top of page

#hivbilgisi arama sonuçları

314 öge bulundu

  • Sivil toplum HIV Konferansı #HIV2021İstanbul videoları ve sonuç bildirgesi yayında

    Çalışmalarına başladığı 2016 yılından bu yana pek çok ilk ve yenilikçi projeyi hayata geçiren, Türkiye'nin #hivbilgisi sağlayıcısı #kirmizikurdeleistanbul'un, Türkiye’nin 40 yıla yaklaşan HIV (ve sebep olduğu sorunlar) ile mücadele tarihinde yine bir ilk olarak hayata geçirdiği çok önemli bir aşama olan Sivil Toplum HIV Konferansı, #HIV2021İstanbul'un oturum kayıtları yayında. You can access the final declaration in English of "the Civil Society HIV Conference #HIV2021Istanbul" organized by Red Ribbon Istanbul, which has implemented many first and innovative projects since 2016 as a significant first step in Türkiye's nearly 40-year history of combating HIV and the problems it causes, from the link below. Yayıma hazırlayan: Arda Karapınar (Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı) Yayım tarihi: Şubat 22, 2022 Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. Çalışmalarına başladığı 2016 yılından bu yana pek çok ilk ve yenilikçi projeyi hayata geçiren, Türkiye'nin #hivbilgisi sağlayıcısı #kirmizikurdeleistanbul'un, Türkiye’nin 40 yıla yaklaşan HIV (ve sebep olduğu sorunlar) ile mücadele tarihinde yine bir ilk olarak hayata geçirdiği çok önemli bir aşama olan Sivil Toplum HIV Konferansı, #HIV2021İstanbul'un oturum kayıtları yayında. Fakat video bağlantılarından önce konferansla ilgili dikkat çeken bazı notlar ve sayılar paylaşmak istiyorum. --Konferans sonrası geri bildirimlerin ortak noktaları Projenin ve konferansın ilk yılı olmasına rağmen ajandanın kapsayıcılığı ve panelist listesindeki zengin çeşitlilik kadar, tüm oturumların bilimsel seviyesi ve ilgili başlıkta yapılmış bilimsel çalışmalara verilen değer, hem panelistlerin hem katılımcıların dikkatini çeken ve konferans ekibine gerek sözel gerek yazılı olarak olumlu geri dönüşlere sebep olan önemli detaylardı. Sivil Toplum HIV Konferansı #HIV2021İstanbul’un fark yaratan bir diğer özelliği de aktivistleri, HIV ile yaşayanları, HIV’den etkilenenleri ve sağlık profesyonelleri geniş kapsamda ilk kez bir araya getiren kapsayıcı bir etkinlik olmasıydı. --#HIV2021İstanbul'dan bazı istatistikler Türkiye'de yıllardır uygulanan uzman örgütleri temelli kongrelerden sonra, tamamen sivil toplum ve aktivistlerce 5-7 Kasım tarihleri arasında #KaybedenHIVolacak temasıyla gerçekleştirilen #HIV2021İstanbul'da 3 güne yayılan 13 oturumda, ağırlığı aktivistlerden oluşan, uzman hekimlerin ve yurtdışı konukların katılımıyla zenginleşen Türkiye’nin farklı illerinden ve Yunanistan, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri’nden 55 panelist/moderatör, 311 HIV ile yaşayan kişi, 133 aktivist/hak savunucusu, 94 sağlık çalışanından oluşan 538 kayıtlı delege ile birlikte *Damgalama ve Ayrımcılık, *HIV ve kadın sağlığı, HIV ile yaş alma, *Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan, *PrEP, *COVID19’un HIV alanına etkileri, *HIV tedavisindeki yenilikler ve HIV ile yaşayanların beklentileri, *Aktivizmin bir başka boyutu olan uzman dernekleri, *İş yaşamında HIV, *Türkiye’nin küresel HIV hedeflerindeki durumu, *HIV testlerinin önündeki engeller, *Kilit grupların önemi gibi başlıklar altında tartışmalar gerçekleştirildi. 3 günlük programın tamamının simultane çeviri ile İngilizceye çevrildiği konferansta açılan bu 538 kaydın 176’sı yabancı katılımcılar tarafından oluşturulmuştu. Tüm oturumlarda en yüksek katılım aynı anda 417 katılımcı ile Kanıtlanmış Bilimsel Gerçek: Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan oturumu oldu. Konferansta, tüm oturumların ortalama katılımcı sayısı ise 208 oldu. Konferans kapsamında 8 sivil toplum kuruluşuna alandaki çalışmalarından örnekler sergileyebilecekleri ve delegeler ile etkileşime girebilecekleri stand alanları da ücretsiz olarak sağlandı. Bu standların ortalama ziyaret sayısı ise 382 oldu. Yaklaşık bir yıllık yorucu bir ön hazırlığın ürünü olan #HIV2021İstanbul'un henüz ilk yılında bu etkileyici sayılara ulaşmasını, Türkiye'de böyle bir konferansa dair ihtiyacı doğru okuduğumuza ve kendimize güvenerek yüklendiğimiz bu sorumluluğun altından hakkıyla kalkmayı başardığımıza dair bir onay olarak değerlendiriyoruz. Bu sayılar aynı zamanda, HIV sivil toplumu olarak bu konferansları her yıl daha da geliştirerek çok daha iyisini yapmak ve Türkiye'nin HIV sorununa kalıcı bir çözüm üretmek konusundaki sorumluluğumuzun arttığının da bir göstergesi. --Konferans sonuç bildirgesi #HIV2021istanbul sonuç bildirgesini aşağıdaki butona tıklayarak açılan sayfada okuyabilirsiniz. --Konferans videoları #HIV2021İstanbul I Kamera arkası videosu #HIV2021İstanbul I Açılış konuşması I Kağan Çavuşoğlu I 5 Kasım 2021 Açılış söyleşisi: Bir pandeminin gölgesinde HIV, Prof. Dr. Selim Badur ve Arda Karapınar -Özne dernekleri I 1. Gün, 2. Oturum -Hekim dernekleri I 1. Gün, 3. Oturum -İş hayatında HIV I 2. Gün, 1. Oturum -UNAIDS 95-95-95 Hedefleri I 2. Gün, 2. Oturum -Belirlenemeyen = Bulaştırmayan I 2. Gün, 3. Oturum -Tedavi sürekliliği I 2. Gün, 4. Oturum -Tedavide yeni yaklaşımlar I 2. Gün, 5. Oturum -HIV ile mücadelede anahtar nüfus I 2. Gün, 6. Oturum -HIV stigması I 3. Gün, 1. Oturum -Kadın olarak HIV ile yaşamak I 3. Gün, 2. Oturum -Kanıtlanmış başarı PrEP I 3. Gün, 3. Oturum -HIV ile yaş almak I 3. Gün, 4. Oturum -#HIV2021İstanbul Kapanış konuşması www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • Küresel HIV AIDS yanıtında komünitenin önemini anlattık

    Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (KLİMUD) tarafından İstanbul'da düzenlenen toplantıda, Küresel HIV AIDS yanıtında komünitenin rolünü ve önemini anlattık. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayıma hazırlayan: Kağan Çavuşoğlu, Aktivist Yayım tarihi: Ocak 19, 2024 Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (KLİMUD) tarafından Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı katkılarıyla düzenlenen ''HIV AIDS: Göz Ardı Etmeyelim'' başlıklı toplantı 19 Ocak 2024 Cuma günü Bahçeşehir Üniversitesi'nde gerçekleşti. Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı Kırmızı Kurdele İstanbul olarak, uzmanların ve öğrencilerin katılımıyla, HIV olgusunun tıbbi ve sosyal boyutlarının tartışıldığı toplantıda biz de bir sunum yaparak, son yıllarda altı iyice çizilen bir konu olan Küresel HIV AIDS yanıtında komünitenin rolünü ve önemini dünyadan örneklerle anlattık. Öncelikle UNAIDS ve Uluslararası AIDS Cemiyeti (IAS) gibi kurumların perspektifinden "komünite" tanımı yaptığımız ve bu tanımdan hareketle Türkiye HIV Komünitesinin yerel HIV cevabındaki katkılarını irdelemek ve katılımcılarla birlikte değerlendirmek fırsatı bulduğumuz toplantıya davetleri için başta Gülden Çelik ve Rabia Can olmak üzere, tüm KLİMUD ekibine teşekkür ederiz. Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı Kırmızı Kurdele İstanbul olarak uluslararası gelişmeleri yakından takip ederek, mümkün olan tüm yollarla komüniteyle paylaşmaya ve Türkiye'nin HIV AIDS yanıtının olgunlaşmasına katkı sunmaya şevkle devam edeceğiz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • HIV ve medikal estetik uygulamalar

    Türkiye'de ilk kez Kırmızı Kurdele İstanbul tarafından sağlanan ve kesintisiz olarak sürdürülen #onlinehivdanismanligi servisine gelen ve her ay binleri bulan sorular arasında son zamanlarda medikal estetik başlığındaki artışı fark eden ekibimizden Kağan Çavuşoğlu, bu konuda küçük bir araştırma yaptıktan sonra hem Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı, hem de Medikal Estetik Uzmanı olan Dr. Şafak Göktaş’la bir söyleşi gerçekleştirerek, en çok merak edilen soruların cevaplarını işin uzmanından aldı. *Medikal estetik nedir? *HIV medikal estetik uygulamaları için bir engel midir? *HIV İle yaşayanlarda medikal estetik uygulamaların sınırları var mı? *Belirlenemeyen = Bulaştırmayan B=B medikal estetik alanında bir fark yarattı mı? *HIV ile yaşayanlar için özel şartlar ya da koşullar var mı? Keyifli okumalar. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayıma hazırlayan: Kağan Çavuşoğlu, Aktivist Yayım tarihi: Temmuz 11, 2021 Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. Kağan Çavuşoğlu: Şafak Hocam, #onlinehivdanismanligi servisimize HIV ve medikal estetik başlığında gelen yoğun soruları bir araya toplayarak, sizinle görüşmek ve kafalardaki soru işaretlerini gidermek istedik. Yoğun çalışma temponuz içerisinde Kırmızı Kurdele İstanbul'a bu zamanı ayırdığınız için teşekkür ederek başlayayım. Şafak Göktaş: Hoş geldiniz. HIV alanına sağladığınız öncü katkılar ve HIV ile yaşayan kişilerin yaşam kalitelerini arttırmaya yönelik fark yaratan çalışmalarınızdan ötürü ben de size teşekkür ederim. HIV ve medikal estetik konusunda doğru bilginin yaygınlaşması konusundaki girişiminize ise ayrıca teşekkür ederim. Çok değerli buluyorum bu girişimi ve çabayı. KÇ: Dilerseniz sohbete, okurlarımızın konuya daha hâkim olabilmeleri için, “medikal estetik nedir, medikal estetik içerisine hangi uygulamalar girmektedir” sorularıyla başlayalım… ŞG: Medikal estetik, non-invazif dediğimiz -yani cerrahi olmayan- cilt gençleştirme ve güzellik işlemlerine verilen genel isim. Bu işlemlerin cerrahi işlemlere göre avantajı, hastanede yatış gerektirmemesi, iyileşme sürecinin hızlı olması, maliyetlerinin daha düşük olması ve işlem sonrası günlük hayata aynen devam edilebilinmesidir. Medikal estetik uygulamalar içerisine dolgu, botoks, PRP, mezoterapi, enzimatik lipoliz (yağ parçalama), glutatyon uygulaması ve ameliyatsız göz kapağı estetiği gibi işlemler girmektedir. KÇ: Peki HIV enfeksiyonu, örneklerini verdiğiniz tüm bu medikal estetik uygulamaları için bir engel teşkil eder mi? ŞG: Eğer, HIV ile yaşayan kişi HIV ilaç tedavisini düzenli olarak sürdürüyorsa ve viral yükü baskılanmışsa, yani B (belirlenemeyen) seviyedeyse ve bağışıklık sistemi hücreleri olan CD4 hücre sayısı 500’ün üzerindeyse, bu uygulamaları yapmakta, kesinlikle herhangi bir sakınca yok. Yani medikal estetik uygulamaları açısından HIV pozitif olmak kesinlikle sorun teşkil etmiyor. KÇ: Bu çok değerli bir bilgi. Belirlenemeyen = Bulaştırmayan kavramının HIV ile yaşayan kişiler için ne kadar önemli ve değerli olduğunu bir kez daha anlamış oluyoruz. Peki HIV ile yaşayan kişilerde medikal estetik uygulamaların sınırları var mıdır? ŞG: HIV ile yaşayan kişilerde en önemli durum, kişinin virüs yükünün yüksek olmamasıdır. Bunu anlamak adına da işlem öncesinde hastadan HIV RNA, PCR ve CD4 testleri istenebilir veya birey yakın zamanda bu testleri yaptırmışsa sonuçlarını bize sunarak, herhangi bir problem olmadan medikal estetik uygulamalar yapılabilir. KÇ: Peki HIV ile yaşayan kişinin B seviyede olmasının dışında, medikal estetik uygulamalarda hem hasta hem de hekim ya da uygulayıcı açısından başka alt güvenlik şartları var mıdır, varsa nelerdir? ŞG: Aslında, biraz önce bahsettiğimiz test değerleri normal ise, her iki taraf açısından da, HIV ile yaşamayan bir hastada olduğu gibi standart önlemleri almaktan daha fazla bir güvenlik uygulamasına gerek yok. Belirlenemeyen = Bulaştırmayan biz hekimler için de önemli bir yere sahip olan bir bilimsel kanıt çünkü. KÇ: Online HIV Danışmanlığı servisimize Medikal Estetik ile ilgili sorular soran danışanlarımızın, uygulama sonrasında neler yapmaları gerektiğine istinaden kafaları genelde karışık olduğunu gözlemliyoruz. Olaya HIV enfeksiyonu özelinden bakacak olursak, medikal estetik uygulamaları yaptıran HIV ile yaşayan kişilerin, uygulama sonrası dikkat etmesi gereken noktalar nelerdir? ŞG: Medikal estetik uygulamalardan sonra, bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor. Tabi bunlar, sadece HIV pozitifler için değil herkes için geçerli. Aşırı sıcaktan kaçmak, sonrasında alkol veya tuzlu yiyecekler yenmemesi, hamam, sauna, solaryum, buhar banyosu, çok sıcak suyla duş almak ve güneşin altına yatmaktan kaçınmak gibi standart uygulama sonrası önlemlerimiz bulunuyor. Yani aslında sadece HIV özelinde dikkat edilmesi gereken bir uygulama sonrası önlemden bahsedemeyiz… -- #hivhakkindahersey sayfalarına gitmek için tıklayın -- -- Sıkça sorulan HIV soruları ve yanıtları için tıklayın -- KÇ: Şafak Bey, ülkemizde diğer sağlık disiplinlerinin, diğer branşların HIV’e karşı gösterdikleri negatif tutum hepimizin bildiği ve değiştirmek için uğraştığı bir durum. HIV ve Medikal Estetik uygulamaları bağlamında, dünyadaki tıp çevrelerindeki yaklaşım nasıl? Yani ülkemizdeki bilgi ve bilinç eksikliği, batıda nasıl karşılık buluyor? ŞG: Batı’da HIV ile yaşayanlara ayrımcılık yapılmıyor ya da çok çok az oluyor diyelim. Daha önce İngiltere, Londra’da bir hastanede HIV departmanında çalışma şansım oldu. Benim orada gözlemlediğim daha çok, HIV ile yaşayan kişilere, pozitif ayrımcılık yapıldığı şeklindeydi. Fakat maalesef ülkemizde durum tam tersi ve HIV ile yaşayan kişilere negatif ayrımcılık yapılıyor. Sağlık çalışanları bazen, HIV ile yaşayan bir kişiye dokunmak dahi istemeyebiliyor. Bu da maalesef bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Aslında viral yükü negatif olan hastanın hiçbir şekilde virüs bulaştırmayacağını biliyor olmamız gerekli… KÇ: Yani aslında söyleminizden, Belirlenemeyen = Bulaştırmayan kavramının sağlık yönetimi içerisinde de daha da kurumsallaştırarak, bilgi seviyesini arttırmamız gerektiğiniz anlıyoruz… Peki sizce Türkiye’de, medikal estetik uygulamaları bakımından, HIV ile yaşayan kişilere karşı uygulayıcıların genel tutumu nedir? Nasıl olmalıdır? Tıp etiği açısından yapılan hatalar nelerdir? Hem bir enfeksiyon hastalıkları uzmanı, hem de bir medikal estetik uzmanı olarak, etik önerileriniz nelerdir? ŞG: Maalesef biraz önce de söylediğim gibi HIV ile yaşayan kişilere karşı uygulayıcılarda negatif bir tutum var. Halbuki HIV ile yaşayan bir kişiye, HIV ile enfekte olmamış bir bireyden farklı davranılmamalıdır. Yani herhangi birine nasıl davranılıyor ise HIV pozitiflere de aynı şekilde davranılmalıdır. Zaten tıp etiği de bunu gerektirir. Ama “stigmatizm-damgalama” olarak adlandırılan şey Türkiye’de oldukça yoğun şekilde görülüyor. Bu sebeple doktorların da HIV ile yaşayanlara yaklaşım açısından eğitilmesi gerekmektedir. Aslında, bu işi en iyi biz enfeksiyon hastalıkları uzmanları yapabiliriz. Ben elimden geldiğince beni arayan meslektaşlarıma, eğer kişinin viral yükü negatifse yani belirlenemeyen seviyedeyse herkese nasıl davranıyorlarsa onlara da öyle yaklaşmalarını öneriyorum ve tavsiye ediyorum. Hatta, bazı ameliyatlar öncesinde “ameliyat olabilir, herhangi bir sakıncası yoktur” şeklinde rapor veriyorum, çünkü doğrusu bu. Bunu lütuf olarak yapmıyorum. Doğrusu bu. Elimden geldiğince pozitif ayrımcılık yapmaya çalışıyorum. Meslektaşlarımın da bu şekilde davranmasını sağlamaya çalışıyorum. Zamanla bu konuda farkındalığın artacağını ve bu engelin yavaş yavaş aşılacağını ümit ediyorum. Uzmanların da görüşlerine yer verdiğimiz Türkiye’nin en çok başvurulan #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı Kırmızı Kurdele İstanbul’un #hivhakkindahersey sayfalarında medikal estetik uygulamalarını, işin uzmanından HIV ile yaşayanlar açısından öğrenme fırsatı bulduk. Uzm. Dr. Şafak Göktaş'a bu sohbet için Kırmızı Kurdele İstanbul #hivhakkindahersey okurları, takipçileri adına çok teşekkür ediyoruz. Belirlenemeyen = Bulaştırmayan (B = B) gerçeğine rağmen HIV ile yaşayanlara hâlâ ayrımcılık yapan diğer branş hekimlerine ise özellikle iyi okumalar diliyoruz. Çünkü öğrenmenin yaşı yoktur ve günümüz teknolojisinin bizlere sağlamış olduğu “bir tıkla dünyanın bilgisine ulaşma” fırsatını değerlendirerek, bir HIV ile yaşayanların hayatlarını kolaylaştırıcı bilgiye ulaşıp damgalama ve ayrımcılığa karşı mücadelede bize destek olmalarını can-ı gönülden isteriz… -- #hivhakkindahersey sayfalarına gitmek için tıklayın -- -- Sıkça sorulan HIV soruları ve yanıtları için tıklayın --

  • 3. KLİMUD HIV/AIDS Çalıştayı'nda, HIV pandemisinin nasıl sonlandırılabileceğini tartıştık.

