, bölgede daha çok insana ulaşması için çalışıyor.
Kırmızı Kurdele İstanbul’un B=B kampanyasına imza koyarken yaptığı açıklama (8) şöyle;
“Kırmızı Kurdele İstanbul olarak, cinsellik hakkında konuşmanın dahi yüksek düzeyde tabu sayıldığı bir toplumda HIV aktivizmi yapıyoruz. Bu yüzden virüsü baskılanmış HIV pozitif bireylerin de normal bir cinsel yaşam sürdürebileceğine ilişkin tüm bilimsel kanıtlar bizim için çok önemli. Çünkü HIV pozitif bireylerin aldığı açık ya da üstü örtük tüm mesajlar, onların ötekiler için tehlikeli olduğu yönünde. Oysa özellikle son iki yılda gelen araştırma sonuçları, başarılı bir tedavinin bulaş riskini, yok düzeyine indirdiğine ilişkin güçlü kanıtlar sunuyorlar. Uluslararası güncel HIV bilgisinden hareketle yerel düzeyde aktivizm yapan bir sivil toplum kuruluşu olarak bu bilgileri paylaşıyor ve ekliyoruz; korunma eyleminin, tüm diğer olasılıklar göz önünde bulundurularak sürdürülmesi hala önemli! Fakat bir diğer önemli şey ise, korunma eyleminin iki taraflı bir karar gerektirdiği ve tüm sorumluluğun HIV pozitif bireye yüklenmesinin, HIV’e ilişkin bir başka önyargı olduğunun kabul edilmesidir. Bu yüzden, HIV pozitif bireyleri kendileri ve bedenleriyle barışık ve kendilerine daha güvenli hale getirecek bilimsel kanıtları mutlulukla karşılıyor, birlikte hareket çağrısı yapan tüm uluslararası bildirileri cesaretle imzalıyoruz.”
-Kampanyanın bilimsel temelleri
Belirlenemeyen=Bulaştırmayan kampanyasının temelinde Swiss Statement [9], HPTN052 [10], PARTNER [11] gibi önemli bilimsel çalışmalar bulunuyor. Virüsü ART kullanımına bağlı olarak belirlenemeyen düzeye baskılanmış HIV pozitif bireylerin virüsü bulaştırmadıklarını kanıtlayan çalışmaların geniş bir listesi HIV tedavi bülteni'nin aynı sayısının “Belirlenemeyen=Bulaştırmayan için kanıtlar: ihmal edilebilir düzeyde risk neden sıfır risktir?” makalesinde bulunmaktadır.
-Kampanyanın geleceği
Bir bildiri olarak başlayıp, iki yıldan kısa sürede küresel bir aktivizm hareketine dönüşerek tarihi bir başarıya imza atan B eşittir B kampanyasının işi elbette burada bitmiyor.
Bildirinin ana mesajının saygın otoritelerce kabul edilmesinin ardından, mesajı yerelde çoğaltacak aktivistler için eğitim programları oluşturacak olan kampanya 2018’de Amsterdam’da gerçekleşecek AIDS konferansında yeni ve daha büyük bir etki için hazırlanıyor. HIV bilimi ve HIV aktivizminin eriştiği bu önemli eşiğin, HIV pozitif bireylerin hayatları boyunca maruz kaldığı anlamsız önyargı ve ayrımcılığı durdurmaya yetecek bir kapı açıp açmayacağı ise HIV alanında çalışan her bir bireyin destek ve çabalarına bağlı.
www.kirmizikurdele.org #hivhakkindahersey
1- www.preventionaccess.com 2- Birleşmiş Milletler AIDS programı - www.unaids.org 3- ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri – www.cdc.gov 4- Avrupa Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezi – www.ecdc.europa.eu 5- Anthony S. Fauci, Tıp Doktoru, Direktör, NIAID*, NIH** NAM Aidsmap (Temmuz, 2017)
*NIAID: National Institute of Allergy and Infectious Diseases / Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü (ABD).
NIH: National Insititute of Health / Ulusal Sağlık Enstitüsü (ABD).
6- https://www.poz.com/article/poz-awards-2017-winners
7- International AIDS Society – www.ias.org
8 - https://www.kirmizikurdele.org/besittirb