Yayına hazırlayan: Arda Karapınar Yayın tarihi: Nisan 2019
Johns Hopkins Üniversitesi'ndeki (ABD) cerrahlar, bağışçının HIV ile yaşayan bir birey olduğu tarihteki ilk böbrek nakillerinden birini gerçekleştirdiler. Hem donörün (bağışçı) hem de alıcının HIV pozitif olduğu operasyonu yöneten doktorlara göre her iki hasta da hızla iyileşiyorlar.
Konuyu biraz daha detaylı aktarmak gerekirse, aslında Johns Hopkins Üniversitesi bunu ilk kez yapmıyor. Aynı üniversite 2016 yılında, bu #hivbilgisi yazımıza konu olan nakilin gerçekleşmesine yol açan bir operasyon gerçekleştirdi. 2016 yılındaki o operasyon kapsamında, hayatını kaybeden bir HIV pozitif bireyden alınan böbrek ve karaciğer başarılı bir şekilde nakledilmişti. 2016 yılındaki bu nakiller, 1988 yılında yapılan, HIV pozitif bireylerin organ bağışçısı olmasını engelleyen yasal düzenlemeden sonraki ilk nakil işlemiydi.
Amerikan Ulusal Organ Bağışı Ağı UNOS'un verdiği bilgiye göre son bir kaç yıl içinde HIV pozitif bireyden (HIV pozitif bireye) tam 116 bağış işlemi gerçekleşti. Bu operasyonların hiçbiri ise tedavi başarısızlığı, ilaç direnci, HIV’in mutasyona uğrayıp vücutta yeniden çoğalmaya başlaması gibi sonuçlar doğurmadı. Oysa bu çalışmalardan önce iki HIV pozitif arasında organ bağışının yukarıda da saydığım çeşitli gerekçelerle, asla mümkün olamayacağı düşünülüyordu.
Ekipten Dr. Segev ‘’geçmişte ölüm fermanı olan bir virüsün günümüzde tamamen kontrol altına alınmasının gösterdiği yeni bir boyutuyla karşı karşıyayız. Şu anda dünyanın herhangi bir yerinde HIV ile yaşayan onbinlerce insan organ bağışçısı olabilir’’ diyor. Bu cümleyi bundan çok değil on sene önce söyleyen bir doktor, aklını kaybettiği ya da gerçek bir doktor olmadığı gerekçeleriyle 24 saat içinde meslekten men edilebilirdi!
Bu hikayenin kahramanı Nina. HIV tanısı almak, organ bağışçısı olmaya yıllar önce karar veren Nina'nın bu isteğine engel olmamış. Yakın bir arkadaşının böbreğe ihtiyacı olduğunu öğrenen Nina, bu konudaki çalışmaları ile bilinen Dr. Segev'e ulaşmış, HIV pozitif olsa da arkadaşına böbrek bağışlamak istediğini söyleyip yardım istemiş. Fakat maalesef arkadaşı, bu operasyonun önündeki yasal engeller ve bilimsel belirsizlikleri aşmak için gereken sürecin sonunu görememiş ve hayatını kaybetmiş. Bu derin üzüntüyü vazgeçmek için değil daha çok ısrar etmek için sebep sayan Nina sonunda ondan böbrek almaya istekli bir başka aday bulmuş. Nina kendisine ısrar ve şaşkınlıkla yöneltilen ‘neden böbrek vermek için bu kadar ısrar ettin?’ sorusuna çok güzel bir yanıt veriyor; ‘’Pek çok insana göre HIV ile yaşayan bireyler hasta, zayıf ve bedenen güçsüz. Ben sadece HIV ile yaşayan bir birey olarak, en az herhangi biri kadar sağlıklı olduğumu, organ bağışı yapabilmemin en az herhangi biri kadar mümkün olduğunu göstermek istedim!’’
Geçmişte, HIV pozitif bireylerin organ bağışçısı olabilmelerinin önündeki engeller olan endişeleri ve belirsizlikleri yukarıda kısaca özetlemeye çalıştım. Fakat başarılı başka nakiller
gerçekleştikçe, virüs yükü (viral yük) belirlenemeyen seviyede olan HIV pozitif bireylerin de HIV negatif organ bağışçıları kadar sağlıklı olduklarını ispatlamaya daha da yaklaşmış oluyoruz. Bu da erken imzacılarından ve uluslararası sözcülerinden biri olma vizyonuyla, ilk günlerden beri ısrarla ve risk almaktan çekinmeden duyurduğumuz Belirlenemeyen = Bulaştırmayanın HIV bilimi ve tıp tarihi için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ispatlıyor.
HIV alanındaki güvenilir referans ve bilgi kaynaklarını tarayarak yaptığım kısa bir internet araştırmasına göre 2016 yılında HIV pozitif donör sayısı 500 ila 600. Ortalama bir hesaba göre, eğer yasalar HIV pozitif bireylerin HIV taşımayan bireylere de organ bağışlamalarını mümkün kılarsa, bu bağışçılar *sadece Amerika’da yılda yaklaşık 1.000 kişinin hayatını kurtarabilirler.
*Bu konudaki bütün araştırmalar ABD’de yapıldığı için, örnekler ABD üzerinden verilmiştir.
Fırsat bulduğum her yerde söylediğim ve düzenli #hivbilgisi yayınlarımızdan aşina olduğunuz gibi; HIV bilimi bir kaç yıl öncesine kadar tahmin dahi edemeyeceğimiz bir hızla ve şaşırtıcı araştırmalar/uygulamalarla ilerliyor. İlaç çeşitliliği, tedavi başarısı, önleme metotları, B eşittir B ve nihayet organ bağışlarının normalleşmeye başlaması… Bütün bunlar yakın bir gelecekte AIDS’in tamamen silinip, HIV yayılımının önce durması ve sonra adım adım ortadan kaldırılmasının düşük ihtimalli hayaller olmadığını işaret ediyor.
Kırmızı Kurdele İstanbul ekibi olarak en önemsediğimiz konu olan HIV bilimini ve tüm araştırmaları takip etmeye ve Türkiye’nin en çok başvurulan #hivbilgisi sağlayıcısı olma sorumluluğuyla güncel #hivbilgisi’ni düzenli olarak Türkiye ile paylaşmaya devam edeceğiz.
Kırmızı Kurdele İstanbul’u takipte kalın! www.kirmizikurdele.org/sosyal