    Yayıma hazırlayan: Arda Karapınar, Tedavi aktivisti, Topluluk Yazarı Yayım tarihi: Haziran 16, 2021 Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (KLİMUD), Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar Çalışma Grubu tarafından 12-13 Haziran 2021 tarihlerinde düzenlenen 3. HIV/AIDS Çalıştayı'nda, HIV pandemisinin nasıl sonlandırılabileceğini tartıştık. Kırmızı Kurdele İstanbul ekibi olarak, Türkiye'nin farklı noktalarından ve KKTC'den doktorlar, uzmanlar, öğrenciler ve sivil toplum kuruluşlarının iki gün boyunca, dolu dolu bir ajanda etrafında verimli tartışmalar sürdürdüğü çalıştayda bir de ''HIV pandemisi nasıl bitirebiliriz'' başlıklı sunum yaparak, yerel ve uluslararası çalışmalarımızdan edindiğimiz deneyimlerden yola çıkarak paylaşımlar ve önerilerde bulunduk. Detaylı ajandasını burada bulabileceğiniz çalıştayın, tüm katılımcıların ortak çalışması ile hazırlanan KLİMUD HIV/AIDS Çalıştay Bildirgesi'ne ise buradan erişebilirsiniz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • Herkesin izlemesi gereken AIDS temalı 11 harika film

    Herkes için #hivbilgisi kaynağı www.kirmizikurdele.org bu #hivbilgisi yazısında size yer göstericilik yapıyor. 80’li yılların başında büyük bir krizle doğan ve kısa sürede dünya tarihinin en yıkıcı, en tartışmalı olgularından biri haline gelen, o yıllardaki yaygın adıyla AIDS, yarattığı toplumsal, bireysel etkiler ve aktivizmi hakkındaki filmlerden bir seçki. Her biri, salgının farklı perspektiflerinde yarattığı sorunlara odaklanan bu filmler, aynı zamanda salgının tarihçesine dair fikir edinmenizi de sağlayacaklar. Film tavsiyelerine geçmeden önce önemli bir not; HIV tedavisi tarihindeki en önemli yıl olan 1996’dan önce çekilen ya da bu döneme odaklanan filmlerde daha karamsar bir tablo ve ölüm görülecek olması normal. Çünkü HIV’i ölümcül olmaktan çıkarıp, şeker, tansiyon vb.leri gibi kronik bir taşıyıcılık seviyesine indiren *HIV ilaç tedavisi (ART) 1996 yılında bulundu ve uygulanmaya başlandı. *www.kirmizikurdele.org/art Daha basit ifadesiyle; 1996’dan önce AIDS’e bağlı sebeplerden ölmek neredeyse kaçınılmazken, 1996’dan sonra uygulanmaya başlanan etkin tedavi ile HIV AIDS’e dönüşmüyor ve başarılı ilaç tedavisi sayesinde hiç kimsenin ölümüne sebep olmuyor. HIV'e dair her konuyu, gelişmeleri ve detayı dikkatle takip etmeye çalışan www.kirmizikurdele.org için hazırlanmış bu seçkiyi beğeneceksiniz. İyi okumalar. İyi seyirler. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi  #hivhakkindahersey Yayıma hazırlayan: Arda Karapınar, Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı, HIV Glasgow 2024 Bilim Kurulu Üyesi Güncelleme tarihi: Aralık 2023, Yayım tarihi: Kasım, 2020) Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. And The Band Played On (1993) Virüsün ortaya çıkışı ve yayılışını, toplumun ilk şok dalgasına karşı gelişen tepkisini ve bilimsel ilerleyişi otobiyografik ve oldukça sürükleyici biçimde anlatan ödüllü bir başyapıt. HIV ve AIDS hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen herkesin mutlaka izlemesi gereken ilk film. IMDb linki Dallas Buyers Club (2014) Dallas Buyers Club 1986 yılında AIDS yüzünden 30 günlük ömür biçilen HIV taşıyıcısı Ron Woodroof’un hayatından esinlenerek beyazperdeye aktarıldı. Teşhiş sonrası kullanabileceği tek ilaç olan AZT’yi almaya başlayan Ron buna rağmen hızla ölümün eşiğine doğru sürüklendiğini fark eder. 30 günlük ömrü kaldı dendikten sonra kendi doğal yöntemleriyle 6 yıl daha yaşamayı başaran Ron Woodroof’un kişisel mücadelesine odaklanan film En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dallarında Oscar ödüllü. IMDb linki 120 battements Par Minute (2017) 1990'ların başı. AIDS kaynaklı ölümler sürüyor. Act Up-Paris'teki aktivistler toplumun ve hükümetlerin genel ilgisizliği ile mücadele için ellerinden geleni yapmaya çalışmakta ve konuyla ilgili çabalarını artırmaktadır. Toplumun bilgisizliği ve duyarsızlığı ile mücadele veren, ilaç şirketlerinin giderek artan etik dışı tavırlarına karşı savaşan bu gruba Nathan da katılmıştır. Şiddetli tartışmaları, sert sokak eylemlerini kendisine yeni yer edinen Nathan, aynı topluluktan Sean’a âşık olur. Yaşadığı tutkulu aşk ve AIDS’e karşı verdiği mücadele kendisini yeniden inşa etmesine neden olacaktır. Cannes'da Jüri Büyük Ödülü kazanan 120 battements Par Minute kesinlikle izlenmesi gereken ilk filmlerden. IMDb linki The Normal Heart (2014) Yapımcılığını Brad Pitt’in üstlendiği ve Amerikan’ın en önemli çağdaş oyun yazarlarından Tony Kushner’in bir tiyatro oyunundan uyarladığı The Normal Heart 80'li yıllardaki AIDS salgınınına karşı başlattığı kampanyayla dikkat çeken aktivist yazar Ned Weeks'in hikayesini konu ediniyor. Ned Weeks, erkek arkadaşı Felix ile birlikte bu salgına ve insanların kafalarındaki AIDS imajına karşı tarihe geçen bir başkaldırma tarihi yazarlar. Dünyaya göstermeye çalıştıkları şeylerden biri de insanların zannettiğinin aksine AIDS'in sadece eşcinsel ilişkiden doğan bir hastalık olmadığı gerçeğidir. Ned Weeks, kendi adımlarıyla başlattığı bu mücadelede, hastalığa karşı savaşan bir grubu da kurarak önemli bir figüre dönüşür. Başrolde Mark Ruffalo’yu izlediğimiz filmde Julia Roberts’ı da görmek mümkün. En iyi yardımcı erkek oyuncu dalında Altın Küre ödüllü bu sarsıcı ve güçlü film kesinlikle izlenmeli. IMDb linki Angels in America (2003) Fazla söze gerek yok; başrollerde Meryl Streep ve Al Pacino, yönetmen Mike Nichols, senarist Tony Kushner, 5 dalda Altın Küre ödülü! Irkçılık, eşcinsellik ve adalet gibi konuları birleştirerek birden fazla insanın hikayesini aynı anda anlatan ve onların yollarının nasıl kesişebileceğini çok etkileyici bir biçimde gösteren Angels in America, tekrar tekrar izlemek isteyeceğiniz 2 bölümlük bir mini TV dizisi. IMDb linki Philadelphia (1993) Döneminin en yetenekli avukatlarından olan Andrew Beckett, çalıştığı hukuk bürosundan, kendisine AIDS tanısı koyulmasının hemen ardından kovulur. Kovulma sebebinin hastalığı olduğundan emin olan ve bu ayrımcılığa karşı sessiz kalmayı asla düşünmeyen Beckett kendine iyi bir avukat aramaya başlar. Başvurduğu avukatlarca bir süre reddedildikten sonra, en sonunda siyahi Avukat Joe Miller'ı ikna etmeyi başarır. Miller ilk başta bu davayla ilgilenmekte isteksizdir; çünkü o bir homofobiktir ve Beckett'a karşı da oldukça önyargılıdır. Fakat Beckett sayesinde zamanla önyargılarını aşmaya ve korkularını yenmeye başlar. Beckett ise hayatı, gururu ve hakları için kıyasıya bir mücadeleye girmiştir ve adalet için savaşır. Tom Hanks ve Denzel Washington düzeyinde iki aktörün sırtladığı ve müzikleriyle Oscar ödülüne layık görülen film ayrıca Tom Hanks’e de Oscar ödülü kazandırmıştır. IMDb linki Lazarus effect (1993) Lazarus Etkisi, ücretsiz HIV ilaç tedavisinin (ART) Afrika'da HIV ile yaşayanlar üzerindeki olumlu etkisini konu alan 2010 tarihli kısa fakat çok etkili bir belgesel. Yapımclığını Spike Jonze'un üstlendiği bu HBO yapımı film lk olarak 2010 yayınlandı. Film bizi Zambia'ya götürüyor ve ilaç erişimi olmayan günlerdeki durumun, ücretsiz HIV tedavisinin erişilebilir hale gelmesiyle nasıl dramatik bir biçimde değiştiğini anlatıyor. IMDb linki We were here (2011) AIDS salgınının San Francisco eyaletini kasıp kavurduğu günlere dair oldukça etkileyici bir belgesel. O günlerde hayal bile edilemeyen bu büyük krize, durumu cesaretle karşılayan aktivistlerin gözünden derinlemesine, sahici ve dokunaklı bir bakış. AIDS'in pek çok hayatı etkilediği olumsuz etkilediği ilk yılların ortamının daha iyi anlaşılması için kesinlikle izlenmeli. IMDb linki Paris 05:59 Theo & Hugo (2017) Theo ve Hugo, tek gecelik bir ilişkinin etrafında dönen bir Fransız filmi olan Paris 05:59'un ilk 20 dakikasında, bir gece kulübünde karşılaşıyor, tanışıyor ve hızla kaynaşıyorlar. İlerleyen dakikalarda anlıyoruz ki kahramanlarımızdan birisi HIV pozitif ve gelişen olaylar kahramanlarımızın *PEP (Temas Sonrası Önleme Tedavisi, Post Exposure Prophylaxis) almak için hastaneye gitmesine neden oluyor. (www.kirmizikurdele.org/pep) HIV'in yaratabileceği yerli yersiz tüm panikler, bu paniğin yönetilmesinde doğru bilginin yapıcı rolü ve önemi hakkında oldukça keyifli bir film. IMDb linki United in Anger: A History of ACT UP (2012) Efsanevi aktivist grubu ACT-UP tarihçesini anlatan oldukça iyi bir belgesel. Her ne kadar ACT-UP hakkında yapılmış başka filmler ve belgeseller olsa da, bu yapıt topluluk içinden, hatta hareketin merkezinden sıkı aktivistlerin bir projesi olduğu için kesinlikle izlenmesi gereken bir film olarak öne çıkıyor. HIV ile yaşayan, HIV aktivizmi hareketlerinin içinde olan ya da bireysel olarak konuyla ilgilenen herkes mutlaka izlemeli. IMDb linki Common Threads (1989) Anlatcılığını Dustin Hoffman'ın yaptığı bir baş yapıt! 1985'te tasarlanan büyük bir toplumsal aktivizm projesi olan AIDS Memorial Quilt'in önemi ne yazık ki kamu bilincinden siliniyor. Rob Epstein ve Jeffrey Friedman'ın uzun metrajlı belgeseli "Common Threads: Stories From the Quilt" işte tam da bu yüzden, 1980'lerdeki AIDS kriziyle ilgili en etkili filmlerden biri olmaya devam ediyor. Filme hâkim olan sessiz umutsuzluk zaman zaman bunaltıcı olabilse de, Washington, D.C.'deki Ulusal Park'ın büyük bir bölümünü kaplayan ikonik yorganın son serilişi kolay kolay unutulmayacak duygusal bir yumruk etkisi yaratıyor. AIDS'ten doğrudan etkilenenlerin yanı sıra ebeveynleri ve sevdiklerinin bakış açısından anlatılan belgeselin gücü, filmde tanıştığımız insanların çoğunun yakında yorganda anılanlar arasında yer alacak olmasında yatıyor. AIDS krizini tüm veçheleriyle anlamak ve bugün dar bir medikal çerçeveye hapsedilmek istenen AIDS tarihinin temellerindeki insan hikayelerini bilmek isteyenler için başyapıt niteliğinde bir film. IMDb linki www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu

  • HIV pozitifler grip aşısı yaptırmalı mı?

    Doç. Dr. Asuman Şengöz İnan'ın uzman görüşleriyle desteklenmiş kısa ama önemli bir #hivbilgisi yazısı. *HIV pozitifler grip aşısı yaptırmalı mı? *Grip aşısının HIV ilaçları ile etkileşimi var mı? *COVID-19 aşıları ile grip aşıları birlikte yapılabilir mi? Türkiye'nin en çok başvurulan, güvenilir #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #kirmizikurdeleistanbul'dan öğrenin. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayıma hazırlayan: Arda Karapınar, Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı Güncelleme: Ocak 14, 2024 Yayım tarihi: Kasım 15, 2022 Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. HIV ile yaşayan bireyler için mevsimsel grip aşısı tanımlamaları geçtiğimiz haftalarda yapıldı. Size aşı tanımlaması yapılıp yapılmadığını Sağlık Bakanlığımız tarafından geliştirilen E-Nabız sistemi üzerinden kontrol edebilirsiniz. (Eğer sizin aşı tanımlamanız henüz yapılmadıysa E-Nabız uygulamanızı her gün kontrol etmenizi öneriyoruz. Aşınız en kısa zamanda tanımlanacaktır.) Tabi bu aşı tanımlamaları yapılınca #onlinehivdanismanligi servisimize her sene bu zamanlarda sıkça sorulan bir #HIV sorusu olan "HIV pozitifler mevsimsel grip aşısı yaptırmalı mı?" sorusu yeniden popüler oldu. Soruya mümkün olan en kısa yanıtı vermek gerekirse, Kırmızı Kurdele İstanbul'un cevabı; EVET, HIV ile yaşayanlar grip aşısı yaptırmalı. (Tabi ki HIV tedavinizi sürdüren hastane/hekimin bilgisi ve takibi dahilinde olmak koşuluyla! #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı Kırmızı Kurdele İstanbul olarak, mevsimsel grip aşınızı doktorunuzun bilgisi dahilinde yaptırmanızı tavsiye ediyoruz.) Çünkü bu konuda yapılmış çalışmalar mevsimsel grip aşısı olan HIV pozitiflerin grip olma olasılığının olmayanlara göre çok daha düşük olduğunu ve eğer olur da grip olurlarsa, daha hafif atlattıklarını gösteriyor. Mevsimsel grip aşısının mevcut HIV ilaç tedavisi ile etkileşime girdiğine, HIV viral yükü veya CD4 hücre sayısı üzerinde uzun vadeli bir etkisi olduğuna dair bir bulgu yoktur. Yani verilere göre, HIV pozitifler için mevsimsel grip aşıları güvenlidir. Bu #hivbilgisi yazısını hazırlarken görüşlerine başvurduğumuz Doç. Dr. Asuman Şengöz İnan; "Tüm HIV ile yaşayanların ilaç kullanıyor olsalar da olmasalar da her yıl mevsimsel grip aşısı yaptırmalarını öneriyoruz. Maske, mesafe gibi pandemi tedbirleri uygulanırken grip görülme sıklığı daha düşüktü. Ancak bu sene grip daha sık görülebilir, ki daha şimdiden öyle olduğu söylenebilir. Üstelik bu sene grip ağır seyrediyor, yani grip aşısını yaptırmak bu yıl daha da önem taşıyor. Grip aşıları ile COVID-19 aşılarının birlikte yapılmasında da sorun yok." HIV ile yaşayanlar, her yıl grip aşısı yaptırmanın yanı sıra, tıpkı COVID-19 önlemlerinde olduğu gibi fiziksel mesafeyi mümkün olabildiğinde korumak, öksürürken ağız ve burunu el ile kapatmak ve sık sık ellerini yıkamak, dezenfektan kullanmayı alışkanlık haline getirmek de dahil olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ve pek çok uluslararası otoritenin herkese önerdiği tedbirleri, her şeyden önce kendi sağlıkları için uygulamalıdır. HIV ile yaşayan biri olarak, mevsimsel grip hakkında daha fazla bilgi edinmeli, kendinizi korumak için adımlar atmalı ve başkalarını da eğitmelisiniz. Bu konuda sormak istedikleriniz varsa öncelikle doktorunuza, ardından Kırmızı Kurdele İstanbul'un Türkiye'de bir ilk olarak kesintisi sürdürdüğü #onlinehivdanismanligi servisine ulaşarak bize aktarabilirsiniz. Ayrıca sıkça sorulan HIV soruları sayfamızı ziyaret ederek aklınızdaki bazı sorulara zaten verilmiş bulunan cevapları da okuyabilirsiniz. Sıkça Sorulan HIV soruları I kirmizikurdele.org/sss Unutmayın; mevsimsel gribi önlemenin en iyi yolu her yıl aşı yaptırmak, basit tedbirleri almak ve tüm çevrenizi aynı adımları takip etmeye teşvik etmektir. Sıklıkla zaman geçirdiğiniz ev, iş yeri vb. ortamlarda mevsimsel grip aşısı yaptırmış ve tedbirlere uyan insanların çoğunlukta olması, sizin ve herkesin mevsimsel grip ile karşılaşma olasılıklarını azaltacaktır. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • HIV pozitif bir bireyle flört ya da ilişki

    Yayıma hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü B. Güncelleme tarihi: Ocak 2024 Yayım tarihi: Ocak 2018 Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. Flört ve ilişkiler, içerdiği tüm şeylerle, iyisiyle, kötüsüyle, acısıyla, tatlısıyla capcanlı, hoş, neşeli, hem her zaman önemli hem de hassas konular ve dönemler. Öte yandan hoş olduğu ve etkilediği kadar, çeşitli kaygılar yaratan ve düşündüren süreçleri de var flört ve ilişkilerin. Acaba her şey güzel devam edecek mi? Hoşlanmadığım yanları olacak mı? Keyif kaçıran, büyüyü bozan bazı detaylar olacak mı? Belki de bir noktada ortak ilgi alanlarının sanılandan daha az olduğunu anlayacak ya da tanıştığınız kişinin size göre olmadığını düşünmenizi sağlayan başka faktörler devreye girecektir. Evet bunlar da mümkün. Ancak hoşlandığınız o güzel insanın size göre olmadığını, onunla bir ilişkinin mümkün olmadığını düşünmenizi sağlayan sebepler her ne olursa olsun HIV pozitiflik asla bunlardan biri olmamalı. HIV, bir çiftin fizyolojik, ruhsal, cinsel uyumunu biçimlendirecek bir konu değil. Hiçbir zaman olmadı, hiçbir zaman olmayacak. HIV pozitiflerin herkesle eşit şartlarda her işi yapabildikleri, HIV taşımayan çocuk sahibi olabildikleri ve günümüzdeki HIV tedavisi ilaçlarının virüsü belirlenemeyen seviyeye baskılayıp tamamen kontrol altına alarak, kondomsuz cinsel ilişkilerde bile bulaşmasını tamamen engellediği bilimsel gelişmelerin olduğu bir ortamda, HIV nasıl olur da sorun olabilir ki? *Bkz: Belirlenemeyen = Bulaştırmayan Ama HIV hakkındaki eksik/yanlış, güncel olmayan bilgilere inanılmış ve bunları güncel bilgilerle değiştirilme gayretine girilmemişse, bir ilişkinin diğer tüm unsurları beklentilere tastamam uygun olsa bile -ki bunlar cinsel çekim, benzer şeylerden hoşlanmak ya da farklılıklarınız birbirine benzemesi gibi durumlar olabilir- her ikiniz de olası HIV durumundan dolayı ilişkinin yürümemesine neden olabilirsiniz. Yani demek istiyoruz ki; bir HIV pozitif bireyle ilişkiye başlamadan önce dikkat etmeniz gereken çok önemli bir nokta var; özenli davranarak mutlu bir ilişki için birlikte çalışmak ve -başka sebep var mıdır, yok mudur bilemeyiz ama- en azından HIV yüzünden ayrılmaya kalkmamak. Ki aslında buna her zaman, her şartta, her ilişki öncesinde dikkat etmek gerekir, bu özenin HIV ile hiç ilgisi yok. Bu HIV'e değil, kendinize ve seviyorum dediğiniz o insana göstereceğiniz bir özen. Ve eminiz; ikinizde bu özeni hak ediyorsunuz. Tekrar ediyoruz; hele de HIV ile yaşayan bireylerin herkes gibi sağlıklı bir hayat sürdürmelerini çalışabilmelerini, her işi yapabilmelerini, çocuk sahibi olabilmelerini ve partnerlerine (kondomsuz ilişkilerde bile) HIV bulaştırabilme ihtimallerini SIFIRa indiren bir tedavi varken HIV nasıl olur da sorun olabilir ki? Peki bu hataya düşmemek için nelere dikkat etmek gerekir. Birlikte inceleyelim; -Eğer aklınızda bir soru varsa, sormaktan korkmayın! Aklınızdaki bir soru işaretinin, partnerinizin kalbini kırabileceği konusunda endişeleniyor olabilirsiniz. ENDİŞELENMEYİN! HIV ile yaşayan bireyler, olası endişe ya da kaygılarınızı, bir HIV pozitif bireyle ilk defa çıkıyor olmanızdan dolayı anlayışla karşılamaya daha yatkın olacaklardır. Bu yüzden şüpheye düştüğünüzde, olabildiğince çok soru sorun. O doğru #hivbilgisi edinme çabalarınızdan mutluluk duyacaktır. Hatta tüm endişelerinizi gidermek için elinden geleni yapacaktır. İşin aslı; vesveseler ve kuruntular onu daha çok üzecek şeylerdir. Yani; SUSMAYIN, KONUŞUN! Sağlıklı bir diyalog hem HIV hakkındaki vesveselerinizi giderecek, hem de aranızdaki bağları günden güne kuvvetlendirecek. Bu konu hakkındaki ''HIV ile yaşayan bir bireyle nasıl konuşmalı, nasıl konuşmamalı?'' başlıklı #hivbilgisi yazımızı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. -Gizliliğe saygı duyun! Karşınızdaki insan size güvenip, önemseyip ve en önemlisi sevip, HIV durumunu rahatlıkla söyleyebiliyorsa, siz de onun durumuna saygı duyup, onun hakkındaki tüm bu özel bilgileri titizlikle kendinize saklamalısınız. Şöyle düşünün; herkes duysun isteseydi, bunu kendisi yapardı. O sizi tercih etti ve çok mahrem bir bilgisini size emanet etti. Emanete sahip çıkmak, korumak, sakınmak gerekir. Arkadaşlarınıza onun sizi ne kadar güldürdüğünü ya da birlikte ne kadar da keyifli zaman geçirdiğiniz falan anlatın. Onun -ya da herhangi birinin- HIV statüsünü başkalarıyla öyle çay kahve sohbetinde konuşulacak bir konuymuş gibi görmeyin. Muhtemelen siz de pek çok insan gibi dedikodu yapmayı sevdiğiniz için, onun bu gizli durumu hakkında konuşmak isteyeceksiniz. Ancak siz onun yerinde olsaydınız, hele de birbirinizi tanıma aşamasındayken ya da daha ileri bir evrede, sizin için çok kişisel olan bir meseleyi, onun kendi arkadaşlarıyla paylaşmasını nasıl karşılardınız? Kızardınız değil mi? Evet, çok haklısınız. Bizce de çok kızgın olunmalı! -Korkan tek kişinin kendiniz olduğunu düşünmeyin. O sizinle mevcut durumu hakkında bu kadar açık ve dürüst oldu diye, HIV pozitif olarak her önüne gelenle çıkma, ilişki kurma konusunda rahat davrandığını sanmayın. Onun da sizin kadar korkuları ve endişeleri var. Siz cinsellikle ya da sosyal bir konuda ya da herhangi bir konuda rahatsınız diye onun da çok rahat olduğunu asla düşünmeyin. Bir HIV pozitifin reddedilme korkusunu aşıp, durumunu rahatlıkla paylaşabildiği bu aşamaya gelmesi -genellikle- epey zaman alır. Bu yolculuğa saygı duyun ve seviyorsanız hikâyenin bir parçası olun. -Başkalarının ne düşündüğü/düşüneceği konusunda endişe etmeyin. Size çok iyi bir haberimiz var; HIV’ın dedikoduyla bulaşması ihtimali yüzde sıfır! Yani, insanların sırf partneriniz öyle ya da onlar ona öyle yakıştırıyorlar, hakkında bir şeyler duydular diye sizin de HIV pozitif olduğunu düşünüp düşünmeyeceğinden endişe etmeyin. Aksine, onun sizin yüzünüzü güldüren insan olup olmayacağından, sizin hoşlandığınız şeylerden hoşlanıp hoşlanmayacağından ya da cinsel uyum gibi her ilişki için temel olan şeylere dair düşünceler içinde olun. Her ne yaparsanız yapın ya da kiminle çıkarsanız çıkın, etrafınızda her zaman sizin hakkınızda olumsuz şeyler söyleyen insanlar olacaktır. İşte tam da bu yüzden yapılacak en iyi şey; mutlu olmak ve onların ne düşündüğünü çok da kafaya takmamak. -Çekinmeyin! Duygularınız ve kendiniz hakkında her ikinizde dürüst olduğunuz sürece, ne o sizi bırakıp gidecek ne de siz HIV pozitif olacaksınız. Eğlenmenize bakın, onunla vakit geçirin ve mükemmel bir ilişki yaşama olasılığınız konusunda kendinize sınırlar koymayın. Tadını çıkarın. Birinden hoşlanmaktan, aşktan bahsediyoruz; HIV de neymiş! www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey #hivindogrusu

  • HIV ile yaşayan kadınlarda rahim ağzı kanseri: Bilmek, önlemektir.

    Prof. Dr. Mehmet Serdar Kütük yazdı; HIV ve Rahim Ağzı Kanseri Herkes için #hivbilgisi kaynağı www.kirmizikurdele.org Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri Farkındalık Ayı'nı Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Serdar Kütük'ün yazdığı ve hem HIV ile yaşayanlar hem de sağlık profesyonelleri için başvuru kaynağı olacak bir yazı ile karşılıyor. Daha önce de "HIV ilaç tedavisi gebeliğin tetiklediği hipertansiyon riskini arttırır mı?" başlıklı yazısıyla konuk ettiğimiz Prof. Dr. Mehmet Serdar Kütük'e teşekkür ediyor ve "HIV ile yaşayan kadınlarda rahim ağzı kanseri" başlıklı yazıyı hem HIV ile yaşayanların hem de sağlık profesyonellerinin ilgisine sunuyoruz. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Prof. Dr. Mehmet Serdar Kütük, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yayın tarihi: Ocak 8, 2024 Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. Rahim ağzı kanseri, İnsan Papilloma Virus (HPV) adı verilen ve cinsel yolla bulaşan virüsün yol açtığı bir genital kanser türüdür. Rahim ağzı kanseri, virüsün alınmasından sonra 5-20 yıl arasında değişen süre içerisinde, servikal ıntraepitelyal neoplazi (CIN) adı verilen ve kanser öncüsü olduğu bilinen aşamalardan geçerek ortaya çıkar. Virüsün yol açtığı kanserojen sürecin seyrinin yavaş, öngörülebilir ve kolayca taranabilir olması bizlere başka birçok kanserde sahip olmadığımız bir avantaj sağlar; tarama, erken tanı, tedavi. HIV ile yaşayan kadınlar rahim ağzı kanseri açısından risk altındadırlar. Öyle ki; geçmişte erken başlangıçlı rahim ağzı kanseri “AIDS tanımlayıcı durumlardan” biri olarak kabul edilmekte ve altta mutlaka HIV infeksiyonu aranmaktaymış. Günümüzde HIV ilaç tedavilerinin (ART) etkinliklerinin ve ulaşılabilirliklerinin artması ile birçok “AIDS ile ilişkili kanser “son derece nadir görülürken, rahim ağzı kanserinde aynı derecede bir azalma gözlenmemektedir. Düzenli ART kullanımına bağlı olarak HIV’in baskılanması, viral yükün azaltılması ve kişinin bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi birçok kansere karşı koruyucu etki sağlarken, HIV ilaç tedavisi (ART) HPV'ye karşı doğrudan etki göstermemekte ve HPV’nin kanserojen etkileri tedavi altında da devam etmektedir. Buna karşın, HIV viral yükünün belirlenemeyen seviyede olduğu (Bkz: Belirlenemeyen = Bulaştırmayan) olgularda HPV’nin etkileri daha hafiftir, daha geç ortaya çıkar ve virüsün temizlenme şansı daha yüksektir. HIV ile yaşayan kadınlarda, HPV, rahim ağzı kanseri öncüleri ve rahim ağzı kanseri arasındaki ilişkiyi maddeler halinde özetleyecek olursak, HIV ile yaşayan kadınlarda; HPV pozitifliği daha sıktır. Kanser oluşturma riski daha yüksek HPV tipleri daha sık görülür. HPV'nin vücuttan temizlenme şansı daha düşüktür. Rahim ağzı kanseri öncüsü bulguların (CIN 1,2 ve 3) görülme ihtimali 4-5 kat daha fazladır. HPV ye bağlı rahim ağzı kanseri görülme ihtimali daha yüksektir. Hafif rahim ağzı kanseri öncüsü bulguların (CIN1) kansere dönüşme süresi HIV ile yaşayan kadınlarda 3,2 yıl iken, genel toplumda 15,7 yıldır. Rahim ağzı kanserinden ölüm oranı daha yüksektir. Rahim ağzı kanseri öncü lezyonlarının tedavi sonrası nüks etme riski daha yüksektir. ART Rahim ağzı kanseri öncü lezyonlarının sıklığını azaltır. Normale dönme olasılığını arttırır. ART ile rahim ağzı kanseri öncü lezyonların her yıl %12,5 oranında normale dönebilir. Viral yükü yüksek olgularda radikal cerrahi işlemler öncesinde ART ye yeteri kadar şans tanınmalıdır. ART’nin düzenli kullanıldığı ve viral yükün baskılandığı olgularda, yukarıda sıralanan nedenlerle, HPV ile ilişkili rahim ağzı kanseri HIV ile yaşayan kadınlarda en önemli jinekolojik sorun haline gelmektedir. Bu nedenle yazının son bölümünde HIV ile yaşayan kadınlarda rahim ağzı kanserinden korunmak için atılması gereken adımları kısaca özetlemek yerinde olacaktır. 1.      Tanıdan sonraki üç sene, her yıl bir kez rahim ağzından sürüntü (PAP smear) aldırarak tarama yaptırmak gerekir. İlk taramanın kolposkopi denilen ve rahim ağzının boyanmasını takiben özel mikroskoplarla incelenmesini içeren bir yöntemle değerlendirilmesini öneren ekoller bulunmaktadır. 2.      HPV aşısı denilen ve dokuz değişik kanserojen HPV tipine karşı etkili aşı ile aşılanmak. Düzenli partnerin de aşılanması ilave koruma sağlayacaktır. 3.      ART tedavisine bağlı kalmak ve viral yükü belirlenemeyen seviyede tutmak. 4.      Kondom kullanmak: HPV pozitif olgularda bile kondom yeni tip HPV bulaşını engelleyebilir. Bilinmelidir ki birden fazla kanserojen HPV tipi ile enfekte olmak kanserojen dönüşüm riskini arttırmaktadır. 5.      Biyopsi ve tedavi eşiğini düşük tutmak. HIV ile yaşayan kadınlarda HPV ve kanser öncüsü lezyonların kansere dönüşümü görece daha hızlı ve daha az öngörülebilirdir. Bu nedenle kolposkopi, biyopsi ve tedavi işlemlerini uygulama konusunda tereddüt etmemek gerekir. 6.      Rahim ağzı taramalarına ömür boyu devam etmek (genel popülasyonda 65 yaşına kadardır). Sonuç olarak; HPV infeksiyonu ile ilişkili rahim ağzı kanserinden korunmak, erken tanımak ve tedavi etmek mümkündür. Burada en kritik nokta, sağlık hizmeti sağlayıcıları kadar, HIV ile yaşayan kadınların da aşılanma ve taranma konusunda talepkâr olmalarıdır. Örneğin rutin enfeksiyon hastalıkları kontrollerinin birini, jinekoloji kontrolleri ile eşleştirmek ve rahim ağzı taramalarını aynı gün yaptırmak bu anlamda pratik olabilir. Yine sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri ve özne dernekleri bu konuda farkındalığı arttırmak için bilgilendirme çalışmaları yapmalı, rahim ağzı kanseri taraması sunulan danışmanın rutin bir parçası haline getirilmelidir. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • HIV ilaç tedavisi, gebeliğin tetiklediği hipertansiyon riskini arttırır mı?

    Yayın tarihi: Mayıs 5, 2021 Yayına hazırlayan: Doç. Dr. Mehmet Serdar Kütük #UzmanindanHIV #hivhakkindahersey temasıyla Türkiye'nin *en çok başvurulan, güvenilir #hivbilgisi kaynağı www.kirmizikurdele.org'de harika bir #hivbilgisi yazısı. Uzmanından fakat sadece uzmanlara değil, konuyla ilgilenen ve bilgilerini güncellemek, geliştirmek isteyen herkese hitaben hazırlanan bu yararlı #hivbilgisi yazısı için, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Doç, Dr. M. Serdar Kütük'e sizler adına teşekkür ederiz. Gebeliğin tetiklediği *hipertansif hastalıklar ne demektir? Gebeliğin tetiklediği hipertansif hastalıklar (GTH), hamileliğin beşinci ayından sonra ortaya çıkan, tansiyon değerlerinde yükselikten, gebelik zehirlenmesi (preeklamksi) ve gebelik nöbetlerine (eklampsi) kadar değişen bir yelpazede, klinik seyir gösterebilen bir tablodur. GTH'nin en tipik şekli olan ve gebelik zehirlenmesi olarak da bilinen preeklampsi, hamileliğin ikinci yarısından sonra tansiyon değerlerinin yükselmesi ve buna eşlik eden yaygın ödem, idrarda protein çıkışı ve/veya diğer organ sistemlerinde izlenen bozukluklar olarak tanımlanır. Özellikle şiddetli formları, erken doğum, annenin yoğun bakımda kalması, anne ve bebek ölümlerinin en sık nedenlerinden biridir. GTH hakkında daha fazla fikir edinmek istiyor ancak tıbbi kitapların ağır dili ve karmaşık terminolojisinden çekiniyorsanız sizin için keyifli bir alternatif okuması önerebiliriz. Halide Edip Adıvar’ın Sinekli Bakkal romanının baş kahramanı Rabia’nın başına gelen şey burada bahsettiğimiz hastalık olan preeklampsidir. *Hipertansif hastalıklar nedir? Hipertansiyon, kan basıncının normalden yüksek olduğu durumlara denilir. Kan basıncı, pratiklik açısından, en sık manşon tansiyon aletleri ile ölçülür ve büyük/küçük kan basıncı olarak ifade edilir. Bu değerlerin sürekli şekilde, 140/90 mm Hg üzerinde olması durumunda hipertansiyon hastalığı söz konusu olabilir. Gebelikte HIV ilaç tedavisi (ART, Anti-Retroviral Tedavi) neden önemlidir? *www.kirmizikurdele.org'yi düzenl takip edenlerin çok iyi bildikleri üzere, gebelikte rutin HIV taranması, kombine ART tedavi ile viral yükün azaltılması ve emzirmenin başlatılmaması sayesinde HIV pozitif anneden bebeğe HIV bulaşısı riski %1'in altına kadar düşürülmüş, elde edilen başarılar, çocukluk çağı HIV hastalığının eradikasyonu (ortadan kaldırılması) umudunun yeşermesine yol açmıştır (1). Yukarıda bahsedilen stratejinin etkin olabilmesi için en önemli faktör, ART yardımı ile viral yükün doğumdan önce 1000 kopya/ml altına, B (Belirlenemeyen) seviyeye düşürülmüş olmasıdır. Güncel tabir ile ifade edersek B eşittir B - Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan prensibi, anne bebek arasındaki geçiş dinamikleri için de geçerlidir ve tedavide/gebelik süreci yönetiminde temel hedef olmalıdır. Anti-Retroviral ilaçlar (ART) gebelikte GTH riskini arttırır mı? Preeklapsi, temel olarak plasentadaki (bebeği besleyen ve anne bebek arasında dolaşım bağlantısı sağlayan yapı) kan damarlarının yeterli genişlik ve esnekliğe ulaşamaması durumudur. Yeteri kadar beslenemeyen plasenta, detayları doktorlar için bile fazlası ile karmaşık ve sıkıcı olan bir dizi reaksiyon ile, tüm organ sistemlerini etkileyen dolaşımsal ve iltihabi reaksiyonlara yol açar. Bu reaksiyonların çoğunda annenin bağışıklık sistemini oluşturan hücreler ve aracı moleküller kilit rol oynar. İşte tam bu noktada sorunsalın denklemi kurulur. #hivhakkindahersey okuma önerisi: HIV ve Hamilelik Bağışıklık sistemini çeşitli düzeylerde etkileyen HIV tedavisi ilaçları (ART) GTH gelişimini başlatır ya da şiddetlendirir mi? Basitçe açıklarsak GHT, annenin bağışıklık sisteminin, bebeğin plasentasına (eşine) karşı gösterdiği bir yanıttır ve HIV ilaç tedavisi (ART) almayan HIV annelerde bağışıklık sisteminin zayıflaması ile GTH sıklığı azalır (2,3). Bunun karşıtı ve sonucu olarak, tekli, ikili ve kombine ilaçların etkisiyle viral yükün azaldığı, bağışıklık sisteminin aktive olduğu olduğu olgularda GTH sıklığında artma gözlemlenmiştir (4). Özellikle Proteaz inhibitörleri ve Integraz inhibitörlerinin dahil olduğu tedavilerde, tansiyon yüksekliğinin daha belirgin olduğunu gösteren veriler bulunmaktadır (4-6). Eldeki tüm verilerin sentezi şeklinde yapılan analizler, HIV ilaç tedavisi (ART) kullanan kadınlarda riskin arttığını göstermekte, ancak riskin hangi tedavilerde daha yüksek olduğunu net şekilde ortaya koyamamaktadır (7-8). Kapsamlı analizlerin bir diğer direk ortak sonucu, eldeki verilerin standart olmayan çalışmalardan elde edilmesi ve kısıtlı olması nedeniyle daha fazla ve nitelikli veriye ihtiyaç olduğu yönündedir Sonuç Yukarıdaki tartışmadan ortaya çıkan üç önemli sonuç vardır; Bir, daha fazla kanıta ihtiyaç olmakla beraber, HIV ilaç tedavisi (ART) kullanan HIV ile yaşayan gebelerde gebeliğe bağlı tansiyon hastalıkları artıyor gibi görünmektedir. İki, GTH riski gebelikten kaçınmayı gerektirecek kadar büyük ya da yönetilemez değildir. Üç, gebelerde ART tedavisi ile elde edilen kazanımlar, GHT riski ile mukayese edilemeyecek kadar büyüktür. Önlem için ne yapılabilir? Akılda tutulması gereken en önemli nokta şudur; hiç bir faktör tek başına gebeliğe bağlı hipertansiyon oluşturamaz. Bu nedenle HIV ile yaşayan ART tedavi kullanan kadınların, -risk altındaki tüm diğer kadınlar gibi- gebelik öncesi dönemde GTH açısından diğer risk faktörlerini ortadan kaldırmaları gerekmektedir. Örneğin ideal vücut ağırlığına kavuşmaya çalışmak, sigarayı bırakmak, diyabetik hastaların kan şekerlerini düzenlemeleri, düzenli bir egzersiz programını sürdürmek bu önlemlerin başlıcalarıdır. Ayrıca ilave risk faktörü olan olgularda, erken dönemde aspirin başlanması, bebeği besleyen damarların Doppler (ultrasound) ile değerlendirilmesi ve elde edilen verilere göre takip programının planlanması son derece önemlidir. (Referanslar sayfa sonunda) www.kirmizikurdele.org #UzmanindanHIV (*Alexa, SimilarWeb karşılaştırmalı analizlerine göre Türkiye'nin en çok başvurulan #hivbilgisi kaynağı) Referanslar 1. Blanche S. Mini review: Prevention of mother-child transmission of HIV: 25 years of continuous progress toward the eradication of pediatric AIDS? Virulence. 2020 Dec;11(1):14-22. 2. Wimalasundera RC, Larbalestier N, Smith JH, de Ruiter A, McG Thom SA, Hughes AD, Poulter N, Regan L, Taylor GP. Pre-eclampsia, antiretroviral therapy, and immune reconstitution. Lancet. 2002 Oct 12;360(9340):1152-4. 3. Hall D, Gebhardt S, Theron G, Grové D. Pre-eclampsia and gestational hypertension are less common in HIV infected women. Pregnancy Hypertens. 2014 Jan;4(1):91-6. 4. Tooke L, Riemer L, Matjila M, Harrison M. Antiretrovirals causing severe pre-eclampsia. Pregnancy Hypertens. 2016 Oct;6(4):266-268. 5. Premkumar A, Dude AM, Haddad LB, Yee LM. Combined antiretroviral therapy for HIV and the risk of hypertensive disorders of pregnancy: A systematic review. Pregnancy Hypertens. 2019 Jul;17:178-190. 6. Saums MK, King CC, Adams JC, Sheth AN, Badell ML, Young M, Yee LM, Chadwick EG, Jamieson DJ, Haddad LB. Combination Antiretroviral Therapy and Hypertensive Disorders of Pregnancy. Obstet Gynecol. 2019 Dec;134(6):1205-1214. 7. Nourollahpour Shiadeh M, Behboodi Moghadam Z, Adam I, Saber V, Bagheri M, Rostami A. Human infectious diseases and risk of preeclampsia: an updated review of the literature. Infection. 2017 Oct;45(5):589-600. 8. Nourollahpour Shiadeh M, Riahi SM, Khani S, Alizadeh S, Hosseinzadeh R, Hasanpour AH, Shahbazi M, Ebrahimpour S, Javanian M, Fakhri Y, Vasigala V, Rostami A. Human Immunodeficiency Virus and risk of pre-eclampsia and eclampsia in pregnant women: A meta-analysis on cohort studies. Pregnancy Hypertens. 2019 Jul;17:269-275.

  • Sıra dışı bir hekim; Muzaffer Fincancı

    Tanımayan mutlaka tanımalı, tanıyan daha iyi tanımalı! Gönüllümüz Arda Karapınar'ın ilk olarak Klinik Plus Dergisi'nin 2. Sayısında yayımlanan bu yazısı, ismi pek çok insan tarafından duyulmuş olsa da hakkında pek az şey bilinen efsane hekim Muzaffer Fincancı hakkında. Toplumun kendisine misyon biçmesini beklemeden kendi misyonlarını kendisi biçen, başkalarının yapmalısın dediklerini değil kendisinin yapmalıyım dediklerini yapan Muzaffer Fincancı'nın hikayesinde hepimize hitap eden noktalar, hepimiz için dersler var. Genç hekimlere tavsiyeleri sorulduğunda "sevmiyorlarsa yapmasınlar!" diyecek kadar doğal ve net konuşan Muzaffer Fincancı hakkındaki bu keyifli yazıyı herkes okumalı. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Arda Karapınar, Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı, HIV Glasgow 2024 Bilim Kurulu Üyesi Yayın tarihi: Aralık 14, 2023 Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. 13 yılı aşan bir süredir HIV alanındayım ve bu süre zarfında tanıştığım, birlikte çalışma fırsatı bulduğum hekimler arasında hem işime yaklaşımımı, hem de aktivizm perspektifimi şekillendirmemde etkileri olan, karizmalarıyla dünya görüşümü de etkilemiş birkaç profil var. O hekimleri bu sayıdan itibaren belirli aralıklarla Klinik Plus’a konuk etmeye karar verdiğimde kendime bu röportajlara kiminle başlamam gerektiğini sordum ve cevap oldukça netti; Muzaffer Fincancı. Çünkü bence Muzaffer Fincancı’yı tanımayan mutlaka tanımalı, tanıyan daha iyi tanımalı. Muzaffer Hoca kesinlikle sıra dışı, zihinde ilk anda beliren hekim imajlarıyla tarif edilemeyecek, kendisini ‘’toplumun bana misyon biçmesini beklemeyen, kendi misyonlarını kendisi biçen, ‘’yapmalısın’’ denilenleri değil ‘’yapmalıyım’’ dediklerimi yapan birisi’’ olarak ifade eden, ezber bozan bir profil. 2017 yılında Kırmızı Kurdele İstanbul için Türkiye’de bir ilk olarak düzenlediğimiz #RedRibbonGala’da, davulcusu olduğu Burcaz isimli jazz grubu ile sahne de alan Muzaffer Hoca’yı sakin bir Cumartesi günü aradım ve Klinik Plus okurlarının maalesef sadece bir kısmını okuyabilecekleri hayli keyifli ve eğlenceli bir röportaj kaydettim. Aslında Muzaffer Hoca gibi özgün bir karakterle muhabbet ederken klişeye düşmekten çekinmek gerekir. Fakat gençlere tavsiyeler sormak bu tip röportajların şanından olduğu için kendimi bu klişeye kurban etmem zaruriydi. Neyse ki karşımda, sonda söylenecek şeyi başta söylemekten imtina etmeyen ve basit gibi görünen ama hayat boyu duyacağınız en iyi tavsiyelerden birini bir çırpıda söylemeye mahir birisi var; ‘’seviyorlarsa yapsınlar, sevmiyorlarsa yapmasınlar!’’. ‘’Zorla, sürekli şikâyet edilerek yapılacak bir iş değil bu iş. Şikâyet etmek ise zaten çok yanlış bir şey. Şikâyetlik bir durum varsa ya değiştirirsin ya da yapmazsın. Hekimlik zor ve fedakârlık gerektiren bir iş. Hele de ün bekleyerek, takdir bekleyerek yapılacak bir iş hiç değil. İnsanın her şeyden, herkesten önce kendisinden memnun olması gerekir hekimlik yaparken." Kadıköy Maarif Koleji'nin ardından Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitiren Muzaffer Hoca ihtisasını Haydarpaşa Numune’de yapmış, ki kendisini birdenbire Türkiye’nin ilk AIDS olgularının içinde bulması tam olarak o döneme denk geliyor. O yılların Türkiyesi'nin AIDS ile ilgili sağlık hizmetleri sunumunu ise şöyle özetliyor Muzaffer Hoca; ‘"Zaten sadece iki tane hastane, Haseki ve Haydarpaşa vardı AIDS olgularını kabul eden. Doğrusunu istersen hastaları yatırıyorduk ama ne yapacağımızı biz de pek bilmiyorduk. Çünkü virüs henüz tanımlanmıştı ve hastalık hakkında bilgi azdı. Fakat ben İngilizce bilmenin avantajı ile yabancı yayınları takip ettim, mümkün oldukça yurt dışına gidip oralardaki gelişmeleri izledim ve onları burada uygulamaya çalıştım. Dolayısıyla bu işle ilgilenen birkaç kişiden biri oldum." Tabi Muzaffer Hoca’nın evrensel doğruyu arayan ve ettiği Hipokrat yemini ile uyumlu tutumu, konuyu sansasyonel boyutuyla ele alarak hastayı damgalamayı tercih eden meslektaşlarının primitif tutumlarıyla sürekli olarak çatışıp durmuş.  Muzaffer Hoca’nın, AIDS’e pejoratif anlamlar yükleyenlerin çoğunlukta olduğu bir dönemde, hasta bakıcıların bile dokunmak istemediği bir hastayı kucaklayarak banyo yaptıran bir hekim olduğunu öğrendiğinizde, onu farklı yapan şeyin kurgulanmış bir orijinal ya da karizmatik olma girişimi değil, hekimliğe yaklaşımı, yüksek öz saygısı ve en çok da ‘’insan’’lığı olduğunu teyit etmek hiç de zor değil. Muzaffer Hoca’nın hasta/insan haklarını meslek pratiği önceliği olarak benimseyen su sızdırmaz karakterinden, dönemin bazı basın mensupları da nasiplerini almış. Öyle ki, bütün tembih ve ikazlara rağmen yatan hastaların odalarına girip, onların isimlerini ve yüzlerini ifşa edecek şekilde haber yapmakta ısrar eden birkaç kişiyi yaka paça hastaneden atmışlığı bile var Muzaffer Hoca’nın. Umarım bu hızlandırılmış meslek etiği ve insanlık dersini iyi anlamıştır o basın mensupları! Bugünlerde emekliliğin keyfini süren Muzaffer Hoca’ya emeklilik hayatının nasıl geçtiğini de soruyorum. ‘’Emekli olmaktan ötürü mutluyum. Çünkü hekim olarak yapacağımı yaptığımı inandığım bir noktada, iyi hekimlerin yetişmesine de katkım olduğunu görünce gönül rahatlığıyla bıraktım. Üstelik onlar sadece iyi hekim değil, iyi insanlar oldular. Benim hekimlik yaptığım dönemle, bugün arasında HIV açısından bir kıyas yaptığımda hem tedavi olanaklarının hem de hekimlik hizmet sunumunun olumlu yönde geliştiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Arkamızdan güzel insanlar yetişti. Bunda katkım olmasından ötürü sevinçliyim. Gözüm arkada değil’’. Emeklilik kararından sonra, yaptığı diğer şeylerin yanında yazı çalışmalarına özel bir ilgi ve zaman ayıran Muzaffer Hoca ‘’Bir Zaman Meselesi’’ ve ‘’Çok Uzakta, Dünya’da’ isimli iki de roman yayınladı. Özellikle kurgu/ütopya türünde okumayı sevenlerin kesinlikle okuması gerektiğine inandığım romanlara exispress.com adresinden erişilebilir. Yazıyı Muzaffer Hoca’dan bir başka tavsiye ise bitireyim; ‘’Hayat hekimlikten ibaret değil! Başka şeylerle de ilgilenmek, ilgi alanlarını bulmak gerekir. Hayatı hekimlikten ibaret saydığınızda tek yönlü bir bakış açınız olacağı için isteseniz de iyi hekim olamazsınız zaten’’. Bence başka söze hacet yok. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • Dünya AIDS Günü 2023 Bildirisi; AIDS'siz bir gelecek mümkün mü?

    Click here for English 2017 yılından bu yana düzenli olarak yayınladığımız Dünya AIDS Günü Türkiye Bildirileri'nin bu yılki başlığı; #AIDSsizbirgelecek mümkün mü? Kırmızı Kurdele İstanbul ve Pozitif Yaşam Derneği ortak imzasıyla duyurulan Dünya AIDS Günü 2023 Bildirisi'nde Dünya AIDS Günü'nün önemini hatırlatıyor, küresel AIDS cevabının başarısı açısından yüzleşilmesi gereken bazı noktalara dikkat çekiyor ve Türkiye'nin AIDS cevabının gerçekten başarılı olabilmesi için komünitenin taleplerini iletiyoruz. Bildiriyi aşağıda okuyabilir, bit.ly/dunya-aids-gunu-2023-bildirisi adresinden PDF olarak indirebilirsiniz. www.kirmizikurdele.org Herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü M. Yayın tarihi: Kasım 27, 2023 Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. 1 Aralık 2023 Dünya AIDS günü Türkiye bildirisi; #AIDSsizbirgelecek mümkün mü? Son 35 yıla baktığımızda, HIV alanında oldukça önemli bilimsel ilerlemeler kaydedildiğini görüyoruz... Fakat bütün bunlar yeni HIV olgularını sıfır düzeyine indirme ve HIV ile ilişkili damgalama ve ayrımcılığı sonlandırma hedeflerine varmayı henüz kolaylaştırmıyor maalesef... #AIDSsizbirgelecek ancak hep birlikte çalışır, öznelere hak ettikleri değeri verir ve onları olmaları gereken yere, hareketin liderliğine konumlandırırsak mümkün. Aksi halde benzer talepleri her yıl tekrar etmeye devam eder; ne #AIDSsizbirgelecek kurabilmiş ne de HIV ile ilişkili damgalama ve ayrımcılığı bitirebilmiş oluruz. Büyük insanlığın iklimsel, sosyal, ekonomik ve temel haklar ve hürriyetler bağlamında ortak bir krizin içinde olduğu bir ortamda, hatta bir kavşak noktasındayız. Tam da bu noktada, ilk kez raporlandığı 1981 yılından bu yana insanlığın deneyimlediği en sarsıcı pandemilerden biri olan AIDS etrafındaki eşitsizliklerin maalesef artarak yaşanmaya devam ettiğini, bu yıl 35. kez düzenlenen Dünya AIDS Günü ile hatırlatıyoruz. 1988 yılından bu yana her yıl düzenlenen bu etkinlik, yitirdiğimiz insanları onurlandırmak için bir fırsat, HIV ile ilişkili damgalama ve ayrımcılığı sona erdirmek için verilen küresel mücadelenin hatırlatıcısı ve AIDS’siz bir geleceği hep birlikte inşa etmek için bir toplanma çağrısı. Son 35 yıla baktığımızda, HIV alanında oldukça önemli bilimsel ilerlemeler kaydedildiğini görüyoruz. Günde sadece tek tablete düşen ilaç tedavisi ART(1), etkin bir bulaş önleyici olarak PrEP(2), etkin ilaç tedavisi sayesinde vücutlarındaki HIV’in baskıladığı HIV pozitiflerden cinsel partnerlerine virüs geçişi olmayacağını bilimsel olarak kanıtlayan Belirlenemeyen = Bulaştırmayan (B=B) (3) gibi gelişmelere ek olarak, tedavide uzun etkili enjeksiyon formlar kullanıma giriyor. Bununla birlikte çok sayıda insanı hızlıca ve çok daha düşük maliyetle test etmemizi sağlayan imkanlar da yaygınlaşıyor. Dünya Sağlık Örgütü bu yıl yayınladığı bir belge(4) ile HIV ilaç tedavisi ve Belirlenemeyen = Bulaştırmayan sayesinde, HIV geçişi riskinin sıfır olduğunu resmi olarak duyurdu ve AIDS tarihinde ilk kez görülen resmi bir netlik ile #RiskSıfır dedi. Fakat bütün bunlar yeni HIV olgularını sıfır düzeyine indirme ve HIV ile ilişkili damgalama ve ayrımcılığı sonlandırma hedeflerine varmayı henüz kolaylaştırmıyor maalesef. 2021 yılı bildirimizde “geçtiğimiz kırk yılın deneyimi gösterdi ki, küresel AIDS hedeflerine ulaşmak ancak, sivil toplumun eşit haklara sahip bir paydaş olarak tüm süreçlere dâhil edilmesiyle ve merkeze özneyi alan, insan hakları temelli ve karşılıklı saygıya dayalı bir yaklaşımla mümkün olacak” demiştik. Dünya AIDS Günü 2023’ün uluslararası temalarına baktığımızda başta UNAIDS olmak üzere pek otoritenin “Let communities lead” (Özneler öncülük etmeli) olduğunu sevinerek görüyoruz. Ancak Dünya genelinde HIV’e ayrılan maddi kaynakların ve politik ilginin giderek azaldığı da bir gerçek. Hal böyleyken, öznelerin küresel AIDS cevabına nasıl öncülük edeceği sorusuna en az sloganın kendisi kadar odaklanılmalı. Aksi halde, küresel AIDS cevabının başarısızlığa uğradığı bir durumunda bundan öznelerin sorumlu tutulması işten bile değil. UNAIDS’in(5) 2025 yılında erişmeyi umduğu 95-95-95(6) hedeflerindeki genel duruma baktığımızda, oldukça cesaretlendirici başarı öyküleri ve hatta yeni HIV olgularını neredeyse sıfıra indirebilmiş ilham verici örnekler görüyoruz. Bu örneklerin neredeyse tamamının kaynak ve politik ilgi azlığı sıkıntısı yaşamayan ülkeler olması, küresel AIDS cevabına öznelerin öncülük etmesinin yetmeyeceğinin kanıtı. Nitekim Türkiye’nin de dâhil olduğu Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) ile Doğu Avrupa ve Merkez Asya (EECA) bölgeleri, genel resmin aksine yeni HIV olgularının ve HIV ile ilişkili damgalama ve ayrımcılığın arttığı iki bölge konumundalar. Oysa bilimsel gelişmeler hem yeni HIV olgularını hem de HIV ile ilişkili damgalama ve ayrımcılığı sıfırlamayı sağlayacak etkili araçlar sunuyor. Türkiye HIV sivil toplumunun paydaşları olarak 35. Dünya AIDS gününde, küresel hedeflere ve AIDS’siz bir ortak geleceğe ulaşma yolunda kritik bir dönüm noktasında olduğumuzun altını tekrar çiziyoruz. Bu bağlamda, ülkemizin etrafına da örnek olacak başarılı bir AIDS cevabında olmazsa olmaz olduğuna inandığımız araçlara dair önerilerimiz şunlardır; -Anonim HIV testi imkanlarının ve kendin yap testlerin önündeki yasal engellerin kaldırılarak HIV testlerine erişimin kolaylaştırılması, -Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programı (2019-2024)’nin(7) ve Kontrol Programı’nda önerilen sivil toplum faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi için kamu bütçesinden kaynak yaratılması, -Etkili bir bulaş önleme yöntemi olan PrEP'in herkes için kolayca erişilebilir hale getirilmesi, -Belirlenemeyen = Bulaştırmayan gibi geniş kabul görmüş net mesajların, resmi tedavi rehberlerine dâhil edilmesi ve tüm branşlarda bilinir ve önerilir hale getirilmesi, -HIV olgularının en çok görüldüğü şehir olan İstanbul’un, çerçevesi Birleşmiş Milletler'in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin 3.3 numaralı maddesine dayanan Fast Track Cities (Hızlı Erişim Şehirler) (8) ağına dâhil olması için gerekli adımların atılması, -Tüm bu süreçlere UNAIDS’in önerdiği gibi öznelerin ve HIV sivil toplumunun liderlik etmesi. Sivil toplum kuruluşları olarak bu bildirileri düzenli olarak yayınlamaya başladığımız 2017 yılından beri, birlikte çalışma irademizi ve Türkiye’nin potansiyeline yakışır bir AIDS cevabına liderlik edebileceğimizi her fırsatta tekrarladık. Bu yaklaşımın 2023 yılında UNAIDS tarafından da önerilmiş olması, motivasyonumuzu ve azmimizi tazeliyor. Bu motivasyonla bir kez daha tekrar etmek istiyoruz; #AIDSsizbirgelecek ancak hep birlikte çalışır, öznelere hak ettikleri değeri verir ve onları olmaları gereken yere, hareketin liderliğine konumlandırırsak mümkün. Aksi halde benzer talepleri her yıl tekrar etmeye devam eder; ne #AIDSsizbirgelecek kurabilmiş ne de HIV ile ilişkili damgalama ve ayrımcılığı bitirebilmiş oluruz. Kırmızı Kurdele İstanbul & Pozitif Yaşam Derneği Geçtiğimiz yılların Dünya AIDS Günü bildirileri için www.kirmizikurdele.org/bildiriler adresini ziyaret edebilir, #AIDSsizbirgelecek mümkün mü? başlıklı Dünya AIDS Günü 2023 Bildirisi'ne PDF belgesi olarak erişmek ve dipnotları okumak için buraya tıklayabilirsiniz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • Klinik Plus Dergisinin 6. Sayısı yayında

    HIV Enfeksiyonu Derneği'nin "HIV enfeksiyonuna aktüel yaklaşım" sloganıyla hekimlere ve sağlık profesyonellerine yönelik olarak bilimsel, sanatsal ve güncel içeriklerle ''hem sağlığın tüm alanlarından uzmanlara HIV enfeksiyonuna yönelik güncel ve aktüel bilgileri ulaştırmak, hem de HIV’in üzerindeki negatif ve belirli bir toplum grubuna aitlik algısını yıkarak, HIV’i normalleştirmek'' hedefiyle hazırladığı ve Klinik Plus Dergisi'nin 6. sayısı yayında. Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı kirmizikurdele.org ilk 5 sayıda olduğu gibi 6. sayıya da #hivbilgisi içerikleri ile katkı sunuyor. www.kirmizikurdele.org Herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü B. Yayın tarihi: Aralık 2, 2023 (Türkiye’nin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. Editörlüğünü HIV Enfeksiyonu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak'ın yaptığı dergide, *Doç. Dr. Figen Yıldırım, Antalya’daki HIV Enfeksiyonu Salgını, *Prof. Dr. Hayat Karaosmanoğlu Kumbasar, Sanat Terapi ve HIV, -Uzm. Dr. Esra Zerdali, Özel Dosya Konusu: Istanbul ve HIV Enfeksiyonu, -Uzman Diyetisyen Hilal Doğan Güney, Fonksiyonel Beslenme Aracılığıyla Bağışıklık Güçlendirme, -Aktivist Yağmur Şenoğuz, Yeni Bir Başlangıç, başlıklı yazıları yer alırken, Dünya AIDS Günü 2023 dolayısıyla Kırmızı Kurdele İstanbul ve Pozitif Yaşam Derneği imzasıyla yayınladığımız #AIDSsizbirgelecek mümkün mü başlıklı bildirimizle birlikte, HIV ile İlişkili Damgalama ve Ayrımcılık Hala Büyük Bir Problem başlıklı #hivbilgisi yazımız ve HIV Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar, HIV ile Mücadele Kongre ve Konferanslarla Güçleniyor, EACS 19. Avrupa HIV Konferansı 18-21 Ekim 2023, Film Eleştirisi: Pose (Dizi), Film Eleştirisi: Paris 5:59 Theo & Hugo, başlıklı editöryal içerikler yer alıyor. Güvenilir #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #kirmizikurdeleistanbul olarak, Türkiye'de bir ilk olan ve alandaki önemli bir eksikliği dolduran Klinik Plus dergisine #hivbilgisi içeriği sağlamaya gelecek sayılarda da devam edeceğiz. Klinik Plus Dergisinin 6. ve tüm sayılarını buraya ya da yukarıdaki görsele tıklayarak okuyabilirsiniz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • World AIDS Day 2023 Türkiye Declaration; Is an AIDS-free future possible?

    As the HIV community in Türkiye, we have been regularly publishing World AIDS Day Declarations since 2017. This year's declaration title is: Is an #AIDSfreefuture possible? In the World AIDS Day 2023 Declaration, co-signed by Red Ribbon Istanbul and Positive Living Association, we remind the importance of World AIDS Day, draw attention to some points that need to be faced for the success of the global AIDS response, and convey the demands of the community for Türkiye's AIDS response to be truly successful. You can read the declaration below and download it as PDF from bit.ly/WAD2023-Turkiye Red Ribbon Istanbul #AllAboutHIV Turkiye's HIV information provider World AIDS Day 2023 Türkiye Declaration; Is an #AIDSfreefuture possible? Looking back over the last 40 years, we see that there have been significant scientific advances in the field of HIV... Unfortunately, this does not yet make it easier to achieve the goal of zero new HIV cases because of the persistent HIV-related stigma and discrimination. #AIDSfreefuture is only possible if we work together, give the subjects the value they deserve, and position them where they should be in the leadership of the movement. Otherwise, we will continue to repeat similar demands every year, and we will neither be able to build an #AIDSfreefuture nor end HIV-related stigma and discrimination. We are in an environment, even at a crossroads, where humanity is facing a common climatic, social, economic, and fundamental rights and freedoms crisis. At this very point, we are reminded with World AIDS Day, which is being organized for the 35th time this year, that the inequalities around AIDS, one of the most shocking pandemics that humanity has experienced since it was first reported in 1981, unfortunately, continue to increase. This annual event, which has been organized since 1988, is an opportunity to honor the people we have lost, a reminder of the global struggle to end HIV-related stigma and discrimination, and a rallying call to build an AIDS-free future together. Looking back over the last 40 years, we see that there have been significant scientific advances in the field of HIV. In addition to advances such as ART, a drug treatment that reduces to just one tablet a day, PrEP as an effective transmission preventive, Undetectable = Untransmittable (U=U), which scientifically proves that HIV-positive people who have HIV suppressed by effective drug treatment cannot transmit the virus to their sexual partners, long-acting injection forms are being used in treatment. At the same time, facilities that allow us to test large numbers of people quickly and at a much lower cost are becoming widespread. In an official document published this year, the World Health Organization announced with such clarity for the first time in the history of AIDS that the risk of HIV transmission is zero thanks to HIV drug treatment and #UequalsU. Unfortunately, this does not yet make it easier to achieve the goal of zero new HIV cases because of the persistent HIV-related stigma and discrimination. In our 2021 declaration, we, the Turkish HIV Community, stated that “the experience of the past four decades has shown that achieving the global AIDS goals will only be possible with the inclusion of community as a stakeholder with equal rights in all processes and an approach that puts the subject at the center, based on human rights and mutual respect.” When we look at the international themes of World AIDS Day 2023, we happily see that many authorities, especially UNAIDS, are saying, “Let communities lead”. However, it is also a fact that the financial resources allocated to HIV and political attention towards it worldwide are gradually decreasing. And yet, the question of how communities will lead the global AIDS response should be as much a focus as the slogan itself. Otherwise, in the event of a failure of the global AIDS response, it is easy to blame the Communities. When we look at the overall situation in the Global AIDS 95-95-95 targets that we hope to achieve by 2025, we see some very encouraging success stories and even inspiring examples of countries that have been able to reduce new HIV cases to almost zero. The fact that almost all of these examples are in countries with no shortage of resources and political attention is proof that it is not enough for individuals to lead the global AIDS response. As a matter of fact, MENA and EECA, including Türkiye, are regions where new HIV cases and HIV-related stigma and discrimination are on the rise, contrary to the general picture. However, scientific advances offer effective tools to eliminate both new HIV cases and HIV-related stigma and discrimination and end AIDS deaths. As stakeholders of the HIV civil society of Türkiye, we reiterate on the 35th World AIDS Day that we are at a critical crossroads in achieving global goals and a common future without AIDS. In this context, our recommendations on the tools that we believe are indispensable for a successful AIDS response that will set an example for the rest of the world are as follows; - Facilitating access to HIV testing by removing legal barriers to anonymous HIV testing and do-it-yourself testing, - Funding from the public budget for the implementation of the Türkiye HIV/AIDS Control Program (2019-2024) and the civil society activities recommended in the Control Program, - Making the PrEP easily accessible to all, - Including clear and widely accepted messages, such as Undetectable = Untransmittable, in official treatment guidelines and making them known and recommended in all branches, - Taking the necessary steps to include Istanbul, the city with the highest incidence of HIV, in the Fast Track Cities network, the framework of which is based on Article 3.3 of the United Nations Sustainable Development Goals, - All these processes should be led by subjects and HIV civil society, as recommended by UNAIDS. Since 2017, when we started publishing these declarations regularly as the Turkish HIV society, we have reiterated at every opportunity our commitment to work together and lead an AIDS response worthy of Türkiye's potential. The fact that this approach was also recommended by UNAIDS in 2023 renews our motivation and determination. With this motivation, we would like to reiterate once again; #AIDSfreefuture is only possible if we work together, give the subjects the value they deserve, and position them where they should be in the leadership of the movement. Otherwise, we will continue to repeat similar demands every year, and we will neither be able to build an #AIDSfreefuture nor end HIV-related stigma and discrimination. Red Ribbon Istanbul @redribbontr Positive Living Association @pozitifyasamdernegi About Red Ribbon Istanbul (RRI): RRI is an HIV information provider and civil society organization that aims to produce and spread evidence-based HIV information in Turkish in an easy-to-understand language and applicable for all parts of society, especially for key populations, based on the right to access information and the right to access treatment. With the know-how of its founders and members who have gained experience in different areas, it aims to make scientific HIV information accessible to all parts of society with the principle of evidence-based activism. It aims to raise Türkiye to the level of an essential and respected part of the international HIV activism agenda with its representation at all levels of reputable congresses, conferences, platforms, working groups, etc., worldwide. In 2019, RRI was selected as one of Türkiye's 11 outstanding NGOs in an event at the European Parliament. Since 2021, RRI has been organizing the first and only community-based HIV Conference in the MENA and EECA region under the #HIVIstanbul brand. About Positive Living Association (PLA): Positive Living Association was founded in 2005 to defend the fundamental rights of individuals living with HIV, to ensure their empowerment and solidarity by organizing, to increase their level of knowledge, to combat prejudices, and to raise HIV awareness. In 2006, the Positive Life Support Centre was established. This center, which is also the management office of the association, has become a center where people living with HIV can receive services in confidentiality without worrying about privacy, socialize with the activities organized, and participate in training. The Positive Living Support Centre has become a roof institution that transfers the knowledge and experience it has gained over the years to public institutions, local governments, non-governmental organizations, as well as all institutions and individuals interested in the subject and produces projects that facilitate the lives of individuals living with HIV and defend their rights.

  • 15 ülkenin temsil edildiği Synapse Forum'un açılış konuşmasını yaptık!

    Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü S. Yayın tarihi: Mayıs 28, 2021 15 farklı ülkeden katılımcıların bulunduğu, 2021 yılının önemli HIV temalı etkinliklerinden biri olan Synapse Ayrımcılık Karşıtı Forumun açılış konuşmasını ve sunumunu kurucumuz/tedavi aktivisti Arda Karapınar yaptı. With participants from 15 different countries, our volunteer and treatment activist Arda Karapınar made the opening speech and presentation of Synapse Anti-Discrimination Forum, one of the essential HIV-themed events of 2021. 24 Mayıs 2021 tarihinde, pandemi sebebiyle dijital olarak gerçekleşen Synapse Ayrımcılık Karşıtı Forum'da aralarında İngiltere, Yunanistan, Portekiz'in da bulunduğu 15 Avrupa ülkesinden katılımcılar HIV'e ilişkin ayrımcılığa dair tecrübe paylaşarak, ortak çalışma imkanlarını tartıştılar. Gönüllümüz Arda Karapınar'ın, Kırmızı Kurdele İstanbul'un ilk ve öncü imzacılarından biri olduğu küresel Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan (#BesittirB) kampanyasının dünya çapındaki başarısına ve ayrımcılık karşıtı etkilerine odaklandığı açılış konuşması ile başlayan forum, disiplinler arası çalışmalar ve uluslararası iş birliklerinin önemine ilişkin atölye çalışmalarıyla devam etti. Türkiye HIV sivil toplumun önemli seslerinden biri olan Pozitif-iz Derneği'nden Önder Bora'nın da katılım ve katkılarıyla değer kattığı forumu, Türkiye'nin uluslararası HIV aktivizmi sahnesinde görünürlüğünün arzu edilen seviyelere ulaşması çabalarında önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz. Temel motivasyonlarından biri Türkiye'nin uluslararası HIV aktivizmi sahnesinin üretken ve öncü örneklerinden biri olarak yüksek görünürlüğe ulaşması olan Kırmızı Kurdele İstanbul, başta küresel B eşittir B kampanyası olmak üzere, Synapse Forum, kongreler, konferanslar vb. etkinliklerde etkin roller almak ve Türkiye'ye ilgi aktarmak için çalışmaya devam edecek. Bu amaçla sürdürdüğümüz çalışmalara destek olan, başta gönüllülerimiz olmak üzere herkese teşekkürler. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • İstanbul'u Hızlı Erişim Şehir (Fast Track City) yapmak hedefinde ilk adım toplantısı

    Fast Track City/Hızlı Erişim Şehir ne demek? İstanbul Hızlı Erişim Şehir olabilir mi? Süreç nasıl işliyor? Sürecin temel belgesi olan Paris Deklarasyonu ne söylüyor? Paris Deklarasyonu'nun Türkçe çevirisi. İyi okumalar. #kirmizikurdeleistanbul #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Arda Karapınar, Tedavi Aktivisti, Topluluk Yazarı Yayın tarihi: Mart 14, 2023 Güvenilir #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. İstanbul'u Fast Track City/Hızlı Erişim Şehir (FTC) yapmak hedefinde ilk adım ve tanışma toplantısı Fast-Track Cities Institute Bölgesel Başkan Yardımcısı Gonçalo Lobo'nun katılımı ve Kırmızı Kurdele İstanbul'un organizasyonuyla İstanbul'da gerçekleşti. (The very first meeting to make Istanbul a Fast Track City was held with the participation of Gonçalo Lobo, Regional Vice President of Fast-Track Cities Institute. Red Ribbon Istanbul, the leading NGO in its field, which aims to bring a Fast Track City concept to Türkiye, organized the meeting.) İlk adım toplantısına bir şehrin Hızlı Erişim Şehir olabilmesi sürecinin temel paydaşları olan sivil toplum kuruluşu temsilcileri, aktivistler, ilaç endüstrisi ve kamu yönetimi temsilcileri katıldı. Afrika, Asya Pasifik, Avrupa, Kuzey Amerika, Latin Amerika ve Ortadoğu'dan onlarca şehrin dahil olduğu bir ağ ve ortak hedefler ağı olan Fast Track Cities/Hızlı Erişim Şehirler konusu Türkiye'de kapsamlı bir biçimde ilk kez Sivil Toplum HIV Konferansı #HIV2022İstanbul'da özel bir oturum ile tartışılmış ve yerel HIV topluluğunun ilgisine sunulmuştu. Fast Track City/Hızlı Erişim Şehir tam olarak nedir? FTC girişimi Uluslararası AIDS Bakımı Sağlayıcıları Derneği (IAPAC) tarafından başlatılan ve ilk olarak Paris Şehrinin katılımıyla duyurulan bir girişim. FTC Girişiminin temel belgesinin *Paris Deklarasyonu almasının sebebi de bu. (Kırmızı Kurdele İstanbul'un Türkçeye çevirdiği Paris Deklarasyonu'nu sayfa sonunda bulunan butona tıklayarak indirebilirsiniz.) Fast Track Cities/Hızlı Erişim Şehirler çerçevesini, Birlemiş Milletler'in "Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri"'nin "2030’a kadar AIDS, tüberküloz, sıtma ve ihmal edilen tropikal hastalık salgınlarının sona erdirilmesi ve hepatit, su yoluyla bulaşan hastalıklar ve diğer bulaşıcı hastalıklarla mücadele edilmesi" cümlesini içeren 3.3 maddesi ve UNAIDS'in *95-95-95 hedefleri kapsamında belirliyor. (Birinci 95: Dünya genelindeki tüm HIV pozitiflerin en az % 95'inin tanı alması yani HIV pozitif olduklarını biliyor olmaları. İkinci 95: Dünya genelindeki tüm HIV pozitiflerin en az % 95'inin HIV tedavisi ilaçları'na (ART) eriştirilmiş olması. Üçüncü 95: HIV tedavisi ilaçları kullanmaya başlayan HIV pozitiflerin en az % 95'inin viral yüklerinin (kanda ölçülebilen HIV miktarı) HIV'in bulaştırılmasını önleyen *B seviyeye baskılanması. (*B seviye: Belirlenemeyen = Bulaştırmayan B=B) ) Süreç nasıl işliyor? Bu ağa dahil olan şehirler, ortak hedeflere erişebilmek için *Paris Deklarasyonu'nda belirtilmiş taahhütlere imza atıyor ve şehirde faaliyet gösteren aynı hedeflere odaklanmış Sivil Toplum Kuruluşları ve tüm paydaşlarla birlikte çalışıyorlar ve süreçte alınan aksiyonların içeriği ve hızına göre ilgili şehir Fast Track City/Hızlı Erişim Şehir (FTC) niteliği kazanıyor. Bir şehrin Fast Track City/Hızlı Erişim Şehir (FTC) olması, o şehirdeki herkesin test ve tedavi hizmetlerine zahmetsiz, hızlı ve ayrımcılığa maruz kalmadan erişebildiği anlamına geldiği gibi şehrin dünyada algılanış biçimine ve marka değerine yüksek katkılar yaptığı için günümüzde pek çok şehir yönetimince özellikle tercih ediliyor. İstanbul Fast Track City/Hızlı Erişim Şehir olabilir mi? Olmalı ve elbette olabilir. Çünkü İstanbul Dünya'nın en yüksek nüfuslu, bilinen ve önem atfedilen şehirlerinden biri olarak pek çok kültür için sembol niteliğinde bir şehir ve İstanbul'un Hızlı Erişim Şehir olma vizyonuyla hareket etmesi hem pratik açıdan hem de simgesel olarak çok değerli. Her şeyden önce İstanbul kent sakinleri herkes için yüksek standartta ve eşit sağlık hizmetlerini en az bir Paris, Atina, Brüksel, Londra, Beyrut, Meksiko, Varşova kent sakini kadar hak ediyor. Buna ek olarak İstanbul'un Hızlı Erişim Şehir olma vizyonu kazanmasının pek çok politik kazanımı olacaktır. Bu yüzden İstanbul kesinlikle Hızlı Erişim Şehir olmalı, bunun için tüm paydaşlar birlikte çalışmalı ve süreç ne kadar uzun ne kadar zor olursa olsun bu vizyondan vazgeçilmemeli. Türkiye HIV Topluluğu uluslararası alanda yüksek düzeyde görünürlükle temsil etmeyi ve iş birliği fırsatları yaratmayı önceliklendiren Kırmızı Kurdele İstanbul olarak, bu vizyonun İstanbul şehrine kazandırılması için öncü girişimlerde bulmaktan ve sorumluluk almaktan ötürü mutluyuz. Sürecin temel belgesi olan Paris Deklarasyonu ne söylüyor? Sıfır yeni HIV enfeksiyonu ve AIDS kaynaklı sıfır ölüm hedefine ulaşma yolunda, HIV kaynaklı sıfır damgalama ve 95-95-95 hedeflerine ulaşan şehir ve belediyelere yol gösterici bir belge olan Paris Deklarasyonu'nu imzalayan belediyeler başta sivil toplum olmak üzere tüm paydaşlarla birlikte çalışarak -Şehir ve belediyelerde HIV salgınlarının 2030 yılına kadar sona erdirilmesi, -Tüm çalışmaların merkezine insanın koyulması, -Risk, kırılganlık ve bulaş nedenlerinin irdelenmesi, -HIV müdahalesinin pozitif sosyal dönüşüm için kullanılması, -Yerel ihtiyaçları yansıtan uygun bir müdahalenin tesis edilip hızlandırılması, -Entegre halk sağlığı ve sürdürülebilir kalkınma için kaynakların seferber edilmesi, -Alandaki tüm paydaşların, liderlerin bir araya getirilmesi, taahhütlerini veriyor. Kırmızı Kurdele İstanbul'un Türkçeye çevirdiği Paris Deklarasyonu'nu buraya ya da aşağıdaki butona tıklayarak indirebilirsiniz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • HIV ile ilişkili damgalanma ve ayrımcılık hâlâ büyük bir problem

    Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) öncülüğünde yürütülen damgalama ve ayrımcılık anketinin sonuçları paylaşıldı. European AIDS Treatment Group (Belçika), AIDS Action Europe (Almanya) ve National AIDS Trust Birleşik Krallık) ile iş birliği içinde geliştirilen anketin Türkçeye çevirisini ve Türkiye’de yaygınlaştırılmasını ise herkes için #hivbilgisi kaynağı www.kirmizikurdele.org üstlendi. Ankete aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 54 ülkeden 3272 HIV pozitif yanıt verdi. Türkiye en çok yanıtın alındığı 2. ülke oldu. Detaylar herkes için #hivbilgisi kaynağı kirmizikurdele.org'de İyi okumalar. kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Arda Karapınar, Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı, HIV Glasgow 2024 Bilim Kurulu Üyesi Güncelleme tarihi: Kasım 4, 2023 Yayın tarihi: Şubat 4, 2023 Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. -Türkiye, 54 ülkeden 3272 HIV pozitifin yanıt verdiği ankete en çok verilen 2. ülke oldu ECDC, anketin Birleşmiş Milletler’in 2014 yılında yayınlanan sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uyumlu olarak yapıldığını belirtti. Bu hedefler “AIDS salgınını 2030 yılına kadar sona erdirmeyi” amaçlarken, “sıfır ayrımcılığa” ulaşma sözü de içeriyorlar. Fakat ankete ilişkin ilk sonuçlar, uluslararası toplumun bu hedeflerden hayli uzak olduğunu gösteriyor. Sonuçlara göre HIV pozitiflerin damgalanmaya maruz kalma ihtimali hâlâ en az geçmiş yıllardaki kadar yüksek. Örneğin ankete katılan 3272 HIV pozitifin %21'i HIV statüleri ilgisiz kişilerce öğrenilebilir endişesiyle sağlık hizmetlerine başvurmadıklarını belirtiyor. Sadece bu veri bile, damgalama ve ayrımcılığın #HIV pozitiflerin sağlık hizmetlerine erişimini ne ölçüde engellediğini göstermeye yeterli. Bu, özellikle damgalanmanın diğer ortamlara göre daha yoğun hissedildiği hastane vb. ortamlarda maruz kalınan bazı damgalama türlerine ilişkin bir kaygı. Üstelik ankete katılanların büyük çoğunluğu HIV tedavisi ilaçları kullanıyor ve viral baskı sağlamış yani HIV’in cinsel ilişkilerde bulaştırılmasını önlediği kanıtlanan *B (belirlenemeyen) seviyede olsalar bile. (*Bkz: Belirlenemeyen = Bulaştırmayan, B=B) Anket, sağlık durumu ile damgalanma ve ayrımcılık deneyimi arasında da güçlü bir bağlantı olduğunu ortaya çıkarıyor. Sağlıklarını “çok kötü” ya da “kötü” olarak değerlendiren katılımcıların aile ve/veya yakın çevre tarafından tehdit edilme veya sözlü/fiziksel tacize uğrama veya aile ortamından dışlanma olasılıkları, sağlık durumlarını “iyi” olarak tanımlayanlardan en az iki kat fazla. ECDC’den Teymur Noori “AIDS’i nasıl sonlandırabileceğimizi biliyoruz ancak konu damgalama ve ayrımcılık olduğunda aynı şeyi söyleyemiyoruz. HIV sebepli damgalama ve ayrımcılığın mekanizmasına ilişkin anlayışımızda bile büyük boşluklar var. Ne kadar yaygın oldukları ve nasıl işledikleri hakkında daha iyi bir fikir edinene kadar damgalama ve ayrımcılıkla tam anlamıyla mücadele edemeyiz. Bu anketi de bu yüzden düzenledik. Anketi belirli aralıklarla tekrarlayıp, ilerlemeyi izlemek istiyoruz” dedi. Ankete katılanların %80’i kendilerini erkek, %16'sı kadın ve bu %16’nın %17'si trans kadın (yani tüm katılımcıların %2,6'sı), erkeklerin ise % 0,5'i trans olarak ifade etti. %3’ü ise *non-binary ifadesini benimserken %1,5'i cinsiyet ve cinsellik sorularına yanıt vermedi. Ankete katılanların toplamda %68’i kendilerini lezbiyen, gey veya biseksüel olarak ifade etti. (*Non-binary veya genderqueer, cinsiyet kimliklerinin maskülen veya feminen olmayan, yani ikili cinsiyet sınıflandırmasının dışındaki kimliklerini kapsayan bir spektrumudur. Kaynak: Wikipedia) -HIV ile yaşayanlar hayatlarından memnun değil Katılımcılara HIV pozitif olmaktan utanıp utanmadıkları ve HIV pozitif olmaktan ötürü özgüvenlerinin düşük olup olmadığı sorulduğunda, %27-28'i buna kesinlikle evet ve evet cevabı verdi, %45-49'u ise onlarla aynı fikirde değildi ve/veya hiç aynı fikirde değildi. Hayatınızdan ne kadar memnunsunuz (1’den 10’a puanlama) sorusuna verilen cevaplar ise şöyle; %17'si üç puan veya daha az, %31'i dört ila altı puan ve %56'sı yedi ila on puan. Bu soruya katılımcıların sadece %20'sinin 9 veya 10 puan vermesi dikkat çekici bir detaydı. Yani her 5 HIV pozitiften sadece 1’i hayatından gerçekten memnun. Katılımcılara HIV pozitif olduklarını diğer insanlara açıklamanın zor olup olmadığı sorulduğunda katılımcıların %57'si HIV statüsünü açıklamanın kendileri için çok zor ya da zor olduğunu ifade etti. Aynı konu başlığı altında bir başka soruya; -HIV durumlarından tek bir arkadaşlarına bile bahsetmediklerini söyleyenlerin oranı %17, -Bugüne kadar hiçbir cinsel partnerlerine söyleyemediklerini söyleyenlerin oranı %9, -Aile üyeleri ile paylaşamadıklarını söyleyenlerin oranı %26, -İş arkadaşlarına söyleyemeyenlerin oranı ise %34. HIV durumlarından en azından 1 ya da 2 aile üyesine bahsettiklerini söyleyenlerin oranı ise sadece %23. Anketin devamında katılımcılara HIV pozitif olmalarından ötürü aşağıdaki altı olumsuz tepkiden herhangi biri ile karşılaşıp karşılaşmadıkları sorulduğunda cevaplar şöyle oldu: -Arkadaşları tarafından reddedilme: %24 -Cinsel partner tarafından tehdit sözlü/fiziksel istismar: %17 -Aile tarafından ayrımcı sözler veya dedikodular: %16 -Tanıdıkları tarafından şantaj: %15 -Aileleri tarafından tehdit veya istismar: %11 -Aileden dışlanmak: %10 Anketin kilit sorularında bir tanesi katılımcıların bu deneyimleri en son ne zaman yaşadıkları hakkındaydı ki en çarpıcı bulgulardan biri de bu soruya dair oldu. Katılımcıların bir kısmı bu deneyimleri son bir yıl içinde yaşadıklarını, aynı oranda bir kısmı ise on yıl önce yaşadıklarını belirttiler. Örnek vermek gerekirse: Ankete katılanların%24'ü arkadaşları tarafından reddedilme deneyimine sahip olduklarını söyledi. Bunların dörtte biri bu deneyimi bu deneyimi son bir yıl içinde, bir diğer çeyreği ise on yıl ve daha uzun süre öncesinde yaşamışlar. Cevaplar, on yıldan fazla bir süredir HIV statülerinin farkında olan bazı insanların damgalanma ile başa çıkmada zamanla daha donanımlı hale gelmiş olduklarını, ancak toplumda HIV ile ilişkili damgalamanın yakın zamanda HIV tanısı almış olanlar için devam eden bir sorun olduğunu gösteriyor. Tüm bu veriler HIV ile yaşayanların sadece HIV taşıyor olmak dolayısıyla maruz kaldıkları damgalanmayı bir kez daha kanıtlayan veriler. Bunun sebebinin ise HIV pozitif olmayı suç, günahkârlık vb. sayan yaklaşımlar ve bu yaklaşımlara dayalı söylemler, haberler vb. olduğu rahatlıkla söylenebilir. Sıklıkla tekrarladığım gibi; insanların ayıplanma ve dışlanma korkusu olmadan HIV hakkında konuşabildikleri bir dünya inşâ etmek, hepimizin ortak sorumluluğu. Anketin tam raporuna (İngilizce) buradan erişebilirsiniz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • ECDC ve EACS'tan sağlık tesislerinde HIV bilgi ve tutum ölçümü anketi

    Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) ve Avrupa AIDS Klinik Topluluğu EACS, sağlık tesislerindeki HIV ile ilişkili damgalama ve ayrımcılığa ölçmek amaçlı ve sağlık profesyonellerine yönelik Avrupa çapında bir anket çalışması yürütüyorlar. Herkes için #hivbilgisi kaynağı kirmizikurdele.org olarak, ECDC'nin daha önceki çalışmalarında olduğu gibi bu ankete de destek oluyor ve katılımınızı rica ediyoruz. Anketin sonuçlarını daha önceki çalışmalarda olduğu gibi yine kirmizikurdele.org'de yayınlayacağız. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü S. Yayın tarihi: Kasım 04, 2023 Buraya tıklayarak ulaşabileceğiniz ve son katılım tarihi 30 Kasım 2023 olan anketin tanıtım metni şöyle; "Avrupa genelinde sağlık tesislerinde HIV bilgi ve tutumlarını ölçmeyi hedefleyen ankete hoş geldiniz. Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) ve Avrupa AIDS Klinik Topluluğu (EACS), sağlık tesislerindeki HIV bilgi ve tutumlarını daha iyi anlamak için çalışmaktadır. Avrupa veya Orta Asya'daki bir ülkede sağlık sektöründe çalışıyorsanız, sizi bu ankete katılmaya davet ediyoruz. Ankete katılabilmek için 18 yaşını doldurmuş bir yetişkin olmanız gerekmektedir. Yanıtlarınız, sağlık tesislerinde HIV ile ilgili olumsuz tutum ve davranışları azaltabilmemiz için hem sağlık çalışanlarının hem de HIV ile yaşayanların ihtiyaçlarını ve önceliklerini belirlememize yardımcı olacaktır. Anket anonim ve gizli olup katılımcıların kimliğinin belirlenmesine olanak tanıyan (AB Genel Veri Koruma Yönetmeliği'nde tanımlandığı şekilde) hiçbir bilgi toplanmayacak, saklanmayacak veya aktarılmayacaktır. IP adresleri kaydedilmeyecektir. Bu nedenle anketi tek oturumda tamamlamanız gerekmekte olup, bu anketi sonlandırmadan durdurup daha sonra geri dönmenizin mümkün olmadığı anlamına gelir. Anonim veriler ECDC (veri sorumlusu) tarafından toplanılacak ve AB Genel Veri Koruma Yönetmeliğine uygun olarak işlenecektir. Anonim veriler, AB Genel Veri Koruma Yönetmeliği uyarınca ECDC akademik ve topluluk ortaklarıyla paylaşılacaktır. Anketin tamamlanması yaklaşık 10 dakika sürmektedir. İstediğiniz zaman anketten çekilebilirsiniz. İstemiyorsanız hiçbir soruyu yanıtlamak zorunda değilsiniz. Bu çalışmayla ilgili herhangi bir endişeniz varsa info@eacsociety.org ile iletişime geçebilirsiniz." Ankete buraya ya da görsele tıklayarak erişebilirsiniz. (Etik duyuru: Kırmızı Kurdele İstanbul bu anketin tasarlayıcısı, yürütücüsü ya da gözlemcisi değildir. Anketin içeriği Kırmızı Kurdele İstanbul'un görüşlerini yansıtmaz ve bağlamaz. Çalışmaya ve kişisel bilgilerinizin gizliliğine ilişkin tüm yasal ve etik sorumluluk, çalışmanın yürütücüsüne aittir.) www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • HIV hakkındaki incitici sorularla başa çıkmak için bazı tavsiyeler

    Herkes için #hivbilgisi kaynağı www.kirmizikurdele.org'den, "temiz misin?" ya da "virüs sana kimden bulaştı" gibi iyi niyet maskesi takmış küstah ve çizgiyi aşan sorulara cevap vermek hakkında bazı pratik tavsiyeler. Detaylar #hivbilgisi yazımızda. www.kirmizikurdele.org Herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Kırmızı Kurdele İstanbul Gönüllüsü E. Güncelleme tarihi: Kasım 2, 2023 Yayın tarihi: Aralık 2018 (Türkiye’nin #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler KAYNAK GÖSTERMEK ŞARTIYLA herkesin paylaşımına açıktır. Paylaşımlarınızda web-sitemizi kaynak göstermenizi/mention/etiket vb. yapmanızı rica ederiz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur.) HIV pozitif bireyler, zaman zaman incitici ve rahatsız edici sorulara muhatap olmaktan şikâyet ederler. Bazıları doğrudan kötü niyetli, bazıları ise aslında iyi niyetli amaçlarla sorulmuş olsalar ve hatta destek olmak isteyen yakın arkadaşlarınızdan gelseler de bu tip soruların kaynağı aynıdır; #hivbilgisi eksikliği ve sağdan soldan duyulmuş safsataları bilimsel kaynaklardan doğrulmamak. Daha da kötüsü, bu soruların size kendinizi çok hissettirebilen, utandırabilen, bütün gününüzü mahveden sorular olabilmeleridir. Danışanlarımızdan duyduğumuz örneklerden biri şöyleydi; ‘’HIV hakkında bildiği tek şey ondan sebepsiz yere korkmak olan bir akrabam, anne babamın yanında "vasiyetini hazırladın mı?’" diye sormuştu. İlaçlarımı düzenli kullandığımı ve benim de herkes kadar sağlıklı ve uzun bir ömür süreceğimi bilen ailem soruya gülüp geçseler de maalesef ben aynı sakinlikte kalamadım!’’ Ya da en sık duyulanlardan biri olan şu harika soru; "temiz misin?" Bir tarafın bu sorunun duş almakla ilgili olmasını umuyor olsa da diğer yanın gerçeği çaresizce bilir. Aklınca belirlenemeyen (#besittirb) seviyede olup olmadığın soruluyordur ve soranın iyi niyetli olduğundan emin olman kendini kötü hissetmene engel olmayabilir. Buna benzer durumlar içinde oldun ve çok büyük olasılıkla olmaya devam edeceksin. İncitici, kötü hissettiren sorular asla bitmeyecekler. Onları tamamen bitirmek mümkün olmasa da nasıl cevaplayacağın sana bağlı. Bu tip sorulara bir kez daha maruz kaldığında şu üç noktanın üzerinde durmaya çalış; - Soru kimden geliyor? Sorunun kimden geldiği, ona karşı tavrımızı da belirler. Mesela soruyu soran sıkı fıkı bir arkadaşınsa ve belki de eğitimsiz biriyse, sorusu aslında seni önemsediğinin, endişelendiğinin işareti, sevgisini göstermenin bir yolu da olabilir. Soruyu soran kişiyle sevgi dolu ve güvene dayalı bir ilişkin varsa, sorunun seni incittiğini söylemek yararlı olabilir. “Bu tip sorular beni incitiyor” basitliğinde bir geri bildirim, davranışını gözden geçirmesinde etkili olabilir. Seni gerçekten önemseyen insanlar seni incitmek istemezler ama bazen ne sorduklarının ya da nasıl kaba bir biçimde sorduklarının farkında olmayabilirler. Eğer durumun böyle olduğunu düşünüyorsan, belki de doğru #hivbilgisi aktarımı ve iletişim onarımı için iyi bir şanstır. Bizce denemeye değer. - Kendi işlerine baksınlar! Sevdiklerinden, yakın arkadaşlarından ve hatta doktorundan gelen müdahale edici sorulara katlanmak başka bir şeydir. Peki ya pek de muhabbetin olmayan meslektaşlar, yakın bile denemeyecek tanıdıklar ve her gün orada burada karşılaştığın insanlar? Soruyu cevaplamaya girişmeden önce kendine şunu sor: cevabı bilmeleri gerekiyor mu? Bu denli kişisel bir şeyi bilmeye hakları var mı? Eğer kendi sorunun yanıtı "hayır"sa, onların sorusunun yanıtı pekâlâ ‘sana ne!’ olabilir. Ya da aynı netlikteki benzer bir cevap. Eğer ilk örnekte olduğu gibi bunu da yapıcı bir iletişim kanalı oluşturmak için fırsat olarak değerlendirmek istersen şunu dene “bunu böyle olur olmaz bir anda, ben sorsam nasıl hissederdin?” Ya da onlara sadece yan gözlerle bakıp susmak da bir seçenek. Hiçbir şey söylememek, "çizgiyi aştın" mesajı vermende yardımcı olabilir. Bir diğer önemli gerçek ise HIV hakkında bilgi sahibi olmayan/yanlış bilgi sahibi olan herkesi eğitmek gibi tam zamanlı bir görevin olmadığı. Hayır, bu kesinlikle bir görev değil. Bunu yapmak istediğin günler olabileceği gibi istemeyeceğin günler de olabilir. Sırf onların soracak soruları olması, hepsini her zaman cevaplaman gerektiği anlamına gelmez. İnsanlara doğru #hivbilgisi aktarmak elbette önemli ve gerekli. Ayrımcılık ve damgalama karşısında bilgi daha güçlü ve etkili başka bir aracımız yok. Ancak bunu ne zaman yapmak istediğin tamamen sana ait bir karar. O gün gününde olmadığını düşünüyorsan, yapmamak da bir tercih. Seçim senin. - Sorunun amacı nedir? Neye hizmet ediyor? Biriyle iyi arkadaş olmak, yakın akraba olmak, karşılıklı bir hoşlanma durumu vb. durum içinde olmak merak edilen şeyi, kaba ve saygısızca sormak hakkı vermediği gibi her şeyi sorma hakkı da vermez. Buna rağmen, yeni tanıştığınız birinin HIV durumunuz ya da ilaçlarınızla ilgili sorularına karşı daha duyarlı ve cevaplamaya daha hevesli olabilirsiniz. Bu oldukça normal. Burada belirleyici olan şey niyet. Eğer amaç sizi daha iyi tanımak, durumu daha iyi anlamak ve yardım etmekse ne güzel. Hayatta hepimizin bize destek olacak, güvenilir insanlara ihtiyacı var. Peki sorulan şey gerçekten ihtiyaçlarınızı ya da ruh halinizi daha iyi anlamak gibi amaçlara mı hizmet ediyor mu yoksa bu amaçlara hizmet etmediği gibi, içi boş başka diyaloglara, dedikodulara mı fayda sağlıyor. Bu tip soruların en ünlüsü ve sık duyulanı şu; "virüs kimden bulaştı?" Bu soru, neresinden bakarsanız bakın dedikodudan başka hiçbir işe yaramaz. Diyelim ki bunu siz de çok merak ettiniz ve (emin olmak neredeyse imkânsız olsa da) buldunuz. Cevap ne işe yarayacak? Size soruyu soran arkadaşınız bu cevapla ne yapacak? Yapacağı hangi şey size gerçekten yardım edebilir ki? Bizim tavsiyemiz bu gibi hiçbir fayda üretmeyen soruları sormalarına asla müsaade etmemeniz. Evet bunları ısrarla öneriyoruz. Fakat biliyoruz ki sen ne kadar net ve kararlı olsan da bu tip soruları soran, üzerine vazife olmayan işlere burunlarını sokan, çizgiyi aşan, seni incitenler oldu ve olmaya devam edecekler. Bu tip şeyleri tamamen engellemek maalesef olanaksız ama benzeri bir durumla her karşılaştığında şunu hatırlamanı isteriz; İncinmeyi hele de sadece HIV pozitif olman yüzünden incitilmeyi asla hak etmiyorsun. Sen de herkes kadar biricik ve değerlisin ve biz seni olduğun gibi seviyoruz. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • Hızlı Erişim Şehirler (Fast Track Cities) 2023 Konferansına katıldık ve bir de konuşma yaptık

    Türkiye'yi ve yerel HIV topluluğumuzu Uluslararası HIV aktivizmi gündeminde görünür kılmayı daima önceliklendiren ve Uluslararası Hızlı Erişim Şehirler Girişimi'nin Türkiye'deki öncüsü olan Kırmızı Kurdele İstanbul olarak #FTC2023 Konferansına Türkiye'den tek STK olarak katıldık, bir de oturum yönettik ve konuşma yaptık. As Red Ribbon Istanbul, which has always prioritized making Türkiye and our local HIV community respectably visible on the international HIV activism agenda and is the focal point of the International Fast Track Cities Initiative in Türkiye, we attended the #FTC2023 Conference as the only NGO from Türkiye and also made a speech. Detaylar #hivbilgisi yazımızda. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org Herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Arda Karapınar, Tedavi aktivisti, Topluluk yazarı, HIV Glasgow 2024 Bilim Kurulu Üyesi, Yayın tarihi: Ekim 20, 2023 Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. Türkiye'yi ve yerel HIV topluluğumuzu Uluslararası HIV aktivizmi gündeminde görünür kılma vizyonumuzla yaptığımız çalışmaları yakından takip edenler, İstanbul'u (ya da Türkiye'den ilk adımda en az bir şehri) Fast Track City/Hızlı Erişim Şehir (FTC) yapmak hedefinde sürdürdüğümüz çalışmaların da farkındalar. Afrika, Asya Pasifik, Avrupa, Kuzey Amerika, Latin Amerika ve Ortadoğu'dan onlarca şehrin dahil olduğu bir ağ ve ortak hedefler ağı olan Fast Track Cities/Hızlı Erişim Şehirler konusu Türkiye'de kapsamlı bir biçimde ilk kez Kasım 2022'de gerçekleşen Sivil Toplum HIV Konferansı #HIV2022İstanbul'da özel bir oturum ile tartışılarak yerel HIV topluluğunun ilgisine sunulmuştu. Bu özel oturumu ise Mart 2023'te sürecinin temel paydaşları olan sivil toplum kuruluşu temsilcileri, aktivistler, ilaç endüstrisi ve kamu yönetimi temsilcilerinin katılımı ile düzenlediğimiz ilk adım toplantısı takip etmişti. Mart 2023'teki toplantı ile ilgili notumuza buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. (* HIVIstanbul2022 I Hızlı Erişim Şehirler/Fast Track Cities Ağı oturumunu buraya tıklayarak YouTube'da ya da bu sayfada en altta izleyebilirsiniz) --Fast Track Cities/Hızlı Erişim Şehirler Ağı tam olarak nedir?-- Fast-Track Cities, yeni HIV olgularını 2030 yılına kadar sona erdirmeyi amaçlayan uluslararası bir girişim. Dünya genelinde 200'den fazla şehir, sıfır yeni HIV olgusu, sıfır önlenebilir ölüm, sıfır damgalanma ve ayrımcılık ve HIV ile yaşayan insanlar için daha iyi bir yaşam kalitesi elde edilmesini amaçlayan bu hareketin bir parçası. Henüz Türkiye'den herhangi bir şehir bu önemli ağın bir parçası değil ve KKİ olarak, bu konuyu önceliklendirmemizdeki en temel motivasyonlardan birisi Türkiye'yi bu önemli ağın bir parçası haline getirmek. Fast Track Cities/Hızlı Erişim Şehirler, çerçevesini Birlemiş Milletler'in "Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri"'nin "2030’a kadar AIDS, tüberküloz, sıtma ve ihmal edilen tropikal hastalık salgınlarının sona erdirilmesi ve hepatit, su yoluyla bulaşan hastalıklar ve diğer bulaşıcı hastalıklarla mücadele edilmesi" cümlesini içeren 3.3 maddesi ve UNAIDS'in **95-95-95 hedefleri kapsamında belirliyor. FTC girişimi Uluslararası AIDS Bakımı Sağlayıcıları Derneği (IAPAC) tarafından başlatıldı ve ilk olarak Paris Şehrinin katılımıyla duyuruldu. FTC Girişiminin temel belgesinin Paris Deklarasyonu almasının sebebi de bu. (Türkçeye Kırmızı Kurdele İstanbul gönüllülerinin çevirdiği Paris Deklarasyonu'nu sayfa sonunda bulunan butona tıklayarak indirebilirsiniz.) (**Birinci 95: Dünya genelindeki tüm HIV pozitiflerin en az %95'inin tanı alması yani HIV pozitif olduklarını biliyor olmaları. İkinci 95: Dünya genelindeki tüm HIV pozitiflerin en az %95'inin HIV tedavisi ilaçları'na (ART) eriştirilmiş olması. Üçüncü 95: HIV tedavisi ilaçları kullanmaya başlayan HIV pozitiflerin en az %95'inin viral yüklerinin (kanda ölçülebilen HIV miktarı) HIV'in bulaştırılmasını önleyen *B seviyeye baskılanması. (*B seviye: Belirlenemeyen = Bulaştırmayan B=B) ) --Fast Track Cities/Hızlı Erişim Şehirler Konferansları niçin yapılıyor, konferansların amacı nedir?-- 2019 yılından bu yana her yıl Fast Track Cities Ağı'na dahil olan başarılı şehirlerden birinde yapılan konferansın 2023 edisyonu, 25-27 Eylül 2023 tarihleri arasında Amsterdam’da düzenlendi. Kırmızı Kurdele İstanbul'un katılımı, her yıl düzenli olarak yapılan bu konferansların tarihindeki ilk Türkiye katılımı olarak da not edilmiş oldu. Bu konferans, Fast-Track Cities ağının beşinci konferansıydı ve dünyanın farklı ülkelerinden 700’den fazla delegenin katılımıyla gerçekleşti. Konferans, Uluslararası AIDS Bakım Sağlayıcıları Derneği (IAPAC), Fast-Track Cities Enstitüsü (FTCI), Birleşmiş Milletler HIV AIDS Programı (UNAIDS) ve GGD Amsterdam işbirliğiyle düzenlendi. Her yıl düzenlenen Fast Track Cities Konferanslarının amacı, HIV ve AIDS ile mücadelede hızlı ilerlemeyi teşvik etmek. Bu konferanslar, HIV ya da AIDS ile yaşayanların bakım ve tedavisini iyileştirmek, HIV’i durdurmak ve virüsün etkilerini azaltmak için küresel çabaları destekleyen tüm yaklaşımları tartışıyor ve ağ üyesi şehirlerin ortak HIV cevabında ne durumda olduklarına birlikte bakmalarını sağlıyor. Konferanslar ayrıca, bu alandaki en son araştırma ve uygulamalar hakkında bilgi paylaşımını da teşvik ediyor. --Konferansa Türkiye katılımının önemi ve not ettiklerimiz-- Fast Track Cities/Hızlı Erişim Şehirler konusu Türkiye'de kapsamlı bir biçimde ilk kez Sivil Toplum HIV Konferansı #HIVIstanbul2022'de özel bir oturum ile tartışılarak yerel HIV topluluğunun ilgisine sunulmuş, ardından da Fast-Track Cities Institute Bölgesel Başkan Yardımcısı Gonçalo Lobo'nun ve sürecinin temel paydaşları olan sivil toplum kuruluşu temsilcileri, aktivistler, ilaç endüstrisi ve kamu yönetimi temsilcilerinin katıldığı ilk adım toplantısında sürecin nasıl işleyeceği konuşulmuştu. Bu ilk adımların ardından, Türkiye'de Hızlı Erişim Şehirler Ağı konusunda öncülük ederek gerekli kamuoyu ilgisinin oluşmasını sağlamaya çalışan Kırmızı Kurdele İstanbul'un, beşinci kez düzenlenen bu konferansa IAPAC'ın davetlisi olarak ve ilk katılması, Türkiye'deki sürecin yavaş fakat emin adımlarla ilerlediğinin bir göstergesi olarak okunmalı. Buraya tıklayarak incelenebilecek ajandada da görülebileceği gibi konferans, ağa dahil olan şehirlerin 95-95-95 hedefleri ve yerel HIV cevabı olgunluğunda ne seviyede olduklarına ilişkin deneyimlerin birinci ağızdan paylaşıldığı oturumlara sahne oldu. Bu bakımdan FTC2023 Konferansına katılımımız, Hızlı Erişim Şehirler Ağı'na katılma hedefinde hem teknik bilgi, hem iş birliği hem de paydaşlık ilişkileri potansiyellerin optimum biçimde işletilebilmesine dönük doğru planların yapılmasına kesinlikle katkı sunacak. Buna ek olarak Türkiye'nin konferanstaki görünürlüğünün, Türkiye'yi ve yerel HIV topluluğumuzu Uluslararası HIV aktivizmi gündeminde görünür kılma vizyonumuzla yaptığımız çalışmalarla kesişerek, daha önce küresel U=U (#BesittirB) kampanyasının öncülerinden ve sözcülerinden birisi olarak Türkiye'ye kazandırdığımız ivmeyi olumlu destekleyeceğine ve bunun da Türkiye'yi Hızlı Erişim Şehirler Ağı'na dahil etme hedefine katkı sunacağına inanıyoruz. FTC2023 Konferansında aldığımız notların belki de en dikkat çekisi, Amsterdam'ın FTC Ağı ve 95-95-95 hedeflerine erişme yolunda yaptığı çalışmalarla, 2022 yılında sadece 9 yeni HIV olgusu kaydetmiş olmasıydı. Sadece bu örnek bile en az bir şehrin FTC Ağı'na katılımının o şehrin ve genel olarak ülkenin HIV cevabına nasıl olumlu katkılar yapabileceğinin kanıtı. Konferans kapsamında yönettiğimiz ve bir de sunum yaptığımız oturumda ise Belirlenemeyen = Bulaştırmayan'ın (#BesittirB) küresel 95-95-95 hedeflerine ulaşılmasındaki rolü tartışıldı. Bir kısmını yukarıya alıntıladığımız sosyal medya paylaşımında göreceğiniz konuşmamızda ise, MENA/EECA (Orta Doğu ile Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa ile Merkez Asya) bölgeleri ve Türkiye deneyimlerden bahsederek #BesittirB'nin küresel hedeflere ulaşılmasına katkılarına odaklandık. Fast-Track Cities Institute Bölgesel Başkan Yardımcısı Gonçalo Lobo Kırmızı Kurdele İstanbul'un #FTC2023 Konferansına katılımı hakkında şunları söyledi; "FTC Girişimi ve IAPAC olarak İstanbul'un (ya da ilk adımda başka bir şehrin) FTC Ağı'na katılımını çok önemsiyoruz. Bu bağlamda, Türkiye'deki çalışmalara öncülük eden Kırmızı Kurdele İstanbul'un bu konferansa katılım dolayısıyla elde edeceği birikim ve dahil olacağı bilgi paylaşım ağı Türkiye'deki çabaları olumlu etkileyecektir. FTC Girişimi ve IAPAC olarak bu yolculukta Türkiye HIV topluluğunu desteklemeye devam edeceğiz." Kırmızı Kurdele İstanbul Türkiye'yi ve yerel HIV topluluğumuzu Uluslararası HIV aktivizmi gündeminde görünür kılma vizyonuyla, Türkiye'yi FTC Ağı'na dahil etmek için IAPAC'ın teknik desteğiyle ve tüm yerel paydaşlarla iş birliği içinde çalışmaya devam edecek. Bir şehrin FTC Ağı üyesi olarak neler yapması gerektiği ve bu çalışmaların sağladığı faydalar hakkında daha fazla ilgi edinmek isterseniz, başarılı FTC örneklerinden biri olan Londra'nın FTC temalı web sitesini ziyaret edebilirsiniz; Fast-Track Cities London: Helping end HIV by 2030 (fasttrackcities.london) -- Etik bildirim -- Kırmızı Kurdele İstanbul #FTC2023 Konferansına IAPAC'ın katılım kaydı bursu, Gilead Sciences Türkiye'nin koşulsuz ulaşım ve konaklama desteği ile katılmış, konferans katılımı kapsamında yapılan günlük harcamalar (yemek, şehir içi ulaşım vb.) gönüllümüz tarafından karşılanmış, dernek bütçesinden hiçbir harcama yapılmamıştır. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

  • Stigma Index (Damgalama Ölçeği) Çalıştayında Türkiye'yi temsil ettik

    HIV ile yaşayanların karşılaştıkları damgalamanın sosyal ve bireysel boyutlarını araştırarak, uygulandığı coğrafyadaki mevcut durumu veriler ışığında ortaya koymayı hedefleyen Stigma Index Çalıştayının davetlisi olarak Türkiye'yi gururla temsil ettik ve çalışmanın Türkiye'de yeniden yapılabilmesine yönelik ön hazırlıklara başladık. Red Ribbon Istanbul proudly represented Türkiye in the Stigma Index Workshop led by GNP+, which aims to reveal the current situation in the geography where it is implemented in the light of data by investigating the social and individual dimensions of stigma faced by people living with HIV. Hosted by Vivre Positif, the workshop invited Red Ribbon Istanbul from Türkiye and delegates from Morocco, Tunisia, Egypt, Jordan, Somalia, and Djibouti to participate in four days of fruitful academic discussions. Detaylar #hivbilgisi yazımızda. İyi okumalar. www.kirmizikurdele.org Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı #hivhakkindahersey Yayına hazırlayan: Kağan Çavuşoğlu, Aktivist Yayın tarihi: Ekim 15, 2023 Herkes için #hivbilgisi sağlayıcısı ve kaynağı www.kirmizikurdele.org ve @redribbontr sosyal medya hesaplarındaki #hivbilgisi içerikleri ve tüm içerikler kaynak göstermek şartıyla herkesin paylaşımına açıktır. Alıntılarınızda www.kirmizikurdele.org'yi kaynak göstermenizi ve @redribbontr'yi etiketlemenizi rica ediyoruz. Bunlar dışında özel olarak izin sormanıza gerek yoktur. Küresel HIV ile Yaşayanlar Ağı'nın (GNP+) liderliğinde geliştirilen bir standardize araştırma olan Stigma Index'in işleyiş metodolojisi ve yeniden uygulamasına yönelik olarak 24 – 28 Eylül 'de Beyrut’ta düzenlenen önemli çalıştaya Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinden delegeler ve GNP+ temsilcileri ile birlikte katıldık. Dört gün süren çalıştayda, Stigma Index’in birinci ve ikinci versiyonları arasındaki farklar ve yerel ihtiyaçlara uygun olarak uygulama süreçlerine yönelik zorlayıcı faktörler, ortaklaşma fırsatları ve çözüm yaklaşımlarına yönelik verimli tartışmalar yapıldı. Vivre Positif’in ev sahipliğiyle düzenlenen çalıştaya Türkiye’den Kırmızı Kurdele İstanbul davet edilirken Fas, Tunus, Mısır, Ürdün, Somali ve Cibuti’den de delegelerin katılımıyla dört gün süren verimli akademik tartışmalar yapıldı. Tartışmaların genel başlıkları şöyleydi; MENA Bölgesi'nde damgalama ve ayrımcılığın güncel durumu, Uygulama yolculuğu ve önemli aşamaları, Damgalama endeksi 2.0'yi uygulamak için tartışılmaz koşullar, Haritalama ve tüm adımların detaylı planlanması, Damgalama endeksi için tahmini bütçe oluşturulması ve geliştirilmesi. Dört gün süren bu önemli çalıştaya dair tüm sosyal medya paylaşımlarına şuradan erişerek daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Stigma Index nedir? HIV ile yaşayan kişilerin karşılaştıkları damgalamanın sosyal ve bireysel boyutlarını araştırarak, uygulandığı coğrafyadaki mevcut durumu veriler ışığında ortaya koyan Stigma Index, detaylara odaklanan bir sosyopsikolojik araştırma metodolojisidir. John Hopkins Üniversitesi’nin akademik süpervizörlüğüyle geliştirilen metodoloji, her ülkeye özel olarak HIV ile yaşayan kişilerin yaşadıkları damgalama ve ayrımcılık düzeyini ölçümlemek ve sonuçlara uygun olarak yerel politikalar geliştirilmesine destek olmaktadır. Türkiye'de daha önce yapılan ilk Stigma Index çalışmasının üzerinden 14 yıl geçmiştir ve mevcut çalışma güncelliğini yitirdiği için tekrarlanması gerekmektedir. Türkiye'yi ve yerel HIV topluluğumuzu Uluslararası HIV aktivizmi gündeminde daima görünür kılmayı önceliklendiren ve Stigma Index'in güncellenmesi için ön hazırlıklara başlayan Kırmızı Kurdele İstanbul olarak, Stigma Index ve benzeri tüm çalışmalara yönelik birikimlerimizi Türkiye genelinde ve yerel düzeylerde uygulamaya istekli sivil toplum kuruluşlarıyla ve yerel inisiyatiflerle ve dayanışmaya daima hazır olduğumuzu, bu vesileyle bir kez daha vurgulamak isteriz. -- Etik bildirim -- Kırmızı Kurdele İstanbul Stigma Index 2.0 Çalıştayına GNP Plus'ın ulaşım ve konaklama desteği ile katılmış, çalıştay katılımı kapsamında yapılan günlük harcamalar (yemek, şehir içi ulaşım vb.) gönüllümüz tarafından karşılanmış, dernek bütçesinden hiçbir harcama yapılmamıştır. www.kirmizikurdele.org herkes için #hivbilgisi #hivhakkindahersey

bottom of